Hayata traduction Espagnol
8,086 traduction parallèle
"Hayata olduğu kadar derin bak."
"Mira profundamente a tu vida tal como es."
Ve hayata olduğu kadar derin bakacağım.
Y voy a mirar profundamente a mi vida tal como es.
Onun hayata geri dönmesi için başka birinin ölmesi gerekiyordu.
Para que él viviera de nuevo alguien más tenía que morir.
- Karanlık hayata anahtarımız.
- Nuestra llave a la vida oscura.
Yaşadığınız her şeye fark atan bir sonla hayata veda edin.
Disfrute de un fin de semana que supere todos los anteriores.
İkisi de ölü bulundular, tuhaf bir şekilde intihar etmişlerdi. Bunlar, Hartley tarikatlarından kaçıp Michigan'da yeni bir hayata başladıktan hemen sonra oldu.
Ambos fueron hallados muertos en un extraño doble suicidio al poco tiempo de escapar Hartley de su Secta y mudarse a Michigan para empezar una nueva vida.
Hadi Norma. Gerçek hayata dönelim.
Vamos, Norma, volvamos a lo verdadero.
Efendi Frieza hayata geri geliyor.
Señor Freezer va a volver a la vida.
Onu hayata getir!
Traerlo de vuelta a la vida!
Lütfen Fireza'yı hayata getirin.
Bastante por favor traer Freezer vuelta a la vida.
Hayata geri mi döndü?
Ha vuelto a la vida?
Fakat Efendi Frieza, intikamınızı aldığınızda, Ejderha Topları'yla birinin Super Saiyanları tekrar hayata döndürmeyeceği ne malum?
Pero Lord Freezer, una vez que llegue la venganza, lo que hay que parar a alguien de usar las bolas de dragón para llevar el Super Saiyan vuelta a la vida de nuevo?
Hayata nası döndün?
¿ Cómo se llega de nuevo a la vida, de todos modos?
Şu şeytani pislik Frieza hayata geri döndü, ve Dünya tehlikede!
Ese cabrón malvado Freezer ha vuelto a la vida, y la Tierra está en peligro!
- -Frieza hayata geri dönmüş?
Espalda de - -Frieza a la vida?
Nasıl hayata dönebildin?
¿ Cómo llegaste a la vida?
Nasıl bir Yok Edici, bir gezegeni hayata döndürebilir?
¿ Qué clase de Destructor ayuda a traer un mundo nuevo a la vida?
- Daha rahat bir hayata benziyor.
- Parece una vida más fácil, ¿ sabes?
Böyle bir yerle Hayatın 4 Gücü felsefesini gerçekten hayata geçirebilirdim.
En un lugar como este, podría tomar la filosofía de Power 4 Life y hacerla realidad.
Bunu hayata geçirdim ve bir sonraki seviye için hazırdım ve şimdi de karşıma bu çıkıyor, anlıyor musun beni?
Lo hice público, que estaba listo para llevarlo al siguiente nivel, y ahora esto regresa a mí.
Burada ailemiz için daha iyi bir hayata sahip olma imkanımız var.
Aquí hay una oportunidad para mejorar la vida de nuestra familia.
Ve yürüyemeyen bütün insanlar için benim gibi hayata sahip olanlar için.
Y por toda esa gente que no puede marchar gente que vive como vivía yo.
Çocukların normal bir hayata ihtiyacı var.
Los niños necesitan una vida normal.
Yukarıda öldüm ben. Sonra hayata geri döndüm.
Me morí en el piso de arriba, y luego volví a la vida.
- Ben seninle olmak istiyorum. Müşterek bir hayata olan bağlılığımızı yeniden tasdik etmek istiyorum.
- Yo quiero estar contigo... y reafirmar nuestro compromiso con nuestra relación
Hayata dayanıyor.
Se está aferrando a la vida.
Uyandım işte, yeni bir güne, yeni bir hayata başlayacağım için heyecanlıyım.
Bien, estoy despierto, emocionado de empezar un nuevo día, una nueva vida.
Çünkü artık hayata devam etmek için bir sebep bulmakta iyi değilim.
Porque ya no estoy bien para encontrar un motivo para seguir intentándolo.
Burada hayata dönüşünü kolaylaştırmak için.
Para facilitarte tu transición de vuelta a la vida aquí.
AmÇalışıyor'u hayata geçirmeyi konuşabilirsek FEMA'da geri adım atmaya hazırım.
Estoy dispuesto a dejar de lado FEMA si hablamos de tocar el tema de AmeTra.
Jeff, hayata meta gözüyle bakmak seni rahatlatıyor biliyorum ama gerçek hayatta yaşıyoruz.
Jeff, sé que estás cómodo mirándolo todo con tu filtro meta, pero esto es la realidad.
Ve burada sıkışıp kaldım, ülkenin öteki ucuna taşınmış ve yeni bir hayata başlamış biri için saçma sapan planlar yapıyorum ve o aptal e-postalarımdan birini bile geri alamıyorum.
Y ahora estoy aquí atrapada, haciendo planes para ir a ver a alguien que se ha mudado al otro lado del país, ha empezado una nueva vida, y ni siquiera encuentra un segundo para contestar alguno de mis estúpidos mails.
Tekrar hayata gelmeden önce ölmesi gerekir.
Necesita morir antes de poder renacer.
O hayata dönmeyeceğim.
Jamás pienso volver a esa vida.
Bu hayata ulaşmak için aklımı mahvettin.
Destruiste mi mente para alcanzarla.
Yönetim kurulu değişikliklerin derhal hayata geçirilmesini istiyor.
Bueno, la junta considera que es imporante implementar los cambios.
Olur ama, bunun için de siyasi bir güce ihtiyaç var. .. ve hayata geçirmek için cesarete.. Merhametli kişiler tarafından yapılmamalı.
Sí, pero eso requiere poder político y el coraje para actuar sin ser engañados por los hipócritas sensibleros.
Yabancı bir yerde yeni hayata başlamasına rağmen bakın mutluluk şarkısı söylüyor.
Mírala, cantando su canción feliz, incluso cuando comienza una nueva vida en un lugar extraño.
- Zor olduğunu biliyorum, ama Gordon öldü ve onu hayata döndürebilmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Sé que esto es duro, pero Gordon está muerto, y no hay nada que podamos hacer para traerlo de vuelta.
... sonra birbirlerini buldular ve hayata yeniden başladılar.
Y luego se encontraron el uno al otro, y empezaron de cero.
Kocamın dükkân, benim her şeyi hayata sokmaya çalışma meselem.
Él trabaja en la tienda, yo intento realizarme, ¿ sabe?
Bir polis ölmüş, öbürü hayata dört elle sarılmış.
Un agente muerto y el otro aferrándose a la vida.
Finn'i ortadan kaldırdı ama onu tekrar hayata döndüren de kendisiydi.
Venció a Finn, si, pero solo después de haberlo resucitado ella misma, y aunque elogio que salvará a Rebekah de Eva Sinclair,
Dahlia seni aldığı zaman o ışığın hayata küsmüş Dahlia'nın da kalbini ısıtacağına inandım. İyi bir hayat sürersin dedim.
Yo creía que esa misma luz podría iluminar su corazón amargado, que vosotras tendríais una buena vida.
Niklaus gerçek bedeni hayata döndürmemizi istiyor.
Niklaus quiere que revivamos el cuerpo original.
Bana öğretmen olma sıfatına en çok yaklaşan kişi. Hayata döndürmeye çalıştığım adam öğretti.
Lo más cercano que tuve a un maestro... el hombre al que traeré de vuelta.
Buraya gelmesini ben istedim. Seni hayata döndürebilmesi için.
Le pedí que viniera... para que pudiera resucitarte.
Hayatta olduğunu geri döneceğini ve geri döndüğünde ise farklı olacağını neredeyse ölümle yüzleşmek sana hayata farklı bir bakış açısı vereceğini işleri artık daha farklı bir şekilde yapacağını.
Merlyn estaba equivocado, que tú estabas vivo y que volverías y que cuando lo hicieras serías diferente, como si casi morir te hubiera dado una nueva perspectiva de la vida, qué harías las cosas de forma diferente.
Buraya gelmesini ben istedim. Seni hayata döndürebilmesi için.
Como... le pedí venir aquí... así te podría devolver a la vida.
Yeni bir hayata başlıyor.
Está empezando una nueva vida.
- Yeni bir hayata başlıyor.
Está empezando... una nueva vida.
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayat çok kısa 40
hayatım boyunca 96
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayat çok kısa 40
hayatım boyunca 96