En iyisinden traduction Espagnol
429 traduction parallèle
Sana tek bir şeyde yardım ederim. En iyisinden dayak yersin.
Le diré una cosa, va a ser derrotado por el mejor.
- Ben bir stenografım. - Hem de en iyisinden!
Soy una taquimecanógrafa ¡ Muy buena!
- En iyisinden.
- La mejor.
En iyisinden!
El mejor.
Çıkarken tütüncüye uğrayıp bana en iyisinden iki puro alır mısınız?
Párate en la tienda de cigarros, a la salida y consígueme dos buenos cigarros.
- 10 yapalım, en iyisinden.
- Pues 10 kilos del mejor azúcar de caña.
En iyisinden başkasını istemem.
Compro sólo lo mejor.
Ve en iyisinden referansları var. - Neler oluyor? - Tartışmayalım Henry.
La señora Reid es tu nueva ama de llaves y tiene excelentes referencias.
Bahçe masaları, en iyisinden şampanya, büyük numaralar, en iyi artistler.
Mesas de merendero, el mejor champan, grandes números, los mejores artistas.
- En iyisinden.
- Y el mejor.
Görüyorsun ya, güvercin başıboş ve tasmasız olduğunda en iyisinden başkasını almazsın.
Verás, palomita, cuando eres libre y no llevas collar, sólo te conformas con lo mejor.
En iyisinden şampanya lütfen.
¿ Nos traes una botella del mejor champán?
Bundan sonra en iyisinden daha aşağısıyla yetinmeye hiç niyetim yok.
es la ley de la selva. Desde ahora, sólo me conformo con lo mejor.
En iyisinden.
Lo mejor que tenga.
Hayır, en iyisinden, ama küçük kadehlerde.
No, el mejor, pero en copas pequeñas.
En iyisinden üç şişe sake.
Tres botellas del mejor sake.
Manouche da, sanki işinin en iyisinden yardım almışçasına oldukça sakin ve huzur dolu.
Y Manouche está demasiado tranquila, como si hubiera encontrado ayuda.
Ayrıca benim tipim demek en iyisinden hoşlandığım anlamına gelmesin.
Y quizá yo no tenga buen gusto.
Hizmetçilere söyle de en iyisinden rosto pişirsinler misafirlerimize
Anatol, sirve los entrantes, la sopa y el asado.
Ne içersen kaptan, en iyisinden.
¿ Qué va a tomar, caballero! Tenemos de lo mejor.
En iyisinden getir!
Tráeme lo mejor.
Ve Palermo'da, 37500 litre en iyisinden İtalyan zeytinyağı.
Y en Palermo, 38.000 litros del mejor aceite de oliva italiano.
- Herşeyin en iyisinden hoşlanırdı.
- Le gustaba lo mejor de todo.
Ağιlda tuttuğum en iyisinden 500 baş sιğιrιm var.
Tengo 500 cabezas de ganado de primera en el corral.
En iyisinden. Ho-Jon'u barmen olarak yetiştiriyoruz. Bir şey içer misiniz, efendim?
Le estamos enseñando a Ho-Jon a preparar cócteles. ¿ Quiere uno, señor?
En iyisinden, Ho-Jon.
Eres un encanto, Ho-Jon.
En iyisinden.
Es vino, del mejor.
- Yıllanmış şarap gibi, 14 karat elmas kadar, en iyisinden.
Muy especial. De 14 quilates.
Vali Sugito'nun emirlerini takip eden "Oyamada Üçlüsü" olarak bilinen en iyisinden 3 kılıç ustası var.
Con él está la banda de Odayama, Maestros en el arte de luchar.
Hem de en iyisinden bir mesaj : "Graf Spee infilak etti."
El Graf Spee ha sido hundido por vuestra tripulación
En iyisinden.
Esa es la mejor.
En iyisinden. Başüstüne efendim.
El mejor que tengas.
O yüzden de sana en iyisinden bir tıbbi ekip yolluyorum. Bekle.
Voy a enviar un grupo de médicos especializados, que prueben...
Bir akordiyon, hem de en iyisinden 85 tuşlu, sedeften yapılmış.
Un acordeón nuevo, porque el mío ya está muy roto. Y lo quiero todo de madreperla.
Evet. En iyisinden.
Oh, son de mucha calidad.
Atlara şampanya! Hem de en iyisinden!
Champán del mejor.
Evet, Jeff en iyisinden ot getireceğini söylüyor. Harika! Hep böyle söylüyor.
Yo sí, Jeff ha traído una mariguana buenísima, de la mejor siempre dice lo mismo.
En iyisinden iki tane bira.
Dos vasos de su mejor cerveza.
En iyisinden rockroll size doğru geliyor.
Pondré rock and roll.
En iyisinden.
Maravillosamente.
En iyisinden bir Amerikalı.
Un americano del mejor tipo.
Ben en iyisinden başkasını satın almam.
No compro sino lo mejor.
Hadi, bu en iyisinden. Bu şehrin en iyi çöpüdür.
Ésta es la mejor basura de la ciudad.
Barut tozuyla ateşlenen kurşun bir top. Etkin şekilde, en iyisinden 100 metre menzilli.
Una bala de plomo propulsada por pólvora alcanza hasta 100 metros.
En iyisinden.
El mejor.
Hem de en iyisinden.
Y de la mejor clase, estoy seguro.
En iyisinden Ronnie'ye bir tane verelim.
Dame uno bueno para Ronnie.
Her şeyin en iyisinden.
Lo mejor de todo.
- Hem de en iyisinden.
- Y muy bueno, por cierto.
En iyisinden.
De calidad.
Hem de en iyisinden.
Eso es un poco mejor.