Hoşlandın mı traduction Espagnol
1,417 traduction parallèle
Buna bak, hoşlandın mı?
Mire estos, ¿ le gusta?
- Kızdan hoşlandın mı?
- ¿ Te gusta la chica?
- Ondan hoşlandın mı?
- ¿ Te gustó?
Ondan hoşlandın mı?
¿ Te agrada?
Dün geceki filmden hoşlandın mı?
Alférez. ¿ Disfrutaron del programa anoche?
- O börek şapkalıdan hoşlandın mı?
Qué ¿ te gustó el sombrerito?
Oradan hoşlandın mı?
Es la residencia del antiguo gobernador.
Buradan hoşlandın mı, Nan?
Nan?
Dayak yemekten hoşlandın mı?
¿ Disfrutaste que te dieran semejante golpiza?
- Ondan hoşlandın mı?
- ¿ Te gusta ella?
- Ne, ondan hoşlandın mı yoksa?
- Que, ¿ te gusta?
Hoşlandın mı?
¿ Te gusta?
- Hoşlandın mı?
- ¿ Te gustó eso?
Ondan hoşlandın mı?
¿ Te gusta?
Bu işten hoşlandın mı?
¿ Le gusta este trabajo?
Şu kılıçtan hoşlandın mı?
¿ Te gusta esa espada?
Yemeğinden hoşlandın mı?
¿ Le gusta la comida?
Evden hoşlandın mı?
- ¿ Te gusta la casa? - Es muy linda.
Gerçekten hoşlandın mı?
¿ Te gustó?
Nerden çıkardın senden hoşlandığımı?
¿ Como puedes decir eso?
Benden gerçekten hoşlandığını sanmıştım.
Creí que yo te gustaba.
- Bu neyi gösteriyor, biliyor musun? İkimizin de pek tutmayan abur cuburlardan hoşlandığını mı?
¿ Quiere decir que cuando seas mayor quieres ser tú mismo?
Seninle tanıştım. Senden hoşlandım. Sen de benden hoşlandın ve seviştik.
Te conocí, nos gustamos y tuvimos relaciones.
Ve senin için de aynı şey geçerliyse, önümüzdeki Cuma tekrar çıkıp, aynı süreci senden hoşlandığımın yarısı kadar bile hoşlanmadığım biriyle yaşamak istemiyorum.
Si tú sientes lo mismo, no te Vayas. El Viernes que Viene no quiero tener que buscarme a otra chica que no me Va a gustar ni la mitad de lo que me gustas tú.
Tamam mı? Jack'ten hoşlandığını biliyorum.
Yo sé que te gusta Jack.
Ben şu hoşlandığın adamım.
Soy el hombre que te gusta.
Erkeklerden hoşlandığımı nereden çıkardın?
¿ Qué te hace pensar que me gustan los hombres?
Ya oldukça salaksın ya da sürprizlerden hoşlandığımı biliyorsun.
O eres increíblemente estúpida o sabes que no hay nada que disfrute más que una buena sorpresa.
Benden hoşlandığına inandın mı?
¿ Me crees cuando te digo que le gusto?
Jim, itiraf etmelisin ki Nick gerçekten harika biri. Kız kardeşinin ondan hoşlandığının farkında mısın?
Jim, debes admitir que Nick es un hombre bastante excepcional te das cuenta que tu hermana esta flasheada por él?
Bu sorunu hallettiğimize gerçekten sevindim... çünkü hoşlandığım çocuk, arkadaşın Dave.
Estoy contenta de que hayamos arreglado este asunto... porque el chico que me gusta es tu amigo Dave.
Buruna yumruk atmasını bilmiyorum ama sanırım benden hoşlandı.
Bueno no se sobre el golpe en la nariz, pero estoy seguro de que le gusto.
İşte hoşlandığım kız. O zaman hayatın adaletsiz olduğunu fark ediyorsun.
Chicas como ella... te hacen dar cuenta que la vida no es justa.
İşler daha iyiye gidiyor. ve gerçekten hoşlandığın iki harika arkadaşım var.
Me va mejor en el trabajo, y tengo buenas amigas que te caerían muy bien.
Benim aşağılanmaktan hoşlandığımı nereden anladın?
¿ Cómo sabes que me gusta ser humillado?
Kadınlardan mı yoksa erkeklerden mi hoşlandığın hakkında.
Si te gustan los hombres o las mujeres.
Benden hoşlandığını sanmıştım.
Creí que te gustaba.
Yoksa beni, bu tarz dekorasyondan hoşlandığınıza inandırmak mı istiyorsunuz?
- ¿ Quiere decir que le gusta?
Lupe'dan hoşlandın mı?
¿ Te gusta Loopy?
Erkek arkadaşını dövüşürken izlemekten daha çok hoşlandığın bir şey var mı?
¿ Hay algo que te guste más que ver luchar a tu novio?
Onlardan hoşlandığımı nasıl anladın?
¿ Cómo sabías que me gustaban?
Öç almaktan hoşlandığın izlenimine kapılmıştım.
Tenía la impresión de que disfrutabas hacer daño.
Hoşlandığını anlamıştım ama...
Sabía que te gustaba, pero...
Biliyor musun? Muhtemelen haklısın. Ama bu senden hoşlandığım gerçeğini değiştirmiyor.
Puede ser, pero eso no cambia el hecho de que me gustes.
Esasında benim canımı sıkan şey şu ki ; desteklendiğimi sanıyordum. İnsanların benden hoşlandıklarını sanıyordum.
No, creo que lo que realmente me molesta es que creí que tenía el apoyo.
Onunla çalışmaktan çok hoşlandım ama garip bir durum olmasını istemiyorum.
- Sí. De verdad me gusta trabajar con él. Pero no quiero que sea raro.
Benden hoşlandığını sanmıştım ama sanırım yanılmışım.
Pensé que le gustaba, pero parece que estaba equivocado.
Çok hoşlandığım bir kadın var.
Hay una mujer que yo quiero.
Çok hoşlandığım bir kadın var.
Hay una mujer que quiero en serio.
Anlamadım? Kirk'ün olduğu odaya girerken haber vermemden hoşlandığını keşfettim.
Descubrí que a Kirk le gusta que anuncie mi presencia
Hayranlık duyduğun ve birlikte vakit geçirmekten hoşlandığın dedenden yardım ve tavsiye istedin.
Admiras profundamente a tu abuelo... te gusta pasar tiempo con él y le pediste ayuda y consejo.