English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ I ] / Ile mi

Ile mi traduction Espagnol

17,142 traduction parallèle
Hiro Nakamura ile mi?
¿ Hiro Nakamura?
- Anna ile mi alakalı?
¿ Se trata de Anna?
- Laura Hart McKinny ile mi görüşüyorum?
¿ Habla Laura Hart McKinny?
Direkt olarak hapishane ile mi?
¿ Negociado directamente por la prisión?
Uyuşturucu ile mi ilgili?
¿ Por traficante de drogas?
Harper James ile mi görüşüyorum7
¿ Habla Harper James?
- Brad Land ile mi görüşüyorum?
- ¿ Hablo con Brad Land?
Göremediğimiz ve verilerimizin analiz edemediği bir şey ile mi sınanıyoruz sadece peygamberlerin ve kuşların ifade edebildiği bir şeyle mi?
¿ Es posible que haya algo omnipresente a nuestro alrededor Que somos incapaces de ver, Que sus datos no pueden analizar... que sólo los profetas y las aves pueden expresar?
Karşımda kalaşnikoflu çok sayıda asi ile benim Rover'ı Zimbabwe'ye uçuracak... 50 kalibrelik makineli tüfekli bir kamyonet var. Tamam.
Veo a múltiples insurgentes con rifles AK y una ametralladora... listos para volar mi Rover hasta Zimbabue.
ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI LANGLEY Pentagon ile CIA'ya haber verdiniz mi?
¿ Alertaron al Pentágono y a la CIA?
Kuzenim Cassandra ile dolaşmaya çıkmıştık.
Yo estaba con mi prima, Cassandra.
Willis Stryker ile kardeşiz.
Willis Stryker es mi hermano.
Benim yaşantım ile ilgili gereksiz endişeleri oluşmuştu.
Se preocupaba, innecesariamente, por mi independencia.
Bütün Winesburg tecrubem boyunca bu gereklilikleri kişisel haklarına tecavüz olarak görüp onlara karşı çıkan bir öğrenci ile karşılaşmamıştım.
En toda mi experiencia en Winesburg... nunca conocí un estudiante... que se opusiera a esta exigencia como una violación de sus derechos.
Bunca yıldır, patlamaya hazır bir bomba ile birlikte mi yaşamışım ben?
¿ He estado viviendo todos estos años con una bomba de tiempo?
Fakat hastane odası özelinde aramızda her ne yaşanmışsa bunun sadece Oliva ile beni ilgilendirdiğini düşünüyorum.
Pero creo que lo que pasó en la intimidad de mi habitación del hospital... fue estrictamente entre Olivia y yo.
Tadını çıkarttığınız yemek şirketimin 5 Clipper ve 10 Lorcha tipi yelkenlileri ile geldi.
La comida que está disfrutando fue transportada fresca en la bodega de mi compañía de cinco clíperes y diez lorchas.
Niyetim, kendi işimi sizinki ile aynı evraklarda okumaktır Bay Huntington.
Mi intención es leer sobre mis negocios en los mismos periódicos en los que leo sobre los suyos, Sr. Huntington.
Zenginlik ve şöhret arzusu ile yanan mali işler kurdu Doc Durant mi varacak?
¿ Será Doc Durant, el financiero bribón con un deseo ardiente de riqueza y fama?
Eski bir Union Pacific çalışanı olarak, Thomas Durant seçim ile makama gelmiş bir yetkiliye rüşvet verme niyetini hiç dile getirdi mi?
¿ Como antiguo empleado de la Union Pacific, manifestó Thomas Durant su intención de ofrecer sobornos a algún funcionario electo?
Kızım Annabel Beam ile ilgili olarak Dr. Samuel Nurko tarafından sevk edildim.
Me remitió el Dr. Samuel Nurko de Boston... referente a mi hija, Annabel Beam.
Kızım Annabel Beam ile alakalı olarak arıyorum.
Hablo con referencia a mi hija... Annabel Beam.
LAPD ve Garcetti ile arandaki samimi ilişkiye mi?
¿ A tu íntima relación con Garcetti y la Policía de Los Ángeles?
Bütün DNA'lar ile eşleşmesi tutan o kişi... -... şu an mahkemede mi?
¿ Está esa persona que coincide con eso del ADN en esta Corte hoy?
Louis Farrakhan ile görüşmüyorum ama senin ve kendi güvenliğim için ona güveniyorum.
No puedo hablar por Louis Farrakhan, pero confío en él con mi seguridad personal y con la tuya. ¿ Cómo has podido?
Biz de Son Ocak'tan Lord Umber ile tanışmıştık, değil mi Randyll?
Un hombre, Lord Umber de Último Hogar, ¿ no, Randyll?
Ned ile Catelyn Stark'ın Kıştepesi'nde doğan öz kızının mı yoksa güneyde doğan annesiz bir piçin mi?
¿ A la hija legítima de Ned y Catelyn Stark nacida aquí en Invernalia o a un bastardo sin madre nacido en el sur?
Babam Cephalo ile tanışın.
Conoce a mi padre, Cephalo.
Ve daha da önemlisi bu hikâye tamamen soykırım ile ilgili. Bunun soykırım ile ilgili olması sorun değil mi?
Y, en serio, al grano, es una historia sobre genocidio. ¿ Estamos de acuerdo en que trata sobre genocidio?
Daphne ile geçirdiğim zamandan?
¿ A mi tiempo a solas con Daphne?
Mutluluğun kendini insanları öldürmekten alı koyması için kurallara uymak zorunda olan bir oğul ile alakası yok. Mutluluğun, terapistin bana oğlumun bir sosyopat olduğunu söylemesi ile alakası yok.
Feliz... no es un hijo que tiene que seguir reglas para cuidarse de no asesinar a la gente, feliz no es un psicólogo diciéndome que mi hijo es un sociópata.
" Yıldızlar fırlattığında mızraklarını yere ve cennet gözyaşları ile sulandığında yaptıklarını gördüğünde gülümsedi mi?
"Cuando las estrellas arrojaron sus lanzas " y bañaron el Paraíso con sus lágrimas " ¿ Él sonrió al ver su obra?
Andy ile ne yapıyorlar?
Mi tarjeta. ¿ Qué hacen con Andy?
Sana bunu söylediğim için kusuruma bakma ama kocamla beraber bir Patagonya seyahati tertiplemiştik. Bea şimdi bizimle gelmiyor. Burada, evde Antia ile beraber olmak istiyor.
Siento tener que hablarte de esto, pero mi marido y yo tenemos organizado un viaje a la Patagonia y Bea ahora no quiere venirse con nosotros, quiere quedarse con Antía, aquí, en casa...
Bunu ailem ile görüşmek için bir günüm olabilir mi?
¿ Puedo tomarme un día para discutirlo con mi familia?
Çok hoşunuza gidecek. Muhteşem görünüyorsun. Şimdi, bana okyanus havayolları ile birleşmeyi mi düşünüyorsun?
Te ves fabuloso, ahora, ¿ puedes decirme si estás considerando una fusión?
Bunu sekreterim Bayan Stark ile görüşün. Gri şapkalı.
Hable con mi secretaria, la Srta. Stark, con el sombrero gris.
Kringle sana Dougherty ile güney tarafına taşındığını bizzat söyledi mi?
Y Kringle te lo dijo ella misma ¿ que ella se mudaba al sur con Dougherty?
Adrian Pimento ile geri kalan hayatımı paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Chicos, estoy deseando... pasar el resto de mi vida con Adrián Pimento.
Benim burada olmamın bulmaca ile bir alakası yok ama.
Aunque mi presencia no tiene que ver con el acertijo.
"Çivi" ile yapışacaksın Öyle mi? Bana daha geleneksel bir şey diyemezsin,
Me enfermas con'Garras'. ¿ No puedes usar algo más tradicional?
Zihnimde tatlı bir melodi ile de ölebilirim.
Puede que muera con una dulce melodía en mi mente.
Ne ile geldin, bisikletle mi?
¿ En qué viniste? ¿ En una maldita... bicicleta?
Benim anlaşmam Richie ile, tamam mı?
Mi trato fue con Richie, ¿ bien?
Babam, Kuzey Hemisphere'daki en uzun gökdeleni ufak bir kira parası ile yaptırmadı.
Mi padre no erigió el rascacielos más alto... en el hemisferio norte para alquilarlo.
Birkaç fedai ile beraber FireBrand'i çalabileceğini mi sanıyorsun?
¿ Crees que puedes robarte FireBrand con un par de matones?
Annem 1983'te Jim ile tanışacak.
Mi mamá conocerá a Jim en 1983.
Eski kız arkadaşımın DJ ile nişanlandığını duydum.
Acabo de enterarme de que mi exnovia se comprometió con un DJ...
Öyleyse benim acım ile sizin acınız arasındaki fark ikimizin arasındaki fark nedir?
Así que ¿ cuál es la diferencia entre mi sufrimiento y el tuyo? ¿ Entre usted y yo?
O zaman diyelim ki Steve ile mesela Birdie's de yemeğe çıktınız. Oraya gidiyorsunuz bugün, değil mi?
Digamos que usted y Steve salen a cenar, bueno, a Birdie.
Ancak öğleden sonra 3 ile 4 arasını hep boş bırakıyorlar. Neden mi?
Siempre tienen libre de 3 a 4.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]