Düşünüyorum da traduction Espagnol
4,052 traduction parallèle
- Düşünüyorum da...
- He estado pensando...
Şimdi düşünüyorum da, birkaç arkadaşıyla oraya gidip...,... orada birkaç piliç bulması falan,... ama hayır.
Estoy pensando en que él consiguió, ya sabes, un par de amigas, un par de pajaritas alrededor de la ciudad, pero no. No.
Annemi düşünüyorum da, Amerikalıların çatlak olduğu söylüyor.
Y creo que nuestra mamá, ella dirá que América me arruinó.
Haftalarca doğru takma adı bulmak için Horası okuduğumu düşünüyorum da... Halbuki ihtiyacım olan tek şey lanet olası bir kediymiş.
Y yo pasé semanas leyendo a Horacio para encontrar mi alias cuando lo único que necesitaba era un maldito gato.
Baksana Em, düşünüyorum da, belki bu yıl benimle gelip annenin mezarını ziyaret edersin.
Ya sabes, Em, he estado pensando. Tal vez este será el año, en que vengas conmigo, a visitar la tumba de tu madre.
Tanrım, bazen geceleri burada ne halde olduğunu düşünüyorum da.
A veces pienso en ti aquí de noche.
Gerçekten uçakta tüm bu olanlar falan düşünüyorum da
Llevas gente en este avión todo el tiempo y la entusiasmas. Solo a mi ex.
- Evet ama bilmiyorum ama düşünüyorum da Allan nihayetinde 100 yaşında.
- Sí, pero... Lo sé, pero he pensado que al fin y al cabo Allan tiene cien años.
Bazan düşünüyorum da... sağlıksız birinin sessizce öldürülmesi uygun olur.
A veces pienso que si uno no está sano, se le debería sacrificar discretamente.
Düşünüyorum da Geoffrey ile ilgili en sevdiğim şey onun rahminin olmaması yani bu yüzden biz kendimizi asla böyle bir durumda bulamayız.
He estado pensando y creo que una de las cosas que más me gusta de Geoffrey es que no tiene útero. ¿ Sabes? Por qué eso significa que nunca nos veremos en esa situación.
Düşünüyorum da, bana destek olursan bir şansımız olabilir.
Así que estaba pensando, sabes, si me apoyases, entonces, podríamos tener una opción.
Düşünüyorum da acaba bizim çocuğumuz, Rajadi mi olacak, yoksa Sanera mı?
Estoy pensando. ¿ Nuestro niño será un Rajadi o un Saneda?
Düşünüyorum da, onu reklam panosunda bulduk.
Sí, He estado pensando. Lo encontramos subido en una cartelera.
- Düşünüyorum da, sahipleri öldüğünde kedilerine ne oluyor?
- Estoy pensando... ¿ Qué pasa con los gatos cuando sus dueños mueren?
Erin'in ölümünü düşünüyorum da... Aidan'a nasıl saldırdığını.
Estoy tratando de averiguar cómo murió Erin... como atacó a Aidan.
Bak, düşünüyorum da... Kevin benim küçük köpeğime çok benziyor.
Escucha, he pensado que Kevin se parece mucho a mi perrito.
Ama düşünüyorum da her zaman bana verebileceğinden fazlasını isteyeceğim.
Pero creo que siempre voy a estar pidiéndote más de lo que puedes darme.
Düşünüyorum da belki hepimiz onunla arkadaş olmalıyız.
Estoy pensando que tal vez deberíamos ser sus amigas.
Beni yanlış anlama, fakat düşünüyorum da...
No te lo tomes a mal, pero pensé que el...
- Düşünüyorum da 15 dakikanı... - internette geçiriyorsundur...
- Luego me imagino que usted aparta 15 preciosos minutos en Internet...
Aslında Ali'nin kaybolduğu o gece neler olduğunu düşünüyorum da.
De hecho he estado pensando en lo que pasó la noche que Ali desapareció.
- Hayır, aslında düşünüyorum da...
- No, en realidad estoy pensando...
Ailemizin başından çok şey geçtiğini biliyorum. Ama bir bakıma düşünüyorum da bu iyi bir şey.
Sé que esta familia pasó por mucho... pero en cierto modo me parece que eso es una buena cosa.
Her şeyi düşünüyorum da Lily'yi tekrar görmek garip.
Sigo dándole vueltas a todo. Y es raro ver a Lily otra vez.
Bunu her gün yaşayan çocukları düşünüyorum da anneme benden çok ihtiyaçları var.
Pienso en los niños que tienen que vivir así a diario. La necesitan a ella más que yo.
- Dışarı çıkabileceğimizi düşündüm. Fakat şimdi düşünüyorum da bence kalmalıyız.
- Bueno, pensé en salir, pero ahora creo que deberíamos quedarnos.
Düşünüyorum da birşeyler yapsak fena olmaz.
Solo me preguntaba... si íbamos a hacer algo.
Düşünüyorum da belki bir yolculuğa çıkabiliriz.
Estaba pensando... Tal vez podríamos ir de viaje...
Dün gece şu çocukla olan şey vermemiz gereken aranın tam da zamanı diye düşünüyorum.
Lo de anoche, con el muchacho, creo que podría ser la oportunidad que necesitábamos.
Şimdi onu böyle para babası görünce çalışmadan gelen parayı da görünce hesaplaşmanın vakti geldiğini düşünüyorum.
Y como ha recibido algo de efectivo últimamente una suma considerable de efectivo por el que ni debió trabajar me parece justo que saldemos cuentas.
İki sarışınlar yerine esmer olsa da, vardı varsa - daha iyi belki de bakmak istiyorum düşünüyorum.
- Creo que se veria mejor si hubiera dos rubias, en lugar de la morena.
Babamın gitmesinin, annemin kalbini kırdığını düşünüyorum ama ondan da kötüsü, aşkın kendisini kaybetmek...
No creo que perder a mi papá le haya partido el corazón a mi mamá. Más bien fue perder el amor.
Sonra da Bayan Sazlıdere'ye burayı satın almayı teklif etmeyi düşünüyorum.
Luego pensé en ofrecerle a la Srta. Wattlesbrook... - Deberías hacerlo.
Chi-Tak'i ya fark ettiklerini ya da öldürdüklerini düşünüyorum.
Creo que Chi-Tak fue descubierto... Y asesinado.
Evet, bunu zaten bildiğini düşünüyorum.
- Si. Me da la impresión de que lo sabías.
Düşünüyorum ne kadar Annen taşıyan bir O da gülüyor mi?
Pienso que la forma en su madre le estária mirando hizo que ella se ría también?
Onun çok güçlü bir ikna-edici hırsız oluğunu da düşünüyorum.
Le enseñé a ser una ladrona bastante convincente, también.
Ve Norn'dan da iyiyim, diye düşünüyorum.
Y mejor que la Norn, imagino.
Demek istediğim, diğerlerinin hareketlerine bakarak senin davetli olmadığını düşünüyorum. Sanırım gitmen gerek.
Digo, por las caras de los demás me da la impresión de que en realidad no fuiste invitada, así que tal vez te deberías irte.
Ama onlar da % 95 kurşun vardır. Onların ev yapımı olduğunu düşünüyorum. Özellikle çinko oranı % 5 olunca.
Pero tienen 95 % de plomo... y un peculiar 5 % de zinc, que me hace pensar que son de fabricación casera.
Bu iyiydi, ya da ben öyle yapmaya çalıştım ama artık gitmen gerektiğini düşünüyorum. Bence gitme zamanın geldi.
Esto ha sido bueno, o lo he intentado para que sea agradable... pero ahora creo que debería irte, creo que es hora de que te vayas.
Hatta, insan dünyasında süren savaşı da bizimkinin tetiklediğini düşünüyorum.
De hecho, creó que ella detonó la guerra actual en el mundo humano.
Ayrıca sana aşık olduğunu da düşünüyorum.
También pienso que el esta enamorado de ti
Ayrıca beni çekici bulduğunu da düşünüyorum.
También creo que le molo.
İsyanın tam da Kongre tatildeyken bastırılmasının Tanrının müdahalesiyle olduğunu düşünüyorum.
Lo que me trae a la mente cuán providencial es que esta rebelión fuese aplastada tal como el Congreso se ha aplazado.
O zaman öyle düşünmüştüm, hâlâ da öyle düşünüyorum... O da şu ki, katil kurbanı tanıyordu.
En ese momento se creía, y se cree, hasta donde yo sé que la víctima conocía al asesino.
O yüzden düşünüyorum ki ona ne söylersen söylemiş ol pişmanlık verici olsa da onun sana olan sevgisini alıp götürmedi bu. Sen miydin?
Así que creo... que lo que fuera que le dijiste, de lo que te arrepientas, no interfirió en el amor que tenía por ti.
Düsünüyorum da bu konuyu biraz daha açik bir sekilde konusmayi deneyebiliriz.
Bueno, he estado pensando, que podríamos hablar de estas cosas un poco más abiertamente.
Üzücü ama şöyle düşünüyorum VİDEO GÜNLÜK ÜNİVERSİTE 2.YIL daha çok insan arkadaşları olabilmem için bir şans verseydi evet tam olarak onlar gibi olmasam da hala iyi bir insan olduğumu gösterebilirdim.
- es triste, pero si mas gente, me diera la oportunidad de ser su amigo, podría mostrarles que, aunque No sea exactamente como ellos, aun así soy una buena persona.
Yani, ben şöyle düşünüyorum. Eğer bu yer kendini arındırmak, ya da bir ay boyunca kendinle başbaşa kalmak içinse harika bir yer.
Siento como... digo, si este es un lugar para venir y limpiarte o meditar un poco por un mes, es perfecto.
Şunu da bilmenin senin için önemli olduğunu.. düşünüyorum ki Wozniak ailesi olarak güzel zamanlarımız..
Creo que también es muy importante para que usted sepa que los Wozniaks han tenido algunos momentos maravillosos