Eğlence mi traduction Espagnol
741 traduction parallèle
Eğlence mi?
¿ Divertirme?
- Özel bir eğlence mi arıyorsunuz?
- ¿ Busca a un grupo en especial?
Evin hanımefendisine eğlence mi lazımdı?
¿ La señora de la casa necesitaba un poco de entretenimiento?
Eğlence mi?
Va a ser divertido.
Eğlence mi?
- ¿ Júbilo?
- Eğlence mi?
- ¿ Divertido?
Eğlence mi?
¿ "Gozarla"?
Merhaba, amca. Eğlence mi arıyorsun?
Hola, lindo. ¿ Quieres divertirte un poco?
Ben burada eğlence mi yapıyorum yahu?
No me estoy divirtiendo, trabajo todo el día.
- İş mi? Eğlence mi?
- ¿ Negocios?
- İş mi, eğlence mi?
Oh, usted tuvo Dos llamadas.
Eğlence mi? Yaşadıklarımızdan sonra söyleyeceğiniz kelime bu mu?
¿ Llama diversión a lo que hemos pasado?
Eğlence mi?
- ¿ Diversiones?
- İş gezisi mi, eğlence mi?
- ¿ Viaje de negocios o de placer?
İş mi, eğlence mi?
¿ Placer o negocios?
- Bu yıl da eğlence yok! - Öyle mi diyorsun?
¡ No nos divertiremos tanto éste año!
Tam kalite bir eğlence değil mi?
¿ No es genial?
Hayvanın sezgisine karşı, gerçek eğlence aklıma daha yatkın bu yüzden, vuracak kadar yaklaşınca, ateş etmem.
La verdadera diversión es medir mi ingenio contra el instinto de un animal que no me permitirá acercarme lo suficiente para disparar.
Eskilerin bir eğlence tarzı vardır, değil mi?
Cada edad debe divertirse a su modo ¿ no es cierto?
Eğlence bu kadar.
Mi tiempo de ocio se ha acabado.
Eglence diyince, bunu kastetmedik. - Baska türlüsü var mi
No estamos hablando de este tipo de diversión. - ¿ Es que hay otro tipo?
Eğlence yeri mi?
¿ Un club de campo?
Eğlence sektörüne duyduğunuz bu tutkuyu anlıyorum ama kumpanya yönetimi başka birini daha alamaz.
Comprendo su pasión por el mundo del espectáculo, pero la administración de mi compañía no puede tomar a más personal.
Haydi benim eğlence yuvama gidelim.
Volvamos a mi casa.
- İşçi eğlence saati mi?
¿ La hora del recreo?
Bir garip ve hüzün dolu eğlence, tüm bedenimi sarmış durumda.
Una extraña y melancólica alegría se apodera de todo mi ser.
Eğlence için mi Ekselansları?
¿ Por diversión, Alteza?
Onu unutmak için mi, çapkınlara ve eğlence düşkünlerine takılıyorsunuz?
¿ Así que tú te dedicaste a divertirte para tratar de olvidarle?
Sadece balık avlamayı, öğretmeyi ve eğlence olarak da akşamları film izlemeye gitmeyi.
Ir a pescar. En mi trabajo. Y de vez en cuando salir una noche al cine.
Bana geçiş koridoru huzur, sağlık rahatlık, eğlence sağladı.
Sabías que había comprado mi impunidad,... mi tranquilidad y bienestar,... la paz y los placeres.
- Tabii ki, hayır. - Eğlence olsun diye mi yaptı?
- ¿ Ella lo hizo sólo en broma?
Daha eğlence yeni başlarken mi?
Pero si ahora empieza lo bueno.
Gerçek bir eğlence olacak, değil mi?
Una fiesta muy animada.
Bütün o hanımlar ve eğlence varken mi?
¿ Con todas esas Fräuleins y Mädchens?
Thunder Bay zaten bir eğlence yeri, değil mi?
Thunder Bay es un pueblo turístico, ¿ no?
Köpeğimin dışında, bildiğim tek eğlence.
Lo que más me divierte, aparte de mi perro.
Bunlar eğlence değil mi?
¿ No es espectáculo? ¿ Qué diferencia hay?
Londra'daki hayatıma gelirsek, eğlenceli oluyor fakat çocuklarla paylaşabileceğim bir eğlence olmuyor.
Y en cuanto a mi vida en Londres, me divierte. Pero no se trata del tipo de diversión que uno pueda compartir de manera adecuada con niños.
6000 insanın hayatını eğlence düşkünü... bir bilimadamının fikrine uyarak kurban edeceğimi düşünmüyorsun, değil mi?
¿ Crees que voy a sacrificar las vidas de 6,000 personas por la opinión de un científico aventurero?
Annem, insanın eğlence için öldüren tek hayvan olduğunu söyler.
Mi mamá dice que el hombre es el único animal que caza por diversión.
Siz pokeri eğlence için oynuyor olabilirsiniz veya bu iğrenç oyundan bilmediğim bencilce bir zevk alabilirsiniz ama ben hayatım için oynuyorum.
Ustedes pueden jugar al poker por diversión o por cualquier emoción egoísta que saquen de este horrible juego pero yo juego por mi vida.
- Vulcan eğlence değil.
- Vulcano no es mi idea de diversión.
Bu eğlence çok uzun sürecek mi?
¿ Durará mucho más la diversión?
Elimdeki en iyi yarışçıyı alıyor ve sırf eğlence olsun diye onu betondan bir duvara çarpıyorsun.
Estrellas a mi mejor esquiador contra una roca por diversión.
- Para için mi, eğlence için mi?
- ¿ Por dinero o por diversión?
Sana parti gibi gelebilir ama benim eğlence anlayışıma uymuyor.
- Ésa no es mi idea de una familia.
Buluşma eğlence ve acı dolu Kuharum!
Estar juntos es alegre y doloroso a la vez. ¡ Mi Koharu!
Eğlence olarak kaçışımı planlardım.
Para entretenerme, tramé mi fuga.
Bir eğlence evi mi?
¿ Bromas?
Benimde kendime bir eğlence bulmam fena olmaz.
También a mi me gustaría un poquito de acción
Sırf eğlence olsun diye Sürü Başının önünde bir takla atıverdim mi hemen dışlanmış oluyorum.
Les hago una demostración a los ancianos de lo que es posible y me expulsan.