Her zaman olduğu gibi traduction Espagnol
979 traduction parallèle
Her zaman olduğu gibi sadece kendini düşünüyorsun.
Una vez más, todo se trata de ti.
Üç ana karakter ERKEK, KADIN ve her zaman olduğu gibi DİĞER ADAM.
Son tres : él, ella y el otro, como siempre.
Her zaman olduğu gibi.
Siempre la tienes.
- Derste, her zaman olduğu gibi.
- En clase, como siempre.
Evin altı, bugün de her zaman olduğu gibi dinamit dolu.
Sigue tan minado como siempre.
" The Current Review Dergisi her zaman olduğu gibi bu ay da...
THE CURRENT REVIEW
- Her zaman olduğu gibi.
- Como siempre.
Her zaman olduğu gibi ilk kemancı O'na sopasını verdi,
El primer violinista le dio la batuta. Como de costumbre.
Yine de her şey gösteriyor ki, her zaman olduğu gibi doğru iz üzerindeyim.
Pero todo prueba que estoy tras la pista correcta, como siempre.
Araba yolu, önümde uzanıyordu her zaman olduğu gibi, kıvrılarak ve dönerek.
El camino de entrada serpenteaba delante de mí con sus curvas y giros, como siempre lo había hecho.
Her zaman olduğu gibi yalnız, harika olacak.
Maravillosamente solos, como siempre hemos estado.
Her zaman olduğu gibi.
Siempre ha sido infeliz.
Her zaman olduğu gibi operasyon sırasında hava pompası cihazından sorumluydu.
Se hizo cargo de la bomba de succión, como siempre.
Sana her zaman olduğu gibi nazikçe bahşiş vermedim mi?
¿ No te di una buena propina?
Öncelikle Herr Blecher buraya, her zaman olduğu gibi.
Herr Blecher, el primero, como siempre.
Her zaman olduğu gibi.
Está igual que antes.
Ama esas önemlisi, hepimizin bir arada olacak olması, her zaman olduğu gibi.
Pero lo principal, Tootie, es que estaremos juntos...
Ülkemiz, her zaman olduğu gibi bugün de, bireysel özgürlükler kalesi ve sınırsız fırsatlar ülkesi olmaya devam etmeli.
Nuestro país debe ser hoy lo que siempre ha sido :... la fortaleza de la iniciativa individual... la tierra de la oportunidad sin límites para todos.
Bu mektup size ulaşırsa, şuna inanın ki her zaman olduğu gibi şu anda da sizi seviyorum.
Si esta carta llega hasta ti, te hará saber que te quiero ahora como siempre te quise.
Acitrezza'nın balık toptancıları her zaman olduğu gibi erkenden ayaktalar. Güneş Capo Mulini'nin üzerinde doğmadan onlar rıhtımda olurlar.
Como siempre, los primeros en comenzar su jornada en Trezza... son los comerciantes de pescado... los que, incluso antes del alba... están esperando en la orilla el regreso de las barcas.
Her zaman olduğu gibi.
Como siempre ha sido.
Dr. Johnson - her zaman olduğu gibi - haklıydı... Dedi ki "Emin olunuz efendim..."
El Dr. Johnson como siempre, tenía razón... cuando dijo :
Bakıyorum da her zaman olduğu gibi iş üzerindesiniz Bay Doolin.
¿ Negociando como siempre, señor Doolin?
Sesim, her zaman olduğu gibi göğsümün içinde titriyordu. İçimdeki bir şeyin bana yere oturmam gerektiğini söylediği zamanlardaki gibi.
Me temblaba la voz, como me pasa siempre que debo hacer frente.
- Her zaman olduğu gibi, Pop.
- Claro, Pop.
Her zaman olduğu gibi.
Tú y yo, como siempre.
Sanırım her zaman olduğu gibi, yarın da tüm gün izin isteyeceksin.
Supongo que querrá todo el día libre mañana, como de costumbre.
Her zaman olduğu gibi, keyif vericiydi.
Como siempre, he disfrutado viéndola.
Ve şüphesiz bütün bu filmler boyunca her zaman olduğu gibi, Lina benim esin kaynağımdı.
En aquellos días, Lina era mi inspiración.
Her zaman olduğu gibi gene midem...
Es el estómago, como siempre.
Meseleyle nasıl ilgilenmem gerektiğini biliyorum ve her zaman olduğu gibi tek başıma ilgileneceğim.
Sé exactamente como afrontar la situación... y como es normal, lo haré a solas.
Farkettim ki yeni birinci sınıflarımız her zaman olduğu gibi arkaya doğru oturacak kadar mahçup ve utangaçlar.
Me doy cuenta de que nuestros nuevos refuerzos, tímidos como es normal... se han sentado detrás en la retaguardia.
Zamanlaman her zaman olduğu gibi yüzde yüz.
Tu parte es siempre el 100 %. Siempre equivocado.
Her zaman olduğu gibi beraber çalışacağız.
Trabajaremos juntos, como siempre hemos hecho.
Her zaman olduğu gibi değil mi, Joe?
Como ha sido siempre, ¿ no, Joe?
Ona de ki ; her zaman olduğu gibi yaşamaya devam edeceğiz!
Entonces dígale a Su Majestad, que mi marido continuará siendo tal como es.
Bu akşamki programımızda cinayet, her zaman olduğu gibi tamamen hazırlıksızdı.
El asesinato de esta noche fue, como es habitual totalmente improvisado.
Fakat her zaman olduğu gibi, yine bana döndün.
Pero has recurrido a mí, como siempre.
Her zaman olduğu gibi misafir odasına, baba?
¿ La habitación de invitados como es habitual, padre?
Susie her zaman olduğu gibi şu anda da istediğini söylemekte özgürdür.
Susie siempre es libre de decir lo que quiera.
Bugün olmaz. Çok kalabalık, her zaman olduğu gibi çok fazla arkadaş var.
Hoy no, hay mucha gente, todos los amigos, como siempre.
Şimdi her zaman olduğu gibi oteline dön.
Vuelva a su hotel, como si nada hubiese pasado.
Gönlü kahramanı Belshazzar'da olan Dağlı Kız, kara sevdalı oğlanı kandırır. Ta ki kadın ve erkek arasında zamanın başlangıçından beri hep olduğu gibi, bildiği her şeyi böbürlenerek anlatana dek.
Pensando sólo en Belshazzar, su héroe, la Chica de la Montaña lleva al enamorado chico hasta alardeando, él le cuenta todo lo que sabe.
- Her zaman olduğu gibi.
Siempre sale bien
- Neden? Sana karşı şu an olduğu gibi her zaman çok derin duygular besleyeceğim.
Sigo sintiendo y siempre sentiré el más profundo afecto por ti.
Pauline, o gün her zaman olduğu? gibi şapkamı kontrol etmedin mi?
¿ Pauline, no recogiste mi sombrero como siempre?
O zaman her şeyi olduğu gibi göreceksin.
Entonces ves las cosas tal como son.
Düşmanın en küçük bir saldırısında borazan çaldığı zaman ben güvenli bir yere gidene kadar her şey olduğu gibi bırakılacak.
Al primer gesto de hostilidad del enemigo todo se detiene hasta que me lleven a un lugar seguro.
Her zaman olduğu gibi.
Si, muy bien querida, como siempre.
Her zaman yapılmakta olduğu gibi.
Como siempre se ha hecho en el pasado.
Her akşam bu saatte olduğu gibi, bu gece de Profesör Platov'un programı "Yeniden Düşünme Zamanı" başlıyor.
Como cada noche a la misma hora, el programa del profesor Platov Hoy, reflexionen ustedes.