Iki saat önce traduction Espagnol
966 traduction parallèle
Bir iki saat önce Almanya'ya geri getirildi.
- Le han traído de nuevo. a Alemania hace tan sólo unas horas.
Bu adam en az iki saat önce ölmüş ve Moriarty asla vakit kaybetmez. Alo?
Este hombre lleva muerto al menos dos horas... y Moriarty no pierde el tiempo.
Tanrım, daha iki saat önce birlikteydik.
He estado con él hace sólo dos horas. Intenta asustarme.
- Öyleydi, iki saat önce.
- Eso fue hace dos horas.
Gerçek çıkarma aslında iki saat önce yapılacak... Bütün çıkarma bölgelerine ağır bombardıman yapılacak
Dos horas antes del desembarco... la marina bombardeará las zonas de desembarque.
Onu bir iki saat önce tanımış onun için bıçak bıçağa kavga eden iki erkek.
Peleaban por ella cuchillo en mano.
En fazla iki saat önce buradaydılar.
Estuvieron aquí unas horas atrás al máximo.
Şu anda, gemi iki saat önce tam iniş yaptığı noktada hareketsiz bulunmakta. Ve şimdiye kadar içerisinde bir hayat belirtisi görülmedi.
Se encuentra en el punto donde aterrizó hace dos horas y, por el momento, no hay señales de vida en su interior.
Geç kaldın Reb, iki saat önce Richmond'u aldık!
¡ Llegas tarde, rebelde, Richmond ha caído hace dos horas!
Meşaleniz yanıyor. - Nikah iki saat önce gerçekleşti...
- Subtítulo no traducido -
O konuşmayı iki saat önce ezbere biliyordun.
- Sabía todo eI texto de memoria... hace sólo 2 horas.
O ve diğer Haganah üyeleri iki saat önce ayrıldılar.
Los miembros de la Haganah se han tirado por la borda.
Okulun iki saat önce bitti.
La escuela acabó hace dos horas.
Daha önce de telefon açtım komiser bey, şikayetim iki saat önce kaydedildi.
Ya he telefoneado Sr. Comisario.
Bay Arnesen, Kirsten ve ben iki saat önce evlendik.
Sr. Arnesen, Kirsten y yo nos hemos casado hace dos horas.
- Bir iki saat önce.
Hace un par de horas.
Bir müşteri, iki saat önce.
Un cliente... Dos horas antes.
Seni iki saat önce çagirttim. Seni ne alikoydu?
Le mande buscar hace dos horas. ¿ que ie retenia?
Muhteşem Sör Percy iki saat önce Paris'e havalandı bile.
El fabuloso Sir Percy despegó hacia París hace dos horas.
- Öğle yemeğini iki saat önce yedim.
- Almorcé hace dos horas.
İşten iki saat önce burada buluşabilirsiniz.
- Reuniéndoos aquí dos horas antes.
- İki saat önce.
¿ Se ha anunciado?
İki saat önce, bana bunu yutturabilirdin Harvey.
Hace dos horas quizá hubiera creído tu actuación, Harvey.
- İki saat önce 5 falandı, değil mi?
- Eran las cinco hace unas dos horas, ¿ no?
- İki saat önce.
- Hará un par de horas.
İki saat önce bay Thwaite ile çıktılar.
Salió hace dos horas con el Sr. Thwaite.
Bayan Graham iki saat kadar önce çıktı.
La señorita se fue hace unas 2 horas.
Bir yıl önce geçen ay sabah saat 3'te Freidank ve ben iki eski tabancayla Konstanz'da gestapoların elebaşısının evini bastık.
Hizo un año el mes pasado, a las 3 de la mañana Freidank y yo, con dos pistolas allanaron la casa del jefe de la Gestapo en Konstanz.
Ben yangın merdivenlerinden çıkarken saat onbiri iki geçiyordu yine gören olmadı.
A las once y dos minutos subía por la escalera de servicio sin que nadie me viera.
Walter, yanlış bir şeyler var. İki saat önce yemek yedim. Burada kaldı.
Walter, cené hace un par de horas y estoy en plena digestión.
- Çavuş Thompson? - Bu sabah saat onbirle iki arasında öldürülmüş, Bay Holmes.
Le asesinaron entre las once y las dos de la madrugada.
Yıkımınıza sebep olmadan önce düşünmeniz için size iki saat süre verdik.
Les damos dos horas para considerarlo antes de destruirlos.
İki saat önce haberdar olmalıydık.
Debíamos tener esa información hace dos horas.
Şu iki balıkçı bir kaç saat önce kayığıyla akıntıda sürüklenirken bulmuş.
Esos dos pescadores lo encontraron a la deriva en su barca hace unas horas.
Bir iki saat önce
Hará un par de horas.
- İki saat önce ayindeydim.
- Fui a misa hace dos horas.
İki saat önce kamyonumu Biloxi'ye götürmüş olmalıydım.
Hace dos horas que tenía que estar en Biloxi.
İki saat önce mi? Bekleyin lütfen.
¿ Hace dos horas?
İki saat önce Bay Foley'nin adamlarından birini rıhtım cinayetinden yakaladık.
Recogimos a un amigo del Sr. Foley por un asesinato frente al mar hace dos horas.
Bunlardan Bayan Archer'a dört saat arayla birer tane, yatmadan önce iki tane ver.
Bien, déle a la señora Archer una de estas cada cuatro horas, y dos a la hora de acostarse.
Kapıyı kilitlemeden önce bir iki saat kadar çalışır,
Trabaja un par de horas antes de cerrar.
- İki saat kadar önce.
- Alrededor de dos horas.
İki saat önce.
Hace dos horas.
İki saat önce onu bir pub'ın önünde gördüm.
Hace 2 horas que lo vi al lado de la cervecería.
- Ne zaman olmuş? - İki saat önce.
- ¿ Cuándo ha sido eso?
İki saat önce onarım için beklemeyi önerdiğimde vardı.
La tuve hace dos horas, al sugerir que esperáramos.
Tam olarak bir saat önce, Wainright Alaska'daki arkadaşınız Alan Melvin de... aynı iki fotoğrafı seçti.
Hace exactamente una hora, su amigo, el Sr. Alan Melvin de Wairight, Alaska, tomó estas dos mismas fotografías.
İki saat önce 100 milyon ölü dediniz.
"Washington, D.C., 5 : 30 AM" Dijo 100 millones de muertos. "Washington, D.C., 5 : 30 AM" Dijo 100 millones de muertos.
İki saat kadar önce kanepede bir ameliyat yaptım.
Es que... hace dos horas... realicé una operación... en un sofá.
İki saat önce, Ambléve'den bu yoldan geldim.
Vine hace dos horas de Amblève por este mismo camino.
Samuel Fennan, dün akşam kendini vurmadan... iki buçuk saat kadar önce bu sabah uyandırılmak için santrali aramış.
Samuel Fennan pidió la llamada de aviso de esta mañana... unas dos horas y media antes de meterse un tiro anoche.
iki saat 66
iki saat içinde 16
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
iki saat içinde 16
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22