English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ D ] / Durumu iyi

Durumu iyi traduction Espagnol

3,058 traduction parallèle
Lütfen gidin! Babamın durumu iyi değil.
Por favor, váyase, mi padre no está bien.
- Şimdilik durumu iyi.
- Está aguantado por el momento.
Gömleksiz dostumuzun durumu iyi görünmüyor.
No es bueno para nuestra super lavacamisa.
- Gibbs. Ağır kan kaybı yaşamış, durumu iyi görünmüyor.
Pérdida masiva de sangre, no tiene buena pinta.
Yaranın durumu iyi, değerlerin sabit görünüyor.
Sí, las heridas se ven bien, tus constantes son estables y...
Sağlık durumu iyi mi, doktor?
¿ Ella está bien, doctor?
Bu sabah telefonda konuşup bana eşimin'Durumu iyi olanlar iyilik için çalışmalı'sözünü..
Y hablamos por teléfono esta mañana y me recordó lo que mi esposo solía decir...
Hayır, kanlı canlı yaşıyor. Durumu iyi, Family Guy'ı yazıyor.
Le va muy bien, escribe para "Padre de Familia".
Jasper durumu iyi kotaracak.
Jasper va a hacer que quede bien.
Memurun durumu iyi.
El oficial está estable.
- Durumu iyi.
- Está bien.
Tanrım! Durumu iyi mi?
Oh vaya, ¿ está bien?
Durumu iyi.
Estaba... bien.
Gördüğünüz gibi kurban hayatta ve durumu iyi.
Como puede ver, la víctima está viva y bien.
Çok hırpalandı ama durumu iyi.
Está bastante machacado, pero está bien.
Kalp atışını düzenlemek için ufak bir ameliyat geçirdi ama durumu iyi.
Tuvo una operación menor para corregir su pulso, pero está bien.
Durumu iyi mi?
¿ Está bien?
Genel olarak durumu iyi görünüyordu ben de evet dedim.
Parecía estar bien... en general... así que dije sí.
- Durumu iyi mi?
¿ Ella está bien?
Monroe'nun durumu iyi.
Monroe está bien.
Durumu iyi. Bu partiye gelebileceğim anlamına mı geliyor?
¿ Significa eso que puedo ir a la fiesta?
Cedar Knoll Ortaokulu'nda öğrenci konseyi başkanı olmak için akademik durumu iyi olan 25 imza toplamış bir öğrenci olman gerekir.
Para ser presidente del consejo estudiantil en la escuela media Cedar Knoll, tienes que ser un estudiante con buenas calificaciones que ha pasado 25 asignaturas.
Biraz sarsılmış, durumu iyi.
Bueno, está un poco afectado, sí.
Mariana'nın durumu iyi.
Mariana está bien.
Durumu iyi değil, Finn.
Ella no estaba bien, Finn. Se estaba muriendo.
Çok sabırsızsın. Lord Adon'un durumu iyi.
Estoy tan impaciente... preparados!
Durumu iyi değil.
No está bien, tío.
Kono az önce durumu iyi demişti.
Kono acaba de decir que estaba estable.
Koridorun sonunda. Durumu iyi.
Está al final de pasillo.
İyi olur. Durumu nasıl?
Eso estaría bien. ¿ Cómo está?
Nabzı güçlü, durumu iyi.
Está bien.
Bu durumu bu kadar iyi karşıladığın için teşekkürler.
Gracias por ser tan bueno con esto.
Bay McT'yi öldürmediyse durumu gayet iyi.
Estará bien, salvo que haya asesinado al Sr. McT.
Pek optimist bir insan sayılmam ama Tara, elinin durumu tahmin ettiğimden de iyi.
No soy un optimista, Tara, pero está mucho mejor de lo que esperaba.
Subaylar pek de iyi karşılamamış durumu.
Eso no va muy bien con el bronce.
Yani durumu iyi?
Así que está bien.
Ve o çok... Ekonomik durumu benden çok daha iyi.
Y ella es mucho más... a ella le va mucho mejor financieramente que a mí.
İşlerin durumu burada pek iyi değil.
Qué triste situación por aquí.
Savunma hazırlık durumu dersen daha iyi olur.
Es mucho más guay si dices "un EstDef".
Bütün arkadaşlarımın durumu benden çok iyi.
A todas mis amigas les va mejor que a mí.
- Durumu iyi.
Está bien. Está por aquí.
Biliyorum ama davanın durumu pek iyi halde değil.
- Sí. Lo sé. Pero ningún caso es perfecto.
su anda durumu daha iyi olmali.
- al hospital. - Bueno, debe estar mejorando.
Sanırım durumu düşünülürse iyi.
Supongo que está bien... teniendo en cuenta todo.
Ve muhtemelen maddi açıdan iyi bir durumu var.
Y sus antecedentes nos hacen pensar que es de clase media-alta.
Durumu gayet iyi, nakil edebilirsiniz.
Su estado es bueno, podemos trasladarla.
Onu daha erken bulursak, durumu daha iyi olacak.
Cuanto más pronto lo encontremos, mejor estará.
Bu durumu çok iyi açıklayabilir.
Eso explicaría muchas cosas.
İnan, annenin, bebeğini daha iyi bir yaşama sahip olması için sokacağı durumu tartışmıyorum.
No estoy en contra de las madres que ponen a sus bebés en una posición para que tengan una mejor vida.
Söylemesi kolay. İyi tarafından bakarsak bize saldırırlarsa efendilerinin durumu daha iyiye gitmeyecek.
Es más fácil decirlo que hacerlo.
- Kızınızın durumu iyi.
Su hija está bien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]