English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ G ] / Gelecek mi

Gelecek mi traduction Espagnol

4,391 traduction parallèle
- Babanız istasyona yine gelecek mi?
Oye, ¿ va a volver a venir al cuartel tu padre?
Yarın gece, "Babam yine gelecek mi?" diye düşünecek.
Mañana por la noche, estará pensando, "¿ Papá vendrá de nuevo?"
Babamda buraya gelecek mi?
¿ Mi padre viene también?
O da gelecek mi?
Volverá.
Diddy toplantıya gelecek mi?
¿ Vendrá Diddy a la reunión?
Peki kesin olarak gelecek mi?
¿ Pero va a venir seguro?
- Nancy uçağa binip gelecek mi?
¿ Nancy va a volar?
Onu almaya kankalarından biri gelecek mi diye bakın.
Vean si alguno de sus amigos aparecen por él.
Hanımefendi geri gelecek mi?
¿ La señora va a volver?
Gelecek mi?
¿ Vendrá?
Sence gelecek mi?
¿ Piensas que va a venir?
Yarın yetenek yarışmama gelecek misin?
¿ Vas a venir a mi show de talentos mañana?
48. İstasyondaki arkadaşım Akademi yemeğine gelecek. Senin yaşında bir kızı var.
Hey, mi compañero de la estación 48, va a ir a la cena de la Academia y tiene una hija de tu edad... al parecer muy mona.
Gelecek sefer benim hakkımda kötü düşündüğünde benim senin hakkında ne düşündüğümü aklına getir.
La próxima vez que decidas pensar lo peor de mi... Imagínate que es lo que pienso ahora de ti.
O zaman buraya geri mi gelecek?
Entonces, ¿ él vuelve aquí? En el futuro.
Kuzenim metanın gelecek olduğuna inanıyor ben de kuzenimin geri zekâlı olduğuna inanıyorum.
Ahora, mi primo cree que el metano es el futuro... y creo que mi primo es un tonto.
Yakında diş kontrolü sırası bana gelecek ve prova yapmam lazım. Sen iyi bir örneksin.
Bueno, pronto me va a tocar mi turno dental, y necesito practicar para que me vaya bien.
Haftaya eşim gelecek.
Mi esposa vendrá la próxima semana.
Size tuhaf gelecek biliyorum ama benimle arabama kadar yürüyebilir misiniz?
Sé que esto es raro, pero ¿ le importaría acompañarme a mi auto?
Yaptığımız iş için istediğim para çok fazla değil. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenir mi? Haksız mıyım?
20 millones para un proyecto de 9 mil millones de dólares... no es un mal negocio, ¿ no cree?
Haftaya eşim gelecek.
Mi esposa viene la semana que viene.
Kendi davamla ilgilendim. Kızımı büyüttüm. Gelecek hakkında pek düşünmedim.
Llevé mis casos, crié a mi hija, y nunca pensé en mi futuro.
Gelecek numaram da...
¡ Y ahora, para mi próximo truco...!
Vincent, dürüst ol. O ilaçları daha normal bir gelecek istediğimi düşündüğün için mi aldın, yoksa sen istediğin için mi?
Vincent, se honesto, ¿ tomaste esas pastillas porque pensaste que quería un futuro más normal o porque lo hiciste?
Ama doğum günüm gelecek ay.
Pero si mi cumpleaños es el mes que viene.
O ölecek, öbür tarafa gidecek, sonra ne olacak? Yeniden geri mi gelecek?
Muere, va hacia el otro lado y que... regresa todo otra vez?
Hatta benim gelecek sevgilim.
Diría que es mi próximo novio.
- Eşim daha sonra gelecek.
Dos, por favor. Mi esposo vendrá después.
Hastalık, sakatlık ve insan zaafları karşısında yıkılıyorum ve Brick'e olan sevgim bunun üstesinden gelecek kadar güçlü değil.
que me desmorono frente a la enfermedad, una herida y la fragilidad humana, y mi afecto hacia Brick no es lo suficientemente fuerte para vencerlo.
Ve cumhuriyet yanacak, ve denizler kan dolacak, ve mahşerin dört atlısı gelecek bunlar o benimle olmak istiyor diye mi olacak?
¿ Y la república arderá y los mares se convertirán en sangre y vendrán los cuatro jinetes todo porque quiere estar conmigo?
Ben sizi gelecek sene bu sınıfın neresine yerleştireceğimi düşünüyorum...
Y yo estoy pensando en dónde los pondré en mi salón de clase.
Emmet'i hapisten çıkarmak için gelecek gizli silahımı.
Sí, a mi arma secreta para sacar a Emmet de la cárcel.
Gelecek nesillerin böyle utanç verici maskaralıkla ilgileneceklerini mi sanıyorsun?
¿ Cree que las futuras generaciones se interesarán en travesuras vergonzosas?
Bize bahşedilen tek gelecek için yanımda at sürün piç evlatlar ordum.
Cabalguen conmigo, con mi ejército bastardo hacia el único futuro que se nos está permitido.
Sence benim de başıma kötü bir şey mi gelecek?
¿ Significa eso que algo malo me pasará a mí también?
Eğer başarısız olursak sonumuz gelecek, değil mi?
Y si fallamos, es el final, ¿ no?
Parsons'ın telefonundan gelecek sinyali masamda takip etmek istemiyorum.
No quiero que la señal del teléfono de Parsons lleve hasta mi ordenador.
- şeyi için gelecek bir sürü para var...
- de los inversores de mi programa...
Numaraları direkt olarak buraya gelecek şekilde mi ayarladın?
¿ Y haces que te envíe los números directamente aquí?
Biraz oturun, arkadaşım kısa zamanda yanınıza gelecek.
Siéntate un momento, mi colega lo recibirá.
Gelecek yönetimimde yer almak mı istiyorsun?
¿ Un puesto en mi futura administración?
Dostum, annem büyük çekim için gelecek, değil mi?
Oye, tío, ¿ va a venir mamá para la grabación, verdad?
Tanrım, evime bir sürü insan gelecek şimdi.
Dios, ahora toda esa gente va a aparecerse por mi casa.
Yani, belki gelecek sefere artık. Sırf dava ilgini çekti diye iki saat boyunca bir uçakta öylece oturup sonra da taşra bir kasabanın garip bir motelinde kalacaksın, öyle mi?
Así que, tal vez en otra ocasión.
Yardımım nereden gelecek? "
¿ De dónde vendrá mi auxilio? "
En iyi adamım yakında gelecek.
Mi mejor hombre llegará pronto.
Binghamton'daki ofisimin gelecek haftaki transfer etkinliğini de temsil edeceğini düşünebilir miyim?
¿ Debo presumir que también representarás a mi oficina en Binghamton en la apertura del intercambiador la semana que viene?
Ailem bizi kurtarmaya gelecek. Sen de bizimle gelebilirsin.
Mi familia viene a rescatarme, y tú podrás venir con nosotros.
Kangurunun içinde seninle birlikte mi gelecek?
¿ La llevarás en el Bjorn?
"Bunu yaparsan eğer dünyanın en mutlu adamı olacağım ve hayatıma yeni bir anlam gelecek..."
"Entonces seré el hombre más feliz de la Tierra y mi vida tendrá un nuevo significado."
Emerson Lisesi'ndeki dostum gelecek hafta basket görüşmelerine gelsin dedi.
Mi hombre en Emerson High quiere que vayas para esa entrevista de baloncesto la próxima semana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]