Gürültülü traduction Espagnol
1,770 traduction parallèle
Çok gürültülü.
Está muy fuerte.
Hiç durmadan, yirmi dört saat. Delirmiş gibiydim. Çok daha gürültülü.
Veinti-cuatro horas al día como un loco mientras más recio fuera, mejor
Merhaba! Gürültülü çocuk!
Chico travieso!
- Çok mu gürültülü?
Está demasiado alto?
Kaba ve gürültülü olduğumu söylerdi.
Decía que era grosera.
Gürültülü, karanlık ve kalabalığın içinde içinde kolayca kaçabileceğin bir yerde değil.
No es un mal lugar para reunirse, ruidoso, oscuro, fácil de perderse entre la gente.
Öyle gürültülü ki, kendi düşündüğünüzü bile duyamıyorsunuz!
No puedes escuchar lo que piensas, está tan fuerte.
orası ümit verici bir yerdi, Korkunç, Gürültülü, Karıştırılmış... her yeri karıştırılmış.
Era un lugar esperanzado, temeroso, ruidoso, confundido... todo mezclado.
Bize basları yüksek, sert, gürültülü, dikkat dağıtan bir şey gerekli.
Necesitamos algo con bajos, algo fuerte que nos distraiga.
Evet, Molly Ringwald ile gürültülü bir konsere gidiyorsan.
Claro, si vas al concierto de Wham! con Molly Ringwald.
Mesaj, gürültülü ve temiz bir şekilde olacaktır.
El mensaje será fuerte y claro.
Daha sonra, daha az gürültülü bir patlama sesi.
Luego otra vez, otro más bajo...
Buraya benzeyen ya da böyle gürültülü bir yerde görev yapmış olmalı.
Debe haber prestado servicio en un sitio parecido a lo que se ve y oye en este distrito.
Anne ve kızı gürültülü bir şekilde horluyorlar.
Madre e hija roncan al unísono.
Ne zaman seni görsem, etraf çok gürültülü ve bu çok sinir bozucu.
Cada vez que te veo, eres tan ruidosa y molesta.
Çok gürültülü.
Bastante ruidoso.
Çok gürültülü bir maç olacağı su götürmez.
Esto será una reyerta infernal.
Merhaba. İçerisi biraz gürültülü, Keith.
Tienes el volumen un poco alto, Keith.
Evet öyle.Ama Poltergeist'te hayalet yoktur ama bu kafa karıştırıcı çünkü almanca da Poltergeist "gürültülü hayalet" demektir
Precisamente. No hay fantasmas en un poltergeist, pero es confuso, porque la palabra alemana de la que proviene poltergeist se traduce como "fantasma ruidoso" pero los alemanes y sus palabras, siempre han sido un poco extraños.
"Gürültülü hayalet" aslında yanlış bir adlandırma
"Fantasma ruidoso" es un término un poco equivocado.
Sadece gürültülü olabileceğimiz olmamız anlamına gelmez.
Solo porque podamos ser ruidosos, no significa que debamos ser ruidosos.
Bu gerçekten çok gürültülü.
Demasiado ruidosos.
Bu gün oldukça gürültülü...
Hoy están haciendo mucho ruido...
Sıcak, gürültülü, pizza yok.
Hace calor, hay ruido, no hay pizza.
Burası gürültülü ama bunlar gerçekler ve gerçekler seni özgür kılar.
Es fuerte aquí, pero es la verdad, y la verdad te hace libre.
Zamanı olduğunu hisettik, gürültülü patırtılı bir kutlama istemediğimizi düşündük,
Sentíamos que había tiempo, y como los dos tenemos cero de ganas de dar una especie de fiesta de cuento de hadas.
Merkezden aldığımız bilgiye göre Hart ve Reed bölgelerinde çok şiddetli gök gürültülü yağış bekleniyor ve Alan
Han emitido una grave advertencia de tormenta de truenos para los condados de Hart y Reed
Bu çok gürültülü olur.
que puedan ser demasiado ruidosas.
Çok gürültülü!
Hey, está muy fuerte.
- Burası fazla gürültülü olmaya başladı.
- Está poniendose un poco ruidoso aquí.
Bana silah sesi kadar gürültülü gelmedi.
¿ Entonces cómo es posible que usted pudiera confundirlos?
Paul arabaya biner binmez, Craig, senden arabayı hızlı ve gürültülü bir şekilde kaldırmanı istiyorum, bu sayede ip uçlarını karıştırmış olacağız.
Cuando Paul esté en el auto, Craig, quiero que arranques con mucho ruido para que se note y así habrá pistas conflictivas.
Şey, belki gerçekten çok gürültülü uyuyordur.
Quizás está durmiendo muy plácidamente.
Eğer katıksız ve mutlak kaos ihtimali kuvvetliyse, sana bağlı olmak, gök gürültülü sağnak yağışlı bir tepede, üstünde bakırdan ıslak bir zırh varken "Bütün tanrılar aptaldır," diye bağırmaya benziyor.
Si el caos completo y total fuera posible, entonces estar atado a tí es como estar de pié en... en la cima de una montaña bajo una tormenta portando una armadura de bronce empapada... y gritando : "Todos los dioses son unos estúpidos"
Gürültülü alkışlar!
Gritando y aplaudiendo.
- Hatırlamıyorum. - Gürültülü müzik varmıydı?
- No recuerdo - ¿ Había música alta?
Sonra Crate Yoluna, gürültülü binaların yanına park etti. Orada onu kimse duyup göremezdi.
Luego estacionó en Crate Lane cerca de un sitio en construcción ruidoso donde nadie pudiera verlo ni escucharlo.
Bu gürültülü müziği hatırlıyorum...
Yo recuerdo esta música...
- Gürültülü ve terli.
- Es ruidoso y se transpira.
Korkarım, duruşma salonunda yargıç, avukatlar ve tüm gürültülü konuşmalarda... o çok korkabilir.
Y temo que en la corte, con el juez, y los abogados y todos hablando alto... ella podría asustarse.
Daha gürültülü, millet.
I wanna hear it big, blud.
Daha da gürültülü, beyler!
I wanna hear it hit out, blud!
Biraz gürültülü ama alışırsınız.
Puede ser un poco ruidoso, pero se acomodarán.
... çok gürültülü!
Tendría que haber hablado... muy alto.
Dün gece komşu eşinin arabasını evin önünde görmüş, gürültülü kavga sesi duymuş.
El vecino vio el auto del esposo al frente de la casa anoche. Escuchó una gran pelea en la entrada.
Komşularınız, saat 9 civarında gürültülü bir tartışmayı bildirdi.
Sus vecinos denunciaron haber oído una fuerte discusión, a eso de las 9 : 00.
Berbat, gürültülü müziği takip et.
Sigue la detestable música a todo volumen.
Yukarda odasında geceleri ne yaptığını bilmiyorum, fakat gerçekten gürültülü.
No sé qué está haciendo en su habitación por las noches... pero es muy ruidoso.
Pencereden düşmek, gürültülü soluk alma, Kylie'yi kuşattığı şeylerin hepsi filmden sahneler, dolayısı ile onunla ilgili bir şey var.
La caída a través del cristal, la respiración... las cosas con las que estuvo molestando a Kylie... son todas las cosas de la película, debía significar algo para ella.
Batı'nın en gürültülü kulübü, dostum.
El club más ruidoso del oeste, amigo.
Biliyor musun, burası çok gürültülü.
Sabes, um, sabes, hay mucho ruido aqui.