Genç mi traduction Espagnol
3,112 traduction parallèle
Genç mi?
¿ Joven?
Dinle beni muhteşem, genç yeğenim. Sen daha çok kalp kıracaksın tamam mı?
Escucha, mi hermosa y joven sobrina aún te quedan muchos corazones por romper.
Yoksa genç bir tanesi de olabilir mi?
¿ O también era más joven?
Bu genç adam Patrick mi değil mi bunu anlayacak bir yol olmalı.
Este joven es Patrick o puede no serlo. Debe haber una forma de averiguarlo.
Ben de mi genç sayılıyorum?
Oh, ¿ yo también cuento como alguien joven?
Seninle aramızda problem mi var, genç bayan?
¿ Vamos a tener un problema, tú y yo, señorita?
Çok genç yaşta avlanmayı ve öldürmeyi öğrendin değil mi Elspeth?
Aprendió a cazar y matar cuando era joven ¿ no es cierto, Elspeth?
Birkaç sene önce, benim kızım olduğunu iddia eden, genç bir kızdan e-postalar almaya başladım.
Hace un par de años, comencé a recibir algunos correos de pare de una jovencita, que sostenía que era mi hija.
Oldukça garip çünkü son üç hasta ve müvekkilim neredeyse 20 yaş daha genç.
Lo cual es raro teniendo en cuenta que estas tres y mi clienta son 20 años más jóvenes.
Bunu yapması için de bu genç arkadaşımın hazır olmasını bekliyordum.
Y he esperado a que mi joven amiga esté lista para hacerlo.
Açıkçası, o genç adamın kızıma yaptıklarının cezasını çekmesini istiyorum.
Sinceramente, sólo quiero que ese joven pague por lo que le hizo a mi hija.
Beni genç bir tavşan gibi becerdi.
A mi el nuevo me folla como un conejo.
Meg büyüyüp zeki ve sevecen bir genç kız oldu.
... es un sacrificio que estoy dispuesto a hacer si significa que mi hija vivirá una larga y saludable vida.
Bundan pişman olacaksın, genç bayan.
Siempre he tenido a mi madre. Bien.
Bu genç benim kuzenim.
Este chico es mi primo.
Ama sen genç ve zindesin. Sana kart vermediler mi?
Pero tú eres joven y fuerte.
Güzel bir günde işi gücü olmayan iki genç adam böyle bir kulubüde vakit mi geçiriyor?
En un hermoso día como este... Me están diciendo que solo han perdido su tiempo en el taller?
- Nedenmiş? Genç yaştaki hamileliği teşvik ediyor. Hikaye ve karakterlerin hiç bir değeri yok.
Ella está incitando al embarazo adolescente sus argumentos y personajes son una mierda y ella está tan entusiasmada en tirar cualquier línea divertida que haya escuchado a una escena que hace que las muchachas de mi edad parezcan unas idiotas cursi sacadas de un libro del Dr. Seuss.
Yani Elka, genç Fred koridorun sonuna baktığında... sarılıp sahip olabileceği güzel ve parıldayan, gelinini görebilecek mi?
¿ Entonces, Elka, cuando el joven Fred aquí mire por el pasillo, verá a su hermosa y radiante novia lista para tener y mantener?
Yani şu genç, güzel çıtır senin için zaman kaybıydı ve bu uğraşmaya değer, öyle mi?
Así que esa chica joven era una pérdida de tiempo para ti ¿ y esto vale la pena?
Na-mi, çok genç görünüyorsun.
Na-mi, qué bien te conservas.
Bir sualin mi var, genç delikanlı?
¿ Tiene una pregunta, joven muchacho?
Yakında kendi çocuğuma da öğreteceğim bu şeyi birazdan genç Adam'a öğreteceğim.
Yo sólo le voy a enseñar al joven Adam aquí lo que le voy a enseñar a mi propio hijo muy pronto.
Genç bir çifte masaj yapan kadın mı... Yoksa, acımasız, taş kalpli şıllığın teki mi?
¿ A una feliz masajista con un par de hijos... o a una puta sin corazón y sin alma con agujeros negros en vez de ojos?
Annemin nasıl desem genç erkeklere karşı bir zaafı vardır.
Mi mamá tiene, lo que se podría llamar, una proclividad por los jóvenes.
Yani genç erkek delisi gibi mi?
¿ Dices que es como una robacunas?
Genç bir kıza evimizin kapılarını açıyoruz ve sen daha 24 saat geçmeden kızın önünde kendini tatmin mi ediyorsun?
Invitamos a una adolescente a casa ¿ y el primer día te satisfaces delante de ella?
Genç bir adamı satın alarak evime izinsiz girebileceğinizi mi sandınız?
¿ Creen que por haber comprado a ese chivato, podrían escaparse de mi casa? Bien, están equivocadas. Espera, espera.
Ama diyelim, kundakçılıktan falan suçlanan genç bir zanlı zorunlu toplum hizmetine mi çarptırılır yoksa çocuk ıslahevine mi gönderilir?
Pero estoy confundida. Cuando un jóven delincuente comete un crimen como, no sé, un fuego intencionado, ¿ el castigo sería servicio a la comunidad o juvenil?
Memure Nash, bu genç failin ne kadar içten, işbirliğine hazır ve hayatımı cehenneme çevirmek için babasını buraya gelmekle tehdit edip etmemesine bağlı.
Todo depende, oficial Nash, de si el jóven delincuente es amistoso, cooperativo... Sin amenazas con traer a su padre aquí y convertir mi vida en un infierno.
Sadece giriş kartlarının olmaması ve kapının gece kapanması yüzünden iki genç insanın daha ölmesi mi gerekiyordu? Evet.
Así que sólo porque no tenían el código de aquí y de noche estaba cerrado murieron dos jóvenes más.
Favori genç sürücüm.
Mi adolescente robacoches favorito.
Senin için, genç elf beni kaba kuvvet yerine aklını kullanarak kurtardığın için özel bir ödül var.
Para ti, joven elfa, un premio especial por usar tu ingenio para resolver mi situación. en vez de la fuerza bruta.
Bir dolunayda Klaus ve en genç kardeşim Henrik adamların yaratıklara dönüştüğünü izlemek için kamptan kaçmışlar.
Una luna llena, Klaus y mi hermano pequeño Henrik se escabulleron para ver transformarse a los hombres en bestias.
M.S. mi? Bu kadar genç olan birinde pek de normal değil.
¿ Esclerosis múltiple? Eso es raro en alguien tan joven.
Genç ve güzeldim hatta komiktim de. Şirin mi şirin karikatürler çiziyordum.
Solía ser joven y bonita y algo divertida, y... podía hacer esas bonitas pequeñas caricaturas.
Şimdi aynen şöyle olacak. Genç Jen Aniston'un oynadığı "İrlandalı Cin" en sevdiğim filmdir ve bana 2 şey öğretmiştir.
Leprechaun, con Jen Aniston, es mi película favorita.
Senin için biraz genç değil mi?
¿ No es un poco joven para ti?
Gençlikten, değil mi hayatım? Genç olmalarından.
Es la juventud, ¿ verdad, cariño?
O genç mi?
Es joven?
- Sabırlı ol genç çırak.
Paciencia, mi joven aprendiz.
Büromdaki genç bayan...
- La joven en mi oficina...
Ya Genç Efendi ne yaptı? Devlet memuru sınavını geçti mi?
El joven Maestro no tiene nada que ofrecer en comparación.
O akşam seni izleyen bütün genç kızlar Jimmy ateşine tutuldu.
* Coge mi mano... * Esa noche, todas las chicas del público tenía fiebre aguda de Jimmy.
Önce seni izleyen genç kızlardan gördüğün ilgiyi. Sonra benim kızımdan gördüğün ilgiyi.
Primero de toda la atención que recibías de todas esas chicas del público, pero luego de toda la atención que recibías mi chica.
Yeni sahibim sana kıyasla daha genç.
Mi nuevo amo es más joven en comparación contigo.
Hem işini kaybettin hem paranı bir genç idare ediyor öyle mi?
¿ Perdiste tu trabajo y tenías a un adolescente manejando tu dinero?
Oğlum benimle takılmak istemiyor, Ve onunla yakın olmanın tek yolu... Müthiş seksi bir genç kız olmak.
Mi hijo no quiere tener nada que ver conmigo y la única forma de acercarme a él es ser una adolescente increíblemente sexy.
Benim biraz sonra rahatlayacağımın yanında o bir şey değil. Yepyeni cesur bir dünyaya girdik genç hanım.
Es un nuevo mundo, mi pequeña dama.
Benim için fazla genç. Ayrıca tipim de değil. Sevgili büyükbaban, huzur içinde yatsın, bunu onaylamazdı.
Es demasiado joven para mí y no es mi tipo en absoluto, y tu querido abuelo, que Dios acoja a su alma, no lo aprobaría.
Şimdiyse karşımda disiplin sorununu çözmüş genç bir adam duruyor.
Ahora veo a un jovencito que estoy orgulloso de llamar mi problema de disciplina.