English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hikâyeler

Hikâyeler traduction Espagnol

935 traduction parallèle
Neden burada olduğuna dair hikâyeler uydurmuyorsun.
No me cuentas a diario por qué estás aquí.
Gece geç saatlere kadar eski bir kalemle gerçekleşmesi mümkün olmayan hikâyeler yazardı.
Solía escribir historias hasta bien entrada la noche... historias imposibles con una vieja pluma...
Yine kısa hikâyeler yazarım.
Volveré a escribir relatos cortos.
Adam ise hikâyeler yazıyor.
Él escribe relatos.
Bu hikâyeler çok güzel.
Las historias son preciosas.
Anlamıyorsun baba. Gizemli hikâyeler...
No lo entiendes, papá, los misterios...
Yakalanırsak sakın böyle hikâyeler uydurma.
Si nos cogen no te inventes que la robé.
Acıklı hikâyeler uydurmaya başlamadım bile.
He agotado las historias conmovedoras.
Ne diye böyle hikâyeler uyduruyorsun?
¿ Por qué inventas cosas?
- Telaş yapacak bir durum yok. Bize çok acayip hikâyeler anlattı. Buraya gelip meselenin özüne bakmamızın iyi olacağını düşündük.
Nos ha contado una historia rara y vengo a ver qué pasa.
Her zaman hikâyeler uydurur da. - Öyle demek. Kimi zaman Kızılderililer, gangsterler ;
De indios, de gánsteres, de todo.
Hikâyeler mi?
¿ Historias?
Ne tür hikâyeler Tommy?
¿ De qué clase?
Bu hâlde ne diye etrafta hikâyeler anlatıyorsun?
¿ Por qué vas contando mentiras?
Her hafta gelip iyi şans ve zenginlik hakkında... hikâyeler anlatan falcıyı da biliyordum.
Y conocía al adivino que venía cada semana... con su relato de buena suerte y riquezas.
Binbir Gece Masalları'ndaki Şehrazat'ın... 1000 masal ile hayatını kazandığı gibi... ben de onun kalbini, Hindistan'la ilgili hikâyeler anlatarak kazanmaya karar vermiştim.
Tal y como la Sherezade de las 1001 noches logró salvar la vida con mil historias,... yo había decidido conquistar su corazón con historias sobre la India.
Onunla ilgili kanı kaynatan hikâyeler anlatabilirim ama önce boğazımı ıslatmalıyım.
Podría contaros historias que os helarían la sangre, pero mi pobre garganta...
Bana kederli hikâyeler anlatın.
Os permito que me digáis cosas muy tristes.
Kendime gelmek için, kederli hikâyeler gibisi yoktur!
No hay como ir a beber a la fuente de las desgracias, para refrescar las ideas.
Lamb'in Shakespeare'den Hikâyeler kitabı.
Cuentos de Shakespeare, de los Lamb.
Yukiko aklından hikâyeler uydurmaya başladı, sözümü de hiç dinlemiyordu.
Ella siempre me discute. Ni siquiera quiere oír mi opinión.
Ama annen çok ilginç hikâyeler anlatıyor.
Es divertido.
Ucuz hikâyeler!
¡ Tonterías!
Müşteriyi neşelendirmek için sürekli pis hikâyeler anlatma.
Siempre con un chiste verde para que el cliente se ría.
- Hikâyeler.
- Son historias.
Anlatılacak türden hikâyeler değiller.
No son el tipo de historias que se puedan contar.
Çıkman gerek! Eşin hakkında bazı hikâyeler anlatabilirim sana.
Porque te puedo contar algunas cosas sobre tu esposa.
" İnfaz memurlarının emrine amade olanların istismar edilmesi vicdan sahibi her insan için çok çirkindir fakat dayak yiyerek dahi olsa hiç kimsenin kabul edemeyeceği itiraflar, hikâyeler bulunmaktadır.
" Emplear la violencia contra quienes están en manos de las autoridades es algo que repugna a cualquier conciencia ; pero es cierto que existen ciertas confesiones, ciertos hechos, que ni siquiera la violencia puede hacer inventar a un hombre.
Bu hikâyeler hiç aklımdan çıkmıyor.
Me están volviendo loco.
En zor müşterilerden bile onun hakkında iyi hikâyeler dinledim.
He oído grandes cosas acerca de los clientes más difíciles.
Sürekli hikâyeler uyduruyorsun.
Cofrade, te pasas la vida inventando. No paras.
Nasıl hikâyeler?
- ¿ Qué historia?
- Hikâyeler mi, efendim?
- ¿ De historias, señor?
- Ne tür hikâyeler?
- ¿ Qué tipo de historias?
Ona hikâyeler anlatırdım, uyuması için şarkılar söylerdim.
Le contaba historias y le cantaba para dormirla.
Şarkı söyleyeceğiz, ağlayacağım sonra da sana komik hikâyeler anlatacağım.
Cantaremos, yo lloraré y luego te contaré unas historias muy graciosas.
Şimdiye kadar dinlediğimiz hikâyeler baz alınarak değerlendirme yapılırsa, bir kızın sıklıkla... bir oğlana tercih edilebileceği sonucu çıkartılabilir.
Pero a juzgar por los cuentos oído hasta ahora, se podría concluir que a menudo una chica es preferible a un niño.
Size anlatacağım bazı hikâyeler var.
Éste encuentro será hermoso.
Unutmadan, kendinizi sürekli casusluk üzerine hikâyeler yazan yazarlara pek kaptırmayın.
No se deje influenciar por los novelistas que vuelven siempre al tema del espionaje ficción.
İyi romanlar, hikâyeler yazabileceğini düşünüyordu.
Pensaba que podía escribir buenas novelas. Relatos.
O zaman sadece 6 yaşındaydım, ama bu hikaye gerçektir... ve bazen gerçek hikâyeler bile mutlu sonla biter.
Yo sólo tenía seis años, pero lo que te conté es cierto... y hasta las historias verdaderas pueden terminar bien.
Ama o ormanda saklı hikâyeler olduğunu biliyordum ve onları bulmalıydım.
Pero sabía que había reportajes en la selva y yo tenía que encontrarlos.
Hayatta olduklarını düşünmek istiyorum ama sivillere neler yaptıklarına dair hikâyeler duydum.
Me gustaría pensar que siguen con vida, pero he oído cosas sobre lo que les hacen a los civiles.
Üniversitede çıktığım oğlanların çoğuyla sadece bu hikâyeler için birlikte oldum.
- Si es casi Io más divertido. Yo sali con muchos chicos en la facultad sólo por contarlo.
Hikâyeler.
Historias.
O söylemeyeceğine göre ; siz ve kocanız hakkında hikâyeler uyduruyor. Çok kötü şeyler.
Ha inventado historias terribles sobre ustedes y le he traído para disculparse y que aprenda.
Annesi, çocuğun her zaman hikâyeler uydurduğunu söyledi.
La madre dice que inventa cosas.
AHLAKSIZ HİKÂYELER
CUENTOS INMORALES
Kısa hikâyeler.
Cuentos cortos.
İNANILMAZ HİKÂYELER
DELICIOSOS POLLOS 09099793867 PEPE CEVICHE MIXTO y EMPANADAS DE CARNE
İNANILMAZ HİKÂYELER
CUENTOS ASOMBROSOS

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]