English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ G ] / Gidecegim

Gidecegim traduction Espagnol

16,349 traduction parallèle
Yarin ilk ben gidecegim.
Seré el primero en irme.
- Yanına kredi kartıyla gideceğim.
- Llevaré conmigo mi tarjeta de crédito.
Ben... gidip parti tercihleri yapmaya gideceğim.
Voy a ir a buscar algunas mejoras para la fiesta.
Gideceğim Seni seviyorum.
Voy a ir. Te amo.
Gideceğim
Yo me iré.
Ben biraz uyumaya gideceğim.
Voy a dormir un poco.
Ben gideceğim, güvende olduğunu kontrol edeceğim.
Voy a ver si es seguro.
Önce ben gideceğim, ilk kapağı bulacağım, Ve sonra hızlı hareket ediyorsun. Tamam?
Hallo la primera escotilla y ustedes se apuran, ¿ sí?
Cassandra, önce gideceğim ve...
Cassandra, yo iré primero...
Düş yakalamaya gideceğim.
Yo voy a cazar sueños.
Yalnız gideceğim.
Yo voy solo.
- Görmezlikten gel, hemen gideceğim.
Ignórame, estoy de paso.
- Ayrıca, nereye gideceğim?
Además, ¿ adónde se supone que vaya?
Birkaç haftalığına Sydney'deki Five Eyes konferansına gideceğim. Dönerken Hawaii'ye uğrarım.
Voy a una conferencia en Sidney, me detengo en el camino de regreso en Hawái.
Ben kahvaltıya gideceğim.
Yo voy a comer.
Eğer benimle gelmezsen, Boles ile gideceğim, kendi başıma.
Si no vienes, iré a hablar con Boles.
Umursamam bilsem de gideceğim yeri
♪ No me importa si sé A dónde iré
Ben de kendi planımın peşinden gideceğim biliyorsun.
Tengo que seguir mi propio plan. ¿ Sabes?
Birisini bulduğumda 1516 numaralı odaya gideceğim.
Cuando consiga a alguien, voy a ir al cuarto 1516.
Pazar günü ne yapıyorsun bilmiyorum ama yemek için babamların evine gideceğim.
Oye, no sé que haces los domingos, pero iré a la casa de mi papá para la cena, y si...
Eve geçtikten sonra klinikteki randevuma gideceğim. - Grand Avenue'daki klinik var ya.
Correr hasta casa y luego tengo un turno en la clínica, tú sabes, ¿ la que está por Grand Avenue?
İstediği zaman, ona gideceğim.
Cuando me lo pida, me iré.
Hayır, eve gideceğim.
No, me voy.
- Yardım bulmaya gideceğim.
Voy a ir a buscar ayuda.
... büyük canavar poğlasımızı aldık buraya gideceğim parti.
Tenemos nuestra gran fiesta monstruo aquí.
Seninle gideceğim.
Iré contigo.
Ben kutsal mekana gideceğim.
- Necesito ir al santuario.
Yine de gideceğim!
¡ Igual iré!
Üç saat sonra okula gideceğim.
- Debo ir a la escuela en 3 horas. - Levántate, amigo.
Söz verdiğim için yarın dansa gideceğim ama oraya bir daha asla gitmem artık.
Irémos a bailar mañana porque lo prometí. Pero nunca volveré a ir allí de nuevo..
- Gideceğim!
- ¡ Me iré!
Gideceğim.
Me iré.
Başkaları cennete gitsin diye ben cehenneme gideceğim.
Voy a ir al infierno así alguien más podría ir al cielo.
Sen cennete git diye ben cehenneme gideceğim.
Iré al infierno para que puedas ir al cielo.
San Diego'ya, büyük annenin yanına gideceğim.
A San Diego. A quedarme con la abuela.
Gideceğim efendim.
Voy a... Sire.
Margie'yi kontrol etmeye gideceğim.
Voy a ir a ver a Margie.
Tatlım, Margie ve ben odaklanmak için zaman ayırmak için kasabaya gideceğim.
Margie y yo vamos al pueblo para que puedas concentrarte.
Eh, içeriye gideceğim.
Bueno, voy para adentro.
- Yalnız gideceğim.
Yo voy sola. Pero ¿ señorita?
- Gideceğim.
Lo haré.
Müşterimiz olan CEO Henneberg'le içki içme şansım olursa yalnız gideceğim, tamam mı?
Si ante la oportunidad de hablar con Henneberg, el CEO, nuestro cliente iré sola, ¿ entendido?
Nereye gideceğim ki?
¿ Adónde iría?
- Peşinden gideceğim.
Iré tras él.
"Sen nereye gidersen, ben de oraya gideceğim." Bana böyle demiştin.
"A donde sea que vayas, yo voy también". Eso es lo que dijiste.
Yoksa nereye gideceğim?
¿ A dónde más iría?
- Tuvalete gideceğim.
- Voy a usar el baño.
Pekala, sanırım gideceğim.
De acuerdo, creo que me voy.
Bundan sonra başka bir işe gideceğim.
Tengo otro trabajo después de este.
Gideceğim.
Eso haré. Me largaré.
- Gideceğim.
- Me iré.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]