Duymadın mı traduction Espagnol
5,519 traduction parallèle
Duymadın mı yoksa ben efsaneyim.
No has oído? Leyenda yo.
Baba, ezdim geçtim ortalığı. Kalabalığı duymadın mı?
Papá, fue todo un maldito éxito.
Duymadın mı? Ahmaklar.
Recortes presupuestarios.
- Duymadın mı, yavaş sürüyormuşum.
¿ Has oído lo que yo estaba diciendo...? Me lo voy tirando despacio...
Dediklerini duymadın mı?
¿ No oíste a la gente gritando?
"Tang" i duymadın mı hiç?
No conoces el Tang?
Duymadın mı?
¿ No has oído?
Onları duymadın mı?
¿ No has oído'em allí?
Sen hiç duymadın mı?
¿ No escuchaste?
Hiçbir şey duymadın mı?
¿ No oíste nada?
Bunu duymadın mı?
¿ No oíste eso?
Duymadın mı?
Estás despedido!
Hiç duymadın mı bu oyunu?
¿ Nunca has oído hablar de ese juego?
- Beni duymadın mı sen?
¿ No puta me oyes? Dije que salir de aquí!
Duymadın mı hiç?
¿ No has oído hablar de ella?
Bugün nasıl çaldığımızı duymadın mı?
¿ Nos oíste esta tarde?
Sana seslendiğimi duymadın mı?
¿ Qué, no me escuchaste llamándote?
Komiseri duymadın mı?
¿ No escuchaste al ACP?
- Çanları duymadın mı?
¿ Escuchaste las campanas?
The Mob'u hiç duymadın mı?
¿ Nunca oíste hablar de The Mob?
Duymadın mı?
¿ No escuchaste?
Ne dediğimi duymadın mı?
¿ No has oído lo que dije?
Kondom diye bir şey duymadın mı be kadın? !
Dios, chica, ¿ has oído hablar de los putos condones?
- Şunu duymadın mı?
- ¿ Oíste eso?
Parayı eline tutuşturduğunda gurur duymadın mı yani?
Deben haberlo estado cuando les devolvió el dinero, ¿ no?
Duymadın mı?
¿ Los oístes?
Dediğimi duymadın mı sen? !
¿ Has oído lo que he dicho?
O kadını hiç duymadım. İlginç.
Nunca he oído hablar de ella.
# Dediğimi duymadınız mı?
♪ No escuchas lo que digo ♪
# Dediğimi duymadınız mı? #
♪ ¿ No oyes lo que te digo?
Seni hiç duymadım, hiç de gözüme çarpmadın.
Nunca te había visto. ¿ Quién te contrató?
Öf be, hiç "sattığın malla kafayı bulma" lafını duymadınız mı siz?
Alguna vez has oído hablar, que los niños... ¿ "No deben drogarse con su mercancía"?
Beni duymadınız mı?
¿ No me oyeron?
Sorun şu ki, ben onun adını bile duymadım.
El único problema es que sé este hombre en absoluto.
Bu sesleri duymadın mı?
¿ No oíste esos sonidos?
Onun sıcak, sıcak dediğini duymadınız mı? Tıpkı, ökseotu gibi yani.
No lo escuchastes hot hot hot Es como un muerdago
Sana hiç duymadım en iyi hikaye var ki şişenin geri kalanını Bahis.
Apuesto el resto de esa botella a que tengo la mejor historia que podrías escuchar.
- Peki, eğer bir scrabble bilgini olmasaydın hile yapmak zorunda kalmazdım. Hiç "Zaxpult" kelimesini duymadığını mı söylüyorsun? - Hileci!
¿ Quieres decirme que nunca has oído hablar de un zaxpult?
Şans, tesadüfler ve kaderle ilgili hikayeleri seviyorsanız, size hiç duymadığınız bir hikaye anlatayım.
Si te gustan las historias sobre la casualidad la coincidencia y el destino, entonces aquí hay una que nunca han escuchado.
Şans, tesadüfler ve kaderle ilgili hikayeleri seviyorsanız, size hiç duymadığınız bir hikaye anlatayım.
Si te gustan las historias sobre la casualidad y la coincidencia y la suerte entonces aquí hay una que nunca han escuchado.
Ben öyle duymadım ama sen asla iyi bir hikaye şeklinde sunmazsın.
No es lo que he oído,, pero nunca dejé hechos ponerse en el camino de una buena historia.
- Hiç duymadınız mı?
- ¿ Nunca habéis oído hablar de él?
Ne dediğini duymadın mı?
¿ No oíste lo que dijo?
Çok fazla bir şey duymadım ama bir kadın hakkında konuşuyor gibiydiler.
Bueno, no escuché mucho, pero parecía que estaban hablando de una mujer.
- Adını söylediğini bile duymadım.
- Yo ni le he oído nombrarle.
Kapı çaldı, duymadınız mı?
Eso era el timbre. ¿ No lo han oído?
Duymadınız mı?
¿ No lo habéis oído?
Yani, eve geliyorum, daha önce adını hiç duymadığım biri yüzünden beni sorguya çekiyorsun. Sana yanlış bilgi vermiş olamaz mı?
Es decir ¿ Llego a casa y me empiezas a cuestionar porque un tipo del que nunca he oído te estuvo dando información falsa?
- "Sosyal paylaşım" terimini duymadın mi hiç?
- ¿ Nunca has oído el término : redes sociales?
Önce onaylayıp sonra suçluluk hissiyle fikir değiştiren aileleri duymadınız mı?
¿ No sabes que las familias dicen cosas, se sienten culpables y cambian de idea?
Hiç çığlık attığını duymadım.
No he oído gritos espantosos.