Güneydoğu asya traduction Espagnol
175 traduction parallèle
Güneydoğu Asya'yı avucumun içi gibi bilirim..
Conozco el este muy bien...
Yapıyorum çünkü Birleşmiş Milletlere inanıyorum ve Güneydoğu Asya ve...
Lo hago por las Naciones Unidas... y por el sudeste asiático...
- - Peki, Güneydoğu Asya'daki savaş neden başladı?
¿ Bueno, y por que empezó la guerra en el Sureste Asiático?
- - Başka faktörler var, hafifletici faktörler, senin anlamadığın, Güneydoğu Asya'da süregelen.
- Hay otros factores, factores atenuantes, que no entiendes, que toman lugar en el Sureste de Asia.
... böyle keyfi bir saltanatı tutmak zorundalar mı? - - Bak, yaklaşık 300 yıldır Güneydoğu Asya'da terörizm var.
- Mira, han tenido terrorismo ahí en Asia Sureste durante aproximadamente 300 años.
Güneydoğu Asya'daki bu savaşı bitirmek istersen...
Si quieres parar la guerra en Asia Sureste...
Güneydoğu Asya'dan Fransız etkisini çıkar, ortada savaş falan kalmaz.
Tu sacas los franceses del Sureste de Asia, no tendrías la guerra en Asia.
çünkü burada Güneydoğu Asya'daki savaşı etkileyen bir büyük faktör var.
Los estadounidenses llegaran al mismo obstáculo porque hay un gran factor que influye la guerra en Asia Sureste.
Güneydoğu Asya ile ilgili olmamız gerektiği bilgisini vermedi.
De que debemos inmiscuirnos en Asia Sureste.
Güneydoğu Asya'da hiç bulundunuz mu?
¿ Ha estado Ud. En Asia Sureste?
Kendi basınımızda haberler hala güneydoğu Asya'daki Amerikan emperyalizmi.
Nuestra prensa aún trata el imperialismo norteamericano en el sudeste de África.
Güneydoğu Asya'dan kuvvetlerini geri çekiyorlar.
... del sudeste asiático para reforzar sus frentes europeos.
Güneydoğu Asya'nın savaş alanlarındaki şehitler için bir dakikalık sessizlik!
Hoy, Día de la Independencia, pido un minuto de silencio... por los muertos en los campos de batalla del sudeste asiático.
Yakın zamana kadar, Güneydoğu Asya Kalkınma Şirketinin yönetim kurulu üyeliği yaptı.
Hasta hace poco, era miembro de la Corporación de desarrollo del Sudeste Asiático.
Singapur'un elde edilmesiyle, bütün güneydoğu Asya, Japonların önüne serilmişti.
Con la caída de Singapur, El sudeste de Asia fue Japón
Güneydoğu Asya'daki en büyük bakır damarını keşfetti. Herkes bir parça koparmaya çalıştı Ben de...
Verán, acababa de descubrir el mayor yacimiento de cobre del Sudeste Asiático, y todos querían un pedazo de él, incluyéndome.
Tamamen benim bakış açımla, elimden geldiğince derinlemesine düşündüğümde Güneydoğu Asya'nın Amerika Birleşik Devletleri için 1950'lerdeki anlamı bu zamanın gerisi ve ilerisi değerlendirildiğinde toplum dinamikleri ve bu gibi şeyler bazında önemliydi.
En cuanto a mi propia perspectiva,... reflexioné lo mejor que pude... acerca del significado de Asia Sudoriental para los Estados Unidos en los'50,... mirando hacia el pasado y hacia el futuro,... en relación con lo que sé sobre la dinámica de las sociedades, etcétera.
Güneydoğu Asya için standart bir üniforma.
El uniforme estándar en Asia Sur Oriental.
Saçlar Güneydoğu Asya'dan yüksek kaliteli eroin serpiştirilmiş olarak geliyor.
Estos Caballos traídos del Sureste de Asia son impregnados con heroína liquida.
Güneydoğu Asya kara büyüsü oldukça gizemli ve korkutucudur
La magia negra asiática es famosa en el mundo entero.
Çağdaş ve etkin güçleriyle bu kuvvetler,... güneydoğu Asya'ya şüphesiz asayiş getirecektir.
Estas tropas, junto a la fuerza de su... moderno y eficiente armamento... sin duda traerán la paz al sudeste asiático.
Bu şey olduğunda, Güneydoğu Asya'nın politik yapısını değiştirebilir.
Cuando se conozca la noticia, podría cambiar la política del sudeste de Asia.
Güneydoğu Asya'da bu tür bir çok insan var, bir lider arıyorlar, ruhsal disiplin, ya da bu tür şeyler.
Hay muchas en el sudeste asiático, buscan un gurú, disciplina espiritual, y quién sabe qué.
Mesela, eğer Güneydoğu Asya nükleer bir saldırı sonucu yok olursa Norm, bir yerfıstığını burnu ile Bolyston Caddesi'ne kadar itlemeli.
Por ejemplo, si-sur este de Asia se ser destruido por un ataque nuclear, Norm tendría que empujar un cacahuete hasta Boylston Street, con su nariz.
Güneydoğu Asya Konferansı'nda iki sene içinde hepsini bıraktım.
Lo dejé todo por dos años en la Conferencia Asiática del Sudeste.
Güneydoğu Asya'da bunun gibi bir şey yok.
No hay otra balsa igual en todo el sureste de Asia.
Çok eski bir kabile geleneği. Güneydoğu Asya kökenli olduğunu sanıyorum.
Es una antigua costumbre india.
Güneydoğu Asya'dan mı?
¿ Del sur?
Annem bu yeşim taşını Güneydoğu Asya'dan getirdi.
Mi madre trajo esta pieza de jade cuando volvió de los Mares del Sur.
Egzotik Vietnam'ı görmek istiyordum. Güneydoğu Asya'nın incisini.
Yo quería ver el Vietnam exótico... la perla del sureste asiático.
Şu anda Güneydoğu Asya'dasın.
Está en el sudeste de Asia.
Lung 15 sen evvel Güneydoğu Asya'daki sahte para işlerini Lung yönetiyordu.
Hace 15 años, llevaba todas las operaciones de falsificación del sureste de Asia.
Orta Doğu ya da Güneydoğu Asya'dan... iki büyük antik merkezleri... toprağın yetiştirilmesi sanatı bu bölgeden yayılır.
Totalmente. En 1932 viajé a las costas noroestes y allí los indios estaban tallando sus tótems.
Güneydoğu Asya'daki, özellikle de Endonezya'daki kafa avının da kökeni buraya dayanır.
Es como caer al abismo. No sabes dónde estás. Dónde está el norte, el sur o el oeste.
Tepe sığırcığı olarak biliniyor. Kökeni Güneydoğu Asya, Endonezya.
Mejor conocido como miná del Himalaya Oriundo del sureste asiático, de Indonesia.
Laos, Güneydoğu Asya, 1969.
Laos, sudeste de Asia 1969
ABD'nin savaşı bitirip, çantalarını bile almadan Güneydoğu Asya'yı bırakacağını duydum.
Oigo que USA puede acabar guerra y dejar el sudeste de Asia. No llevarse maletas con ellos.
Bu kültür Güneydoğu Asya'ya yayılıyordu.
La cultura influía, se filtraba, en el sudeste asiático.
Kennedy'nin Güneydoğu Asya'da savaşmayacağını 1961'den beri biliyorlardı.
Desde 1961, sabían que Kennedy no iba a iniciar una guerra en el sudeste asiático.
7'ci dan tekvando, 8'ci dan aykido 9'cu dan karate, 10'cu judo ve iki defa Güneydoğu Asya'nın güreş şampiyonudur.
Es 7to grado en Tae-kwon do, 8vo grado en Hopkido... 9 en Karate, décimo en Judo... y 2 veces Campeón de Lucha en Sudeste de Asia. ¿ No es cierto?
Güneydoğu Asya Hui'sinin bir parçası.
Eso es parte de Sudoeste Asiático Hui.
Aynı zamanda 35 yıl önce yazılmış bir bulguyu da okudum Güneydoğu Asya'daki ormanlık bir bölgenin imha edilmesi hakkında.
También leí un informe similar escrito hace 35 años con respecto a un sector de la jungla en el sudeste asiático.
Shadaloo Şehri Shadaloo, Güneydoğu Asya.
Lugar : Shadalοο City, Shadalοο, sudeste de Asia.
Henüz eğitim üssünü saptayamadık Ama Shadowloo'nun merkezi komut üsleri, güneydoğu Asya'da yoğundur.
No hemos localizado su base de entrenamiento todavía pero las bases del centro de comando de Shadowloo están concentradas en el Sureste de Asia.
Güneydoğu Asya'daki yayımcılık | sektörünü tatmin etmek için.
para satisfacer las necesidades de las imprentas del sudeste de Asia.
Güneydoğu Asya'da iki dönem görev yaptım... ve beş yıl evli kaldım.
Estuve dos veces de servicio en el sudeste de Asia y estuve casado cinco años.
- Güneydoğu Asya'ya.
- Al sudeste de Asia.
- Ben de Güneydoğu Asya'yı.
- Y yo el sudeste de Asia
Juntao Güneydoğu Asya'nın en büyük ve en güçlü suçlusuydu.
Juntao fue el "padrino" más poderoso en el sudeste asiático.
Güneydoğu Asya'da görevler ihtiva eden orjinal dümenciler Hayır, hayır!
¡ No, no!
Bundan önce Güneydoğu Asya'ya gitti.
Antes de eso, fue al Sur de Asia a aprender comercio con el tío Chin.
asya 123
güney 137
güneyde 29
güneye 48
güney afrika 87
güneybatı 23
güney pasifik 33
güney amerika 163
güneyden 17
güney carolina 23
güney 137
güneyde 29
güneye 48
güney afrika 87
güneybatı 23
güney pasifik 33
güney amerika 163
güneyden 17
güney carolina 23