Fabrique traduction Espagnol
99 traduction parallèle
Bana savaş gemisi yap deyin, yapayım ama bir torpil?
Si me pide que fabrique un acorazado, lo hago.
İşin doğrusu, kendi imajını büyük olasılıkla başkaları üzerinden oluşturacak.
De hecho, es probable que se fabrique su propia imagen... con la del otro.
Düşüncelerimde yarattığım birisi...
Aquel que yo fabrique en mi mente...
Vaşington'dan gelerek büroma el koyup delil yaratmamı isteyemezsin.
¡ No necesito que vueles desde Washington te hagas cargo de mi oficina y me digas que fabrique pruebas!
Amerika'nın her yerinde konuşma yapacak, insanları savaş bonosu almaya... daha çok çalışmaya ve uçak yapmaya teşvik edeceksiniz.
Viajaréis por todo el país con discursos, haciendo que la gente compre más bonos... trabaje más horas, fabrique más aviones.
Çünkü artık savaş oyuncakları yapmalarını istemiyorum.
No quiero que fabrique juguetes bélicos.
Cidden. General'i savaş oyuncağı yapmamaya ikna edersem acemi tekerleklerini çıkarmama izin verir misin?
Si consigo que no los fabrique, ¿ dejarás que te saque las ruedecillas?
Başka kimsenin yapamadığını yapabilecek biri Veya başka birini yapamadığı. Holling'in turtası gibi.
Alguien que fabrique algo que nadie más fabrique... o que haga algo que nadie más pueda, como los pasteles de Holling.
Yönetim kuruluna acilen harekete geçmemizi öneriyorum ve bu şey temkinli bir hızla seri üretime geçmeli.
Voy a recomendar al consejo que proceda immediatamente a hacer que esa cosa se fabrique en serie con toda la celeridad posible.
Adamlarımın üretebildiği en kısa sürede.
Tan pronto mi gente las fabrique.
Bu tip uyuşturucular, "bathtub" kimyacıları tarafından yapılmış olamaz mı?
¿ No pudo hacer estas drogas alguien que las fabrique en su casa?
Eğer halıları sürdürülebilir olarak yapamıyorsak belki de sürdürülebilir bir dünyada yerimiz yok ama sürdürülebilir ürün yapmayan kimseye de yer yok.
Si no podemos hacer alfombras de forma sustentable a lo mejor no tenemos un lugar en un mundo sustentable, y tampoco nadie más que fabrique productos de una forma no sustentable.
Sloane, bir silah yapma amacıyla Neil Caplan'ı rehin tutuyor. AMCORP'tan aldığı şey de bunu yapmasına yardım edecek.
Sloane tiene bajo custodia a Neil Caplan para que fabrique algún tipo de arma y presumiblemente, lo que se llevó de Amcorp, le ayudará a construirla.
Fakat ihtiyaçlarınızı karşılamazsa benden bir gecede... başka bir 100 kilogram daha yapmamı beklemeyin... çünkü sizden başka müşterilerimiz de var.
Pero si no cumple sus requerimientos no esperen que fabrique otros 100 kilos en una noche porque tenemos otros clientes además de ustedes.
Psikopat eski karının benim hakkımda yalanlar uydurmasıyla beni alt etmeyi başarabileceğini mi sanıyorsun?
¿ Crees que puedes reclutar a la psicópata de tu ex esposa para que fabrique mentiras sobre mí con el fin de arruinarme?
Her şeyi yapabilen bir makine mi?
¿ Una máquina que fabrique de todo?
Sıradan bir insan için daha iyi bir ürün yoktur sanırım.
Creo que no hay un producto mejor que se fabrique para el hombre corriente.
Arabayı ben yapmadım.
Yo no fabriqué el auto.
Sözlerimin arkasındayım ve sözlerim halk için yeterli.
Por eso fabriqué estos billetes para que los utilizaran como dinero. Mi palabra está detrás de ellos, y mi palabra basta para los muchachos.
Keski gibi bir şey yaptım.
Fabriqué una especie de cincel.
- Aletlerim bizi yarı yolda bırakmayacaklar. - Kendime ve şansıma güveniyorum... seninkine de.
Confío en lo que fabriqué, en mí y en ti.
Onu 1896'da ekmiştim, askerlik yaşı gelmiştir.
- ¿ Y qué esperabas? Lo fabriqué en el 96, cuando hacía el servicio militar.
Ben imal ettim. Bir robot o.
Yo lo fabriqué, es un robot.
İnşa ettiğimden beri gemide.
Lleva en la nave desde que lo fabriqué.
- Ben yaptım onları
Los fabriqué.
I manufactured frightening scars.
Me fabriqué cicatrices espantosas.
Onları yapmak eğlenceliydi.
Las fabriqué yo. Es muy entretenido.
Kendi başıma bir çift kulak memesi yaptım ve erkek kılığına girdim.
Me fabriqué un par de lóbulos y me convertí en uno.
Tahtadan şiş yapıp, domatesleri geçirdim. Kızarttık ve yedik.
Me fabriqué un pincho de madera y ensarté los tomates en ella, los asé y nos los comimos.
Biliyorsunuz Hellstorm'u ilk defa ben yapmıştım.
Ya saben que fabriqué la Tormenta número uno.
Event Horizon'ı yıldızlara ulaşmak için yaptım ama o çok daha uzaklara gitti.
Fabriqué el Event Horizon para alcanzar las estrellas... pero ha llegado todavía mucho más lejos.
Dreidel dreidel dreidel, seni çamurdan yaptım,
* Dreidel, dreidel, dreidel, de arcilla te fabriqué * * Dreidel, dreidel, dreidel, *
Dreidel dreidel dreidel Seni çamurdan yaptım
* Dreidel dreidel dreidel, de arcilla te fabriqué *
DNA dosyalarına girip hepsinden birer tane yaptım.
Así que busqué los archivos de ADN y los fabriqué.
Ne olmuş bomba yaptıysam?
¿ Y qué si fabriqué una bomba?
Kendim yaptım.
La fabriqué yo mismo.
Gördüğünüz gibi kazara sizin evreninizi içeren bir kutu yarattım.
Como veis, fabriqué accidentalmente una caja con vuestro universo.
Ben de aynı anda sizin evreninizi içeren bir kutu yarattım.
Mientras yo, en un patinazo, fabriqué otra que tiene el vuestro.
Bunlara uyan bir de kuyruk yaptım!
¡ Incluso te fabriqué una cola que hace juego!
Daha iyi, güçlü bir insan yarattım.
Fabriqué un mejor y sólido humano.
Her şeyi benim uydurduğumu söylersem mahvolur. Ve beni asla affetmez.
Si le digo que lo fabriqué... jamás me lo perdonaría.
Ay yüzeyi Laboratuarında bitkileri çıldırtan bendim.
Yo fabriqué las plantas del laboratorio de la Luna, las que se salieron de control.
Tellerini en iyi ipeğimden yaptım.
Fabriqué las cuerdas con mis mas finas sedas.
- John, sana yenisini yaptım.
¡ Oye, John! Te fabriqué un bastón nuevo.
Ben de kendim yaptım.
Así que fabriqué uno.
Nabız durması gibi ses veren bir alet yaptım.
Fabriqué un dispositivo que suena igual.
Ben kör edici toz yaptım.
Fabriqué un polvo cegador.
Ben de onun için şu küçük, güzel şeyi icat ettim.
Entonces fabriqué esta pequeña belleza.
O kafayı ben yaptırdım. - Ağabeyimin gördüğü...
Lo fabriqué yo todo.
Uh, Onlar – onları şeyle dolu... Bu görev için, size özel yaptığım fişekler ile.
Las escopetas están cargadas con los cartuchos que fabriqué especialmente para este trabajo.
Ha? Çünkü bunu sana özel hazırladım.
Lo fabriqué especialmente para ti.