Görünüşte traduction Espagnol
461 traduction parallèle
Kamptakiler bana nazik davranmıyordu çünkü görünüşte barakadan yiyeceği çalıp barakayı ateşe veren bendim. Biri bana çamur attı.
La gente no se la estaba tomando muy bien conmigo en el campamento porque aparentemente robé la comida del cobertizo y luego lo prendí fuego.
Dış görünüşte ne zaman yaşlanmaya başlayacak?
¿ Cuándo se supone que envejecerá en apariencia?
Görünüşte ev sahibi insanlarmış gibi davranmaya çalışırlar.
Por fuera intentan actuar como el pueblo anfitrión.
Görünüşte medeni bir insansın. - Lütfen.
Me pareciste tan perfectamente civilizado...
Görünüşte değildi.
- Parece que no.
Bu topraklar görünüşte güzel, orası kesin. Ama açlığı ve günahı saklamak imkansız.
El mundo tiene una cara amable, pero no pueden ocultarse el hambre y el delito.
- Sadece görünüşte.
- Para cubrir las apariencias.
- Görünüşte bir hata yok.
- Todo es correcto.
Senin sevdiğin adamı almak, benim için imkansızdı ablacığım. Evlendiğimiz gün her şeyi ona itiraf ettim. Sadece görünüşte karısı olacaktım.
No podía arrebatarte al hombre que deseabas y, en la noche de bodas, se lo expliqué todo a Shinnosuke y le pedí que me tratase como a una hermana,
Sadece görünüşte bir eş. Onu asla toplantılarında görmedik.
No entiendo que su marido apenas esté por casa, Doña Oyu.
Görünüşte hoş ve kolay bir hayat kaderinde varmış.
Parecía destinada a una agradable existencia sin complicaciones.
Görünüşte kravat satıyor.
Vende corbatas, como fachada.
Tüm o rahat tavırlar ve görünüşte arkadaşlık.
Esos refinados modales y amistad aparente.
Sadece görünüşte değil, gerçekten arkadaş olman gerekir.
No sólo aparente. Tienen que hacerse amigos.
Şehvetinin nasıl doymak bilmez olduğunu şehirdeki kadınları nasıl kirlettiğini en ufak bir hatada bile ne kadar acımasız olduğunu kendi gayri meşruluğunu, babanız Fransa'dayken annenizin ona gebe kaldığını zaten görünüşte de Düke hiç benzemediğini, hepsini söyledim.
La insaciable avidez de sus deseos, y sus violencias con las mujeres de la ciudad. Su tiranía por cualquier fruslería, como nacido mientras vuestro padre estaba en Francia, y su escaso parecido con el duque.
Görünüşte gaz odaların diğer binalardan hiçbir farkı yoktu.
Nada distingue la cámara de gas de un bloque común.
Ben yaşlı bir kadınım. Artık gücüm sadece görünüşte.
Mi fuerza ahora es sólo externa.
Duruşmada sunulana bakılırsa, çocuk görünüşte suçlu.
Según lo que vimos en el juicio, el chico, en principio, parece culpable.
Görünüşte yarın ölecekmiş.
Aparentemente, va a morir mañana por la noche.
Hepimiz görünüşte alaycı ve kurnazdık.
Todos podemos parecer cínicos y calculadores.
Görünüşte iri, sert, kendinden emindi.
Fuera : Grande, duro, seguro.
Komik olan, onun sadece görünüşte metresim olması.
Lo gracioso es que sea mi amante sólo por las apariencias.
Görünüşte.
Las apariencias.
Sıradan bir görünüşte.
Algo sencillo.
Dinle. Bu şantajı sakince kabul etmemiz senin için görünüşte çok sıra dışı gelebilir.
Esta aparentemente tranquila aceptación del chantaje debe parecerte rarísima.
Görünüşte enerjimizi spora, bahçe işlerine ve her türlü kültürel etkinliğe harcayacağız.
Dedicaremos nuestras energías al deporte y la jardinería, a todos los pasatiempos culturales.
Towns. Helikopterler görünüşte uçmak için uygun görünmüyor... fakat pekâlâ düzgün uçabiliyorlar.
Los helicópteros tampoco son elegantes, pero vuelan razonablemente bien.
Sütten çıkmış ak kaşık gibi, en azından görünüşte.
Limpia como la nieve, al menos por fuera.
"Emperyalizm ve bütün gericiler kağıttan kaplanlardır. Görünüşte pek korkunçturlar, ama gerçekte o kadar güçlü değildirler."
"el imperialismo y los reaccionarios son tigres de papel, parecen terribles, pero en realidad no lo son."
Görünüşte öyle oldu.
Así ha tenido que ser.
En az 20 isteği yerine getirmeden günüm geçmiyor ki hepsi de görünüşte çok değerli kuruluşlar.
No hay un día en que no reciba al menos 20 peticiones de organizaciones que parecen merecer mucho la pena.
Korkarım ki sadece görünüşte.
Me temo que sólo a primera vista.
- Ben gerçek bir koca istedim, yalnızca görünüşte değil.
Quería un esposo en realidad, no sólo en apariencia.
Bütün nakitini kazanınca, taşa bahis yapması için görünüşte yenilmez bir eli ona verip ayartırsın.
Cuando hayamos ganado su dinero, usted podría hacerle apostar la piedra dándole una mano aparentemente invencible.
Görünüşte, ya da bana söylediklerine göre çok mutlu... İki haftadan beri kimseyle konuşma ihtiyacı hissetmemiş.
Me dicen que parece tan feliz que no ha necesitado hablar con nadie en dos semanas.
Olay sadece dış görünüşte değil, gayet zeki birisi olduğunu da düşünüyorum.
No es sólo una cuestión física. Además, es lo bastante listo para entenderlo.
Görünüşte, kanuna saygılı diğer vatandaşlardan hiç farkı yok.
Aparentemente no es diferente a cualquier ciudadano respetuoso de la ley.
- Bu sadece dış görünüşte.
- Eso es solo una tapadera.
Yol boyunca ilerlerken görünüşte sakindim, ama hep düşünüyordum.
Mientras andábamos por el borde del muelle iba yo aparentemente tranquilo, pero cavilando todo el tiempo.
- Jüpiter ve Venüs Pluto ile iyi bir görünüşte yer alıyor.
Júpiter y Venus están en concordancia con Plutón.
Adli tıp internine göre, mermi görünüşte doğrudan kalbi delip geçmiş, oldukça yakından ateş edilmiş, barut izlerinden anlaşıldığı kadarıyla.
Según el forense, la bala entró por el corazón y le dispararon a quemarropa, como indican los restos de pólvora.
Görünüşte öyle.
Evidentemente.
Görünüşte gizem falan yok. - Bizi etkileyecek yeni bir numara bile yok.
Y ni un solo truco nuevo para tu acto.
- Görünüşte bir sorun yok.
- No hay problema aparentemente.
Görünüşte, kışkırtarak vakum, atılım.
Aparentemente... Estimulante... Salto.
Mike Acosta görünüşte öldü ve gömüldü Ve 164 Milyon dolar halen kayıp Aklıma gelen tek soru ise
Mike Acosta es ostensiblemente muerto y enterrado... 164 millones de dólares siguen desaparecidos, y la única pregunta que me queda es :
Görünüşte küçük bir yangın var 50 kat aşağıda, depo odalarımızdan birinde.
Parece que hay un pequeño incendio en uno de los almacenes 50 pisos más abajo.
Görünüşte sadece biz kurtulduk.
Creo que somos los únicos supervivientes.
Görünüşte savaşıyorlardı,... fakat bunun altında, gerçekten sıkıydılar.
Verá, se han peleado pero, en el fondo, están muy unidos.
- Görünüşte, sevmiş.
¡ Me Pareció que le gustaba mucho!
Kızın kıyafeti gülünçtü. Görünüşte işinden şikayet etmesi kendini beğenmişliğindendi. Yine de
Su vestido era ridículo y su fingido descontento no era más que presunción sin embargo K. tuvo que reconocer que si hubiese encontrado a Pepi en lugar de a Frieda, y si hubiera adivinado que tuviera alguna conexión con el castillo,