Insanlar mı traduction Espagnol
21,052 traduction parallèle
İnsanlarımızı!
¡ Nuestra gente!
Daha da kötüsü bu Constance Clootie'yi yok etmeye yetseydi bu dünyadaki bütün hortlakları, insanların da çoğunu o kazığa bağlardım.
Incluso peor, lo haría a cada renacido en este mundo y a muchos de los humanos también, si eso es lo que hace falta para destruir a Constance Clootie.
Herkese göre sıradan bir adli tıp yardımcısıyken gücümü gizlice S.T.A.R. Labs'daki arkadaşlarımın yardımıyla suçla savaşmak ve benim gibi meta-insanları bulmak için kullanıyorum.
Para el resto del mundo, soy un científico forense normal, pero secretamente, con la ayuda de mis amigos en laboratorios STAR, lucho contra el crimen y busco otros metahumanos como yo.
İnsanların üzerinde böyle etki yaratır mısın hep?
Siempre tienes este efecto sobre las personas?
O insanların yanına mı döneceksin?
Te iras de vuelta con esas personas?
Arada kalan insanların aklına girmek için, mesaj panolarını kullanmaya çalıştım, ama hep vajinalarla ilgili göt muhabbetleri ve ağzıma bir çük fotoşoplanması ile sonuçlandı. Ve işte bugün buradayız. Herşey berbat.
y fotoshopea una pija en mi boca es asi como estamos todo apesta
Bu ülkedeki insanlar hasta ve yorgun. Tüm bu etkili konuşmaları duymaktan yorulduk. Washingtonun bizi sırtımızı sıvazlayarak başarısız kılmasından yorulduk.
hay personas en este pais quienes estan enfermas y cansadas cansadas de escuchar toda la retorica cansadas de que Washington nos fallara mientras entre ellos se felicitan finalmente, alguien llego y expresa lo que siente es por eso que la gente lo ama
Sadece Yelp inceleyicisi olarak işe başlamıştım ve insanların yaptığı aptalca yorumlardan midem bulanıyordu. Ben sadece insanlarla uğraşmayı seviyorum'çünkü bu eğlenceli birşey. Kendimi kaptırdım.
solo comenze como un revisionista Chillon y me enferme por todos los comentarios estupidos solo criticaba a las personas porque era divertido me deje llevar estos son tiempos muy peligrosos, Skankhunt hay cosas que ocurren el en mundo, y los trolls debemos estar juntos
Evet, gayet iyi bir katılım var. İşte aradığımız şey bu. Allah'ıma şükür insanlar beni dinledi.
Si, esto resulto bastante dulce esto es exactamente lo que necesitamos gracias dios, la gente me escucho y ahora, porfavor sientense, parense o arrodillense por el himno nacional
Hata yapmayın. Üzülmek istiyorum. Ancak, bir topluluk olarak, tüm insanlarımızın milli marşımızı protesto etme hakkı olduğuna karar kıldık.
no cometan un error quiero estar muy molesto sin embargo, como una comunidad, todos hemos decidido que las personas tienen el derecho para protestar en el himno nacional se sacaron las salchichas!
Celia gibi insanlar için gidecek bir yer var mı?
¿ Hay algún lugar a dónde ir para personas como Celia?
Şu an, Danimarka halkı biyometrik bir bilgisayar kompleksi üzerine çalışıyor. Bu kompleks, dünyanın her yanından insanların kendi toplumlarındaki trolleri tespit etmesine yardımcı olacak. Fakat, bu rüyayı gerçekleştirmek için hâlâ sizin yardımınıza ihtiyacımız var.
ahora mismo, las personas de Dinamarca estan trabajando en la superestructura de computacion biometrica el cual permitira a las personas del todo el mundo identificar a los trolls en sus comunidades pero para hacer este sueño una realidad necesitamos sus donaciones
Bizim insanlarımız değiller.
No son nuestra gente.
Başaracağımızı biliyorum, çünkü biz iyi insanlarız.
Lo sé, porque somos los buenos.
O hikâyeyi ben anlattım, insanlar değil.
Yo conté la historia, no la gente.
Sanırım boşluk kullanan insanların azaldığını düşünüyor.
Cree que la gente que usa espacios es inferior.
Bir an önce koşup, onları kurtarmaya uğraşacağımı ama kurtaramayacağım insanlar olacağı için kendime engel olmam gerekeceğini söyledi.
Quieres correr y hacer todo lo posible por salvarlo, pero debes detenerte, porque hay personas a las que no puedes salvar.
Kişisel olarak tanıdığım insanlar. Güvenebileceğimi bildiğim insanlar.
Es gente que conozco personalmente y en quienes puedo confiar.
Hooli isminin bu insanlar için herhangi bir anlamı var mı yok mu merak ediyor insan.
Uno se pregunta si la palabra Hooli significa algo para esta gente.
İnsanlar onunla sorun yaşamış mı?
¿ Alguien tuvo problemas con eso?
Evleri, zengin teknoloji insanları tarafından değer biçilen insanları oynamak nasıl bir duygu? Evet. Hiç jürinin karşısına çıktınız mı?
¿ Y cómo cree que se sienten los que pierden su casa por culpa de ustedes, los ricos de la tecnología?
İnsanların mahremiyetine saldırmadan önce etik üzerine konuşmamız lazım.
Antes de que invadamos la privacidad de la gente tenemos que hablar sobre ética.
Kum insanlarını * hatırladınız mı? Cantina'yı * hatırladınız mı?
cuerdan a la Gente Arena?
İnsanlar rahatsız edilmeden interneti kullanabilmeli. Tamam, bak. Arkadaşlığımız hakkında bir şarkı yazdım.
sin ser acosadas all right, mira escribi una cancion de nuestra amistad la puedo tocar?
Tanrım. Manyak mı lan bu insanlar?
Jesus, que esta mal con las personas?
Sonra bu öfkeyle insanların damarına basmaya devam ettim ve her geçen gün biraz daha çirkinleştim. Yavaş yavaş, insanlar bana dikkat etmeye başladı bu da sanırım beni güçlü hissettirdi. Ama şimdi ettiğimi buldum.
y entonces enfoque esa colera presionanado botones para ser más y más extravagante lentamente, las personas me dieron atencion y eso me hizo sentir más poderoso lo que dejamos al descuido se degenero tarde o temprano, todos seremos expuestos
- Senin de bildiğin gibi asıl ölçü birimi yüklemeler değildir. Günlük aktif kullanıcılar lazım. Platformu tekrar tekrar kullanacak insanlar.
Como sabes, en las instalaciones... no son los números lo que importan, sino los usuarios activos, los que regresan a la plataforma.
İnsanların sadece yeni'Star Wars'u beğendikleri için seni desteklediklerini kabul ettin ve kaybetmene yardım etmem için bana yalvardın! Fikrimi değiştirdim. Yeni "Star Wars" filmi aslında gerçekten iyiydi.
cambie mi mentalidad el nuevo "Star Wars" en realidad fue bueno
İnsanların, senin okulun en büyük pisliğinden benim gibi yumuşak-kalpli bir feministe dönüştüğüne inanmalarını mı bekliyorsun? Butters, Butters. Hiç şansın yok!
♪ Luu, luu, luu, tambien tienes algunas ♪ butters, nadies creerá que pasastes de ser el más grande Ano a un feminista delicado como yo chance obesa no, no, créeme, soy un hombre cambiado
İnsanlar hatırlamak mı istiyor?
- los reales las personas quieren ( re ) cordar?
- En başından beri oymuş. Şimdi insanlara, bu çirkinliğin ailemizden çıktığını öğrenince ne söyleyeceğimizi bulmalıyız. İnsanların Twitter'dan çıkmasına mı sebep oldun?
- él fue todo el tiempo tenemos que pensar que decir a las personas cuando sepan que esta fealdad vino de nuestra familia hicistes a las personas dejar Twitter?
Hayır, seni aradım çünkü buradaki insanlar Danimarka'yı bombalamanı istiyorda.
No, te llamo porque la gente quiere que bombardees Dinamarca.
Artık verdiğim zarar ve üzdüğüm insanların tam anlamıyla farkına vardım ama mesele şu ki ben gerçektende bir trol değilim.
Tuve la más grande epifanía acerca del daño que he hecho, de la gente que he lastimado, pero lo que de verdad importa es que en verdad no soy un trol.
Yaptığım şey o değil. İnsanların üstüne düştüğü bunca şeyin, aslında ne kadar anlamsız olduğunu göstermeye çalışıyorum. Hayır ama, bu dediğin nihilizme girer.
no es lo que intento probar intento mostrarle a todos que todo esto no tiene para nada importancia no, pero mira, eso es nihilista oh, vamos!
Yani eğer çok acımasızca, saldırgan bir şeyi, iyi tutumla yaparsan iğneleyici, ama alaycı bir şekilde yaparsan nihilist oluyorsun, öyle mi? Bu çok saçma amına koyayım. Sen insanların savaş açıp, birbirlerini öldürmesini izlemek istiyorsun.
eso es jodidament + ridiculo estas provocando que las personas vayan a la guerra y se maten entre ellas quizas esta es la nueva era post-graciosa de la satira
Bu insanların beni rahat bırakması için yasal hakkım falan yok mu?
¿ No hay alguna vía legal para hacer que esta gente me deje en paz?
Korkmayı unutmuş insanları mı?
¿ O que se olvidaron de tener miedo?
Homer Simpson, otobüste sızlanıp durman başka bir şey ama bu talihsiz insanların karşısında da... Bu tavrın bıyıklarımı buruyor.
Homero Simpson, una cosa es que regañes y te quejes en el bus, pero enfrente de estos desafortunados, bueno, eso simplemente me "encrespa el bigote".
İnsanlar bu tür grupları ücretsiz kurmazlar mı?
¿ La gente no puede formar sus propios grupos gratis?
Eğer suçlu olmak istiyorsak insanları gözümüzün önünden ayırmamamız lazım.
Si queremos ser criminales, debemos vigilar mejor a la gente.
Tanıdığım insanların düşüşlerine bayılıyorum.
Me encanta ver fracasar a gente que conozco.
Sağlam bağlaması lazım lazım parmaklarını zar zor hisseden insanlar tarafından tutulması değil.
Necesito esto ajustado, no sujeto por personas que apenas pueden sentir los dedos.
İnsanların benim güvenliğmi düşünmesinden bıktım artık.
Estoy harto de que la gente me aleje por mi seguridad.
Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz. Evet, kanıtlar, Josh olmayan insanların avına çıktığımı açıklar.
Sí, demuestra que estoy por ahí, a la caza de mucha gente no Josh.
Kusura bakma bugün beni kurtarmaya çalışan insanların sayısını tutamadım.
Lo siento, estoy teniendo problemas para hacer un seguimiento de toda la gente que está intentando salvarme hoy.
Küçük projemizle kendimizi ve etrafımızdaki insanları tanımak falan.
¿ De nuestro proyectito? El conocernos a nosotros mismos y a la gente que nos rodea.
İnanırım ki hikâyeler kendimizi yüceltmemize yardım edip içimizdeki yaraları sararak hayal ettiğimiz insanlar olmamıza katkı sağlar.
Yo creía que las historias nos ayudaban a ennoblecernos a nosotros mismos, a arreglar lo que estaba roto en nosotros y a ayudarnos a convertirnos en las personas que soñábamos ser.
Onlardaki kayıp insanlar, bizim kayıp uzaylılarımız olabilir.
Ver si algunos de sus desaparecidos son nuestros alienígenas desaparecidos.
İnsanlar beni tanıdığı zaman, kendi markamı kuracağım.
Una vez que todo el mundo me conozca, construiré mi propia marca.
Bir hata yaptım. korkunç, çok korkunç bir hata, ama insanlar hata yapar.
Cometí un error, un horrible y terrible error, pero la gente comete errores.
Hakkımızda insanların ilgisini çekebilecek bir hikaye çünkü kasırgadan mültecileri aldık.
Una historia sobre nosotros de interés humano por haber acogido a los refugiados del tornado.