Fantastik traduction Espagnol
1,048 traduction parallèle
Tam sessizlik, bayanlar baylar. Sessizlik sağlansın ki ben de fantastik gösterimi yapabileyim.
Silencio absoluto, damas y caballeros, para que yo pueda ejercer... la fuerza de mi fantástica voluntad.
Boğa kendi fantastik postunda ölür.
El toro se mueve solo por su quimera.
Fantastik.
Fantástico.
Fantastik aletin, kapatma düğmesi yok!
¡ Una máquina excelente, no se puede desconectar!
O, yaklaşık beş yıl önce tıp dünyasının mutlak hiddetine sebep olan insan beynini nakletmek gibi bazı fantastik ve şeytani görüşlere sahip olan bir doktor.
Es el doctor que causó gran polémica en el mundo de la medicina hace cinco años con una idea tan fantástica y demoníaca acerca de transplantar cerebros de personas.
Bu fantastik, kasvetli bir iş.
Este es un caso fantástico y siniestro.
Eğer şu önümüzdeki 40-50 saat içinde, bu konuyu farklı bir biçimde bitirmek düşünceniz varsa, fantastik bir son mesela kendi cezanızı kendinizin vermesi gibi ki belki de bu anlamsız bir varsayım ama böyle düşündüğüm için bağışlayın bana geriye bir not bırakmak gibi bir iyilikte bulunur musunuz?
Si en las próximas horas se le ocurre hacer de pronto... que esto termine de otra forma, por ejemplo, suicidándose... Claro que es una suposición ridícula, perdóneme. Si es así, deje antes una pequeña nota detallada, aunque sean dos líneas, dos pequeñas líneas.
Çok fantastik bir kadın.
Una mujer increíble.
Dr. Doyle'un, fantastik hikâyelerini sizin başarılarınıza dayandırdığını biliyorsunuz, değil mi?
¿ Se dan cuenta de que el Dr. Doyle está ciertamente basando sus fantásticas historias en sus hazañas?
- Fantastik!
- ¡ Fantástico!
Fantastik!
¡ Fantástico!
Evet, fantastik...
Sí, fantástico.
Portakal renginde. Fantastik değil mi?
Parece naranja. ¿ no es fantástico?
Yalan olmak için bile çok fantastik.
Es demasiado fantástica para ser verdad.
Bunun biraz fantastik görüneceğini biliyorum ama diyelim ki Manchechk solucan deliği hakkında yalan söylemiyordu.
Bien, sé que esto va al parecer fantástico, pero digamos que Mancheck no mentía en lo del agujero de gusano y esto, de hecho, fue el origen de Andrómeda.
Sadece fazla fantastik.
Es decir, es demasiado fantasioso.
Fantastik kutsal arkadaşımız da şimdi teşrif etti.
Acaba de Ilegar un monje sensacional.
Ona göre öyle fantastik bir şeydi ki telefon numaramı istedi. Ancak üzerimi değişirken numaramı ona vermedim.
Y fue tan - para él, fue tan fantástico... que quiso mi número de teléfono... y yo no se lo hubiera dado si hubiera estado vestido.
Phibes karanlıkta 3 yıl yattı. Ta ki ay gezegenlerle aynı hizaya gelip mabet üzerindeki altın ay üzerinde parlayıp hayat darbelerini fantastik bir şekilde vuruncaya dek.
Phibes estuvo en la oscuridad por tres años hasta que la luna se alineó con los planetas eternos y brilló sobre la luna dorada de la cripta que pulsaba con vida propia.
Fantastik!
- ¡ Fantástico! - ¡ Sí! ¡ Usted es grandioso!
Kahretsin, bu fantastik birşey.
Maldición, es fantástico.
Fantastik Gezegen.
el Planeta Salvaje.
Haydi, Fantastik Gezegene dua edelim.
Recemos al Planeta Salvaje.
Esas hedefimiz Fantastik Gezegen'e gitmekti.
Pero era al Planeta Salvaje donde queríamos ir.
Fantastik Gezegen'de yaşayıp yaşayamayacağımızı görmeliyiz.
Debemos saber si podemos vivir en el Planeta Salvaje.
Fantastik Gezegen bizim gezegenimiz olacaktır, çocuklarımız için güzel bir dünya.
El Planeta Salvaje será nuestro planeta un mundo para nuestros hijos.
Traaglar meditasyon kürelerini, Fantastik Gezegen üzerinde diğer galaksilerdeki varlıklarla buluşmak ve garip çiftleşme ayinleri düzenlemek için kullanıyorlardı.
Las Esferas de Meditación permitían a los Draags encontrarse con seres de otras galaxias en el Planeta Salvaje... y mantener extraños ritos nupciales.
"Doğal olan, Fantastik Gezegen... "... Traagların Meditasyonu için kullanılıyor.
El natural, el Planeta Salvaje, está reservado para la Meditación Draag.
Demek istediğim, öyle fantastik bir şey ki... Böyle bir şeyin gerçekten olabileceğine inanmak için... insanın aklının yerinde olmaması lazım.
Quiero decir, este episodio es tan fantástico que pone a prueba tu imaginación creer que algo así haya podido ocurrir.
Şimdiye dek üç sensör okumasının kapandığını hesapladım. Mimari fantastik.
Hasta ahora, cuento tres lecturas de sensor equivocadas.
Malibu'daki dalgalar ve Zuma, baharları öyle fantastik oluyor ki.
Las olas en Malibu y en Zuma son tan fantásticas en primavera, Talby.
Bu fantastik 14'lünün Değnek Billy'si...
Es Billy, del club de los fabulosos y fantásticos catorce...
Demek istiyorum ki sevdim. Fantastik.
Digo, me encanta, es fantástico.
Bilgisayarların bir gün makinelerden daha öte şeyler olacakları gibi bir fantastik fikre aşık olmuştu.
Se enamoró de la fantástica idea de que un día, las computadoras serían más que máquinas.
Bu fantastik bir şey!
Es algo... ¡ realmente fantástico!
Sağ bacak. Güzel, sol bacak. Fantastik!
Pierna derecha, genial, pierna izquierda. ¡ Fantástico!
O çok sihirli, büyülü.... ve çok fantastik...
Es tan genial, maravilloso... y mágico.
Kendi fantastik krallığıma hayranım.
Contempla la belleza esplendorosa de mi reino mágico.
Yeni Delos, insanlık tarihindeki en fantastik tatil köyü olmasının yanında ayrıca bozulma korumalı bir yer de oldu.
El nuevo Delos no es sólo el más fantástico complejo de la historia, sino que también es infalible.
Bence çok fantastik. Bir kırılma noktası.
Es realmente fantástico.
Dans eden ateşin ışığında görüntü, alabildiğine fantastik ve görkemliydi " - Olamaz.
Los reflejos que las llamas lanzaban en la chimenea hacía aún más imponente. "
"Görkemli ve fantastik. O devasa penis, kabaran, enfes, ve diri."
"Imponente y fantástico, ese enorme pene excitante, soberbio, vivo."
Bu uçak gazetelerin yazdığı gibi çok mu fantastik?
¿ Es tan fantástico este avión como cuentan los periódicos?
Sizin ülkenizde de fantastik poziyonlar geçerli değil mi.
Es fantástico lo que uno puede hacer por su país.
... Bu fantastik Şu kıskaçlara bak Bob / i?
Están riquísimas. Son zarpas, Bob.
Fantastik bir yükseklik var
Ese es un pico fantástico.
Bu bataklıkların yerine, güneşin altında parıldayan fantastik şehirler yükselecek.
Y en lugar de estos pantanos... surgirán las bellas Ciudades del Sol.
Fantastik bir hikâye. Teşekkürler Profesör Monroe. Çok teşekkür ederiz.
Fantástica historia, gracias profesor Monroe.
Fantastik, değil mi?
Fantástico, ¿ no?
Fantastik.
Fantástica.
Fantastik!
¡ Absolutamente Fantástico!