Iki mi traduction Espagnol
13,220 traduction parallèle
Kardeşim, senin iki kat arası merdivenle mücadeleni izledim.
Mi hermano, acabo de ver tu lucha con un tramo de escaleras.
- İki tane Ash mi?
¿ Dos Ash?
İki hafta düşünmek yalanımı nasıl devam ettireceğime dair bir fikir vermedi maalesef.
Me temo que casi dos semanas pensando no me han dado mejor conocimiento de cómo llevar a cabo mi engaño.
İki saattir buradayız hanımefendi.
Hemos estado aquí casi dos horas, Mi Señora.
Oğlum iki yıldır cezasını çekiyordu ve şartlı tahliye olacak.
Mi hijo está condenado a dos años y ha pedido la condicional.
Son iki yıl boyunca her ziyaretimi şunu sorarak geçirmedim mi sence : Neyi nasıl kaçırdım?
¿ Crees que no he pasado cada visita de los dos últimos años preguntándole qué pasé por alto y cómo lo pasé por alto?
Bir iki sehit gördün diye mi?
¿ Has visto un mortero o dos?
- Onlardan iki tane mi var?
¿ Hay dos?
İki devletli sisteme inanıyorsun, değil mi?
Crees en un sistema de estados independientes, ¿ verdad?
- Yapılacak listemde iki şey var. - İçmek ve sıcak bir duş, bu sırayla.
Tengo dos cosas en mi lista de cosas que hacer... tomar un trago y una ducha caliente, en ese orden.
İki mi?
¿ Dos?
Hâlâ Chelsea'deki iki yatak odalı evde yaşıyorsun değil mi?
¿ No sigues en ese lindo departamento de dos habitaciones en Chelsea?
İki yıldır yokum. Döndüğüm gece takılmaktan mı bahsediyorsun?
Estuve fuera por dos años y ¿ van a "prepararse" en mi primera noche?
Evet, Genel Eğitim Geliştirme sınavına girdim ve iki haftaya ordudayım.
Sí, me dieron mi certificado y me uniré al ejercito en dos semanas.
- İki mi? Ateş edildiğini görmüş mü?
¿ Vio el tiroteo?
Arizona Üniversitesinde geçirdiğiniz iki yıl boyunca sorulara bu şekilde mi cevap verdiniz?
¿ Así es como contestó a las preguntas durante sus dos años en la universidad estatal de Arizona?
Mesele bu mu yani, iki polis bu yüzden mi öldü?
¿ Dos polis están muertos por eso?
Geçen haftadan iki kat daha kalın yapmam lazım efendim.
Tengo que usar dos veces el relleno como la semana pasada, mi señora.
İki hafta düşünmek, yalanımı nasıl devam ettireceğime dair bir fikir vermedi.
Casi dos semanas de reflexión no me han dado una mejor idea de cómo llevar a cabo mi engaño.
İki kişi onu evine götürebilir mi?
¿ Puede prescindir de dos hombres para que lo lleven a casa?
Asistanımın bunu izlemesi gerekiyordu. Ama apandisit olmuş. Aynı anda iki farklı yerde olmam gerekiyor.
Se suponía que mi asistente iba a supervisarlo, pero tiene apendicitis, así que debo estar en dos sitios a la vez.
2010 da eşim Alicia ve parti yaptığımız... iki kız birisi 2012 de diğeri bir yıl sonra
Mi esposa Alicia en el 2010, y luego dos chicas con las que... fiesta con... una en 2012, otra un año después.
İki yıl önce yakın dostum Moira Queen'i kaybettim. Kendisi de başkan adayıydı.
Hace dos años, perdí a mi buena amiga Moira Queen, que también fue candidata a la alcaldía.
İki kötü şey söylediniz!
¡ Os habéis burlado dos veces de mi padre!
Tek çocuğumuzun iki yıldır kayıp olması, ölü mü diri mi onu bile bilmemek aklıma gelebilecek her şeyden çok daha zor.
Al tener a nuestro único hijo desaparecido por dos años, sin saber si está vivo o muerto, es lo más difícil que podría haber imaginado.
Eşimin Dnasını almak yerine kardeşimin davasındaki o iki motosikletliyi bulmanız gerekmiyor mu sizin?
En vez de tomarle el ADN a mi esposa, ¿ no deberían buscar a los motociclistas?
Diğer iki bilgisayar henüz düzeltilmedi, değil mi?
Faltan los ordenadores que no se han recuperado todavía.
Sanırım ilaçlarımı iki katına çıkarmam lazım.
Creo que necesito doblar mi medicación.
Hakkımda bilmediğin çok şey var. İş yerime iki gizli ajan göndermene rağmen.
Bueno, hay mucho que no sabes sobre mí... incluso después de infiltrar a dos de tus agentes en mi lugar de trabajo.
Sizden iki kişiyi aldım, sen de benden birini mi aldın?
Tengo a dos de los tuyos, ¿ así que tienes a uno de los míos?
Kuzenim iki hafta önce ufak ama harika bir iş konusunda bu adamla konuşmuş.
Mi primo Habló con un tipo hace dos semanas sobre un trabajito.
Annem öldüğünde babamı iki hafta boyunca görmediğimi biliyor musun?
Sabes, cuando mi mamá murió, no lo vi durante dos semanas.
Yani, bu videoyu ne zaman gördün, iki gün önce mi?
Por lo tanto, usted vio este video, lo que, hace dos días?
Arabayı kontrol edemediğim gerçeği, siz iki salağa, beni mi sorumlu gösteriyor? Hayır.
¿ El hecho de que no pude hacerlo me hace responsable para ustedes dos idiotas?
İki aziz arasındaki itişmeyi mi?
- una riña entre dos santos? - Yo no diría eso.
İki gün oldu değil mi?
Han pasado dos días, ¿ cierto?
İki gündür nasıl davrandığına bakılırsa uyarımı yanlış anlamışsın.
Viendo cómo has actuado ayer y hoy malinterpretaste mi advertencia.
Boş mideyle iki şişe soju içilir mi hiç?
No puedes estar bien si bebes dos botellas con el estómago vacío.
Yani iki kişi için hepsini ateşe mi atacağız?
Cambiamos a todos los suyos por dos de los nuestros.
Silahımda iki kurşun var. İki tane de bunlardan.
Tengo dos en mi arma y dos en los randoms.
Pastacı yanlışlıkla pastaya fıstık koymuş ayrıca Katy Perry mi yoksa Taylor Swift mi iyi diye iki kere kavga çıktı.
La panadería accidentalmente puso cacahuetes en la tarta, y dos peleas han estallado sobre quién es mejor... Katy Perry o Taylor Swift.
Revere'in kabı iki parçadan oluşuyordu değil mi?
El molde de Revere eran dos mitades de una esfera, ¿ verdad?
- Yoksa "Barf ve Belch iki tane mi oluyor"?
¿ O se dice dos Eructo y Guácara?
Gelip masama oturduğun günü kutlamak yerine iki haftadır aramızın iyi oluşunu kutlasak olur mu?
En vez de celebrar el día que te presentaste en mi mesa de trabajo, ¿ qué tal si celebramos... dos semanas de buen entendimiento?
Keşke çıkıp şöyle iki yumruk sallayabilsem.
Ojalá pudiera solo salir y lanzar mi puño y...
İki gündür nasıl davrandığına bakılırsa uyarımı yanlış anlamışsın.
Viendo cómo has actuado ayer y hoy, malinterpretaste mi advertencia.
Sırf bir iki gün kirayı geciktirdim diye odamı başkasına mı verdiler?
Solo porque me atrasé con el pago unos días, ¿ alquilaron mi habitación?
Açıkçası Hayley iki ayağının üzerinde ve kayıpken ben kızımla kalacağım ve acaba bu yine Hayley ve senin başının altından çıkan aptalca bir kaçış girişimi mi?
En realidad, mientras Hayley esté rondando por ahí con dos piernas y en paradero desconocido, me quedo con mi hija, y si descubro que esto es otro plan ridículo para que Hayley y tú os fuguéis con ella...
İki gün sonra dedem şehit düşmüş ama bu yüzük nesiller boyu ailemde kalmış.
Lo mataron dos días después, pero ese anillo ha pasado de generación en generación de mi familia.
İki beni olduğunu söyledin değil mi?
¿ Le has dicho lo de las pecas en la espalda?
Babamı bulmadan bir ya da, iki ay öncesiydi.
- Debe haber sido tomada de un mes, tal vez dos, antes de encontrar a mi papá.