Gri traduction Espagnol
3,239 traduction parallèle
Sanki... Onu hep cepleri kemiklerle dolu, gri bir kürk montun içinde düşünüyorum.
Siempre me lo imagino en un abrigo de piel gris con huesos que le cuelgan.
Kırmızı beysbol şapkası ve gri svetşörtü var.
Gorra roja de fútbol... Sudadera ploma.
Diğeri de, gri bir jipmiş. Hemşire, itfaiyeci olduğunu söyledi.
El segundo coche es un monovolumen gris.
Saçına, onu ayırt etmek için biraz gri renk ekle.
Ponerle un poco de gris en el cabello para que se vea distinguido.
Sevgili Jack, Amsterdam'ın çiçekler dolu olacağını söylemiştin. Ama buradaki her şey gri.
" Mi querido Jack, dijiste que Amsterdam estaría llena de flores, pero aquí todo es gris :
Gri bıyıklarınla gıdıkla.
Hazme cosquillas con tus bigotes grises.
Bazıları mavi, bazıları da gri giymiş olanlarla yapılan savaş mı?
¿ Se refiere a los que lucharon de azul contra esos otros de gris?
Bu gri balinaların kafaları kalın buzu kıramayacak kadar yumuşak ancak boğulmamak için deliği açık tutmaları gerektiğini biliyorlar.
Estas ballenas son demasiado blandas para romper el hielo pero saben que deben mantener el agujero abierto para no ahogarse.
Üç Kaliforniya gri balinası buzda mahsur kalmış.
Tengo a tres ballenas atrapadas en el hielo.
Bir gri balina ailesi Barrow Burnu'nun buzlu sularında buzlar arasında mahsur kaldı.
Una familia de ballenas grises se encuentra atrapada en las aguas de Punta Barrow.
Gri balina yemezler, Onlar Grönland balinası yer.
No comen ballenas grises, comen las de Groenlandia.
Vali bey, Barrow açıklarında üç gri balina mahsur kalmış durumda ve yardım edebilir misiniz diye merak ettik.
Gobernador, tres ballenas grises están atrapadas cerca de Barrow. Queríamos saber si podría ayudarnos.
Kuzey Alaska'da kış erken bastırır ve bu yıl üç gri balina için fazla erken gelmiş olabilir.
En el norte de Alaska el invierno llega muy temprano... y para tres ballenas, pudo adelantarse demasiado este año.
Beaufort Denizi'nde buzlar bu sene yüzeyi her zamankinden erken kaplıyor. Ve üç gri balina iki yetişkin ve yavruları 15 santimetre kalınlığında buzlar arasında kapana kısıldı.
El hielo está congelando el mar de Beaufort más rápido que de costumbre en esta época del año... y tres ballenas grises... dos adultas y su bebé están atrapadas por un muro de hielo de 15 cm.
Alaska Doğal Yaşam Yönetimi'nden Pat Lafayette'e göre bu gri balinaların, her yılki güney göçlerine başlamaları gerekiyordu.
Según Pat Lafayette dela Oficina de Fauna de Alaska estas ballenas ya deberían haber iniciado su migración anual al sur.
Bir gri balinanın başı Grönland balinalarının aksine buzu kıramayacak kadar yumuşaktır ve bu da etkisini gösteriyor.
La cabeza dela ballena gris, a diferencia dela de Groenlandia es demasiado suave para romper el hielo... y eso empieza a costarles caro.
Yayında! Üç Kaliforniya gri balinası Kutup Okyanusu'nun kalınlaşan buzları arasında bir haftadır mahsur durumda.
Para tres ballenas grises atrapadas más de una semana bajo el hielo del océano.
Gri balinalar 4.5 tonluk katil balinaları tehdit hissettiklerinde bir kuyruk darbesiyle öldürebilir.
Porque las grises pueden matar a orcas de 5.000 mil kilos con un solo golpe de su cola si se sienten amenazadas.
Alaska'da kutup buzları arasında kapana kısılan üç gri balina bu gece özgürlüğe yaklaşamadı.
Esas tres ballenas grises atrapadas en el hielo ártico no están más cerca de la libertad esta noche.
Kutup buzları arasında sıkışan üç gri balinanın destanı ve kurtarıcıların kahramansı çabaları bugün çaresizliğe sürüklendi.
La saga de las tres ballenas atrapadas por el hielo ártico... y los esfuerzos por rescatarlas se volvió desesperada hoy.
Üç gri balinayı kurtarma çalışmaları beklenmedik bir gelişmeye sahne oldu. Yerel Eskimolar, 8 kilometre boyunca nefes deliklerinden oluşan bir yol açmaya başladı.
La lucha por salvar a tres ballenas dio un giro inesperado cuando los esquimales locales empezaron la difícil tarea de cortar un camino de agujeros de 8 km de largo.
Sovyetler Birliği, Alaska açıklarında buzda sıkışan üç gri balinayı kurtarma çabalarına aktif olarak katıldı.
Y ahora la Unión Soviética se unió activamente al esfuerzo... para salvar a las ballenas atrapadas en el hielo de Alaska.
Alaska'da buzlar arasında sıkışan üç Kaliforniya gri balinası...
Esas tres ballenas grises, atrapadas en el hielo ártico de Alaska...
Ve üç gri balina, iki yetişkin ve yavruları 15 santimetre kalınlığında buzlar arasında sıkıştı.
Y tres ballenas grises, dos adultas y su bebé están atrapadas por muros de hielo de 15 centímetros.
O büyük gri canavardan kurtulup Coronado'da büyük çocuklarla çalışmaya hazır mısın?
¿ Listo para dejar ese monstruo gris y venir a la base a jugar con los niños grandes?
Ben Norma Nine, yaşlıyım, gri saçlarım
Yo soy abue Norma Mis canas voy a mostrar
Demek 6 numaralı gri kabloyu bulacağım.
Gris-6, tira del cable.
Ama bunların hepsi gri renkte, Bob.
Son todos grises, Bob.
Ne zaman benim yaşlarda gri takım giymiş birini görsem taşaklarımın karnımın içine çekilmesine neden oluyor.
Cuando veo a un hombre con un traje gris, mi edad, hace que mis bolas se encojan en mi abdomen.
Gözlerin gri ama ışıkta maviye dönüyor.
Sus ojos son color ceniza, pero con luz clara pueden parecer azules.
İşten çıkan bir hemşire kahverengi ve gri bir steyşın vagon gördüğünü ve birinin, tamda cesedin bulunduğu yerde arabadan bir şey çıkardığını söyledi.
Una enfermera al bajarse en el trabajo reportó ver un auto marrón y gris Ella dijo que vio a alguien mover algo del auto justo donde se encontró el cuerpo.
Kahverengi ve gri.
Es de color marrón y gris.
Gri saçlı, soluk yüzlü ve yeşil gözlüydü.
La mujer tenía cabello gris y un rostro sin vida.
Ama aniden uyandım yatağımda rüyada olduğuma eminim gökyüzünün gri olduğu kadar
# Pero de repente me desperté. # # En mi cama, entonces, estaba soñando. # # Seguro como que el cielo está gris. #
Gri tekir. 12 yaşında.
Es un atigrado gris. Tiene 12 años.
Şu gri fermuarlı kapüşonlu şeyi giyiyordun hep.
Se llevaba la chaqueta gris con capucha.
Gri çoraplarım.
Medias grises.
Gri bir şapka takıyordu ve ufak bir çanta taşıyordu.
Él llevaba un sombrero gris y cargaba una pequeña valija...
Şurada, soldaki gri ev onunki.
Es este gris, justo a la izquierda.
Bu mavi değil, gri hırka!
Ese suéter no es azul, es gris.
Herhangi bir parmak izine rastlamadık ama bizim çocuklar, olay yerinde gri saç teli ve genital bölgede sperm buldular. Bu da katilimizin kan grubunun AB pozitif olduğunu gösteriyor.
Pero los técnicos sí encontraron algunos cabellos grises y semen en los genitales, estableciendo el tipo de sangre del asesino como AB positivo.
Gri tenli, gri Kafkas herifler. TV'de talk show programlarında gülerken gördüğün, zencilerin birbirlerine neden "Z" harfi ile hitap ettiği konusunda abuk subuk saçmalıklar anlatanlar.
O sea, los viejos blancos de piel gris y de cabello gris que ves sonriendo en esos programas de entrevistas hablando disparates sobre por qué los negros pueden llamarse negros.
Ama mavi-gri bir minibüstü.
Pero la camioneta era azul y gris.
Dağları çıplak gözle görmen mümkün ve gökyüzü masmavi, içinde kahverengi ya da gri renkler yok.
Quiero decir, puedes incluso ver montañas, y el cielo es azul, no marrón ni gris.
Weiwei'nin üç kitabı ; Siyah Kaplı Kitap, Beyaz Kaplı Kitap, Gri Kaplı Kitap. Çin Çağdaş Sanatı için çok önemlidir.
Los tres libros de Weiwei, el negro, blanco y gris de tapa dura fueron muy importantes para el arte chino contemporáneo.
Django ve gri elbiseli dostu Dr. Schultz hem müşterimiz hem de misafirimiz Steven. Ve sen, eli ayağı tutmayan ihtiyar bir piç olarak onlara her tülü misafirperverliği göstereceksin.
Django, y su amigo de gris, el Dr. Schultz, son clientes y son nuestros huéspedes, Steven y tú, decrépito viejo bastardo, les vas a mostrar hospitalidad.
Uzun, gri saçlı, at kuyruklu ihtiyar bir kadın olmak istiyorum.
Quiero ser una viejita de pelo largo, gris y colita de caballo.
Ayrıca rengi gri olduğu için de hoşuma gitti.
También me gustó porque era parda.
- Gri saçlı birini gördüm.
Ví algo con cabello grís.
Gri Dodge marka kamyonet.
Pickup Dodge gris.
Gri Toyota minivan.
Minivan Toyota gris.