Italya mı traduction Espagnol
553 traduction parallèle
Bu tabaklar güzel değil. İtalya'dan aldığım tabaklar nerede?
No me gustan los platos. ¿ Dónde están los que compré en Italia?
Ben İtalya'nın zaferi için yaralanmadım mı?
¿ Es que no me han herido combatiendo por la gloria de Italia?
Bu demektir ki onu bulmalı ve İtalya'nın dışına çıkarmalıyım.
Significa que tengo que encontrarla y sacarla de Italia.
Hafta sonu için İtalya'ya uçmak mı? Uçamam.
¿ Volar a Italia el fin de semana?
Hayatım boyunca kıyafetlerime, onları İtalya'ya götüreceğime dair söz verdim sen de onların içinde olmalısın.
Toda mi vida le prometí a mis vestidos llevarlos a Italia... y tú debes ponértelos.
- İtalya'mı?
- Es de Italia. - ¿ Italia?
Sanırım sadece İtalya'da yaşayan bir kadınım.
Digamos que sólo soy una mujer que vive en Italia.
Evet, İtalya'daki adresimi yazmak için mektup kağıtlarınızdan bir tanesini aşırdım.
He escrito en este papel mi dirección en Italia,...
Ben İtalya vatandaşıyım.
Soy italiano.
İtalya parasının karşılığını aldı. Yeni bir Yugoslav haritasını zorluk çıkmadan edindim. Elbette Bulic'in yardımı olmaksızın.
No hubo dificultad en obtener el nuevo plano yugoslavo sin la ayuda de Bulic, por supuesto.
İtalya mı?
- ¿ italia?
Balayımızı Riviera'da geçirip oradan da İtalya'ya geçeceğiz.
Iremos de luna de miel a la Riviera y después a Italia.
Anlıyorum. İtalya'dan mı dönüyorsunuz?
¿ Venís de Italia?
Orası da işgale uğrayınca bu kez İtalya'ya kaçtım çünkü Gestapo peşimdeydi.
Luego me fui a Yugoslavia. Y cuando la invadieron huí a Italia porque... me buscaba la Gestapo.
Yasadışı yollarla İtalya'ya girdim sahte belgelerle oturma izni aldım.
Entré en Italia ilegalmente y obtuve la residencia... con documentos falsos.
- Oğlunuz İtalya'da mı çalışıyor? - Evet.
- ¿ Y su hijo trabaja en Italia?
İtalya'ya ilk geldiğin günü hatırlıyor musun? Sanırım 1947 idi, değil mi?
¿ Recuerda cuando llegó por primera vez a Italia?
Bu bizim İtalya ve Akdeniz'i fethetme şansımız.
Esta es nuestra oportunidad de conquistar Italia. Y el Mediterráneo.
Onun için buradaydım, Hollywood'dan kilometrelerce uzakta, Italya'nın küçük bir mezarlığında durmuş, kontes Torlato-Favrini'nin altı ay öncesine kadar, adını bile duymadığı topraklara gömülüşünü seyrediyordum.
Da igual, lo cierto es que ahí estaba yo a medio mundo de distancia de Hollywood y Vine en un pequeño cementerio, cerca de Rapallo, Italia viéndoles enterrar a la condesa Torlato-Favrini en una tierra de la que ella ni había oído hablar seis meses antes
Anladım ki o zamandan beri benim görevime saygımdan dolayı, susmuşum..... Ama İtalya'nın en aptal adamı benmişim.
Entiendo. Porque cumplo con mi deber, porque confío en todo el mundo, vosotros, en el sur de Italia creéis que soy tonto.
- İtalya'da mı oldu?
- ¿ Sucedió en Italia?
Affedersiniz bayan. İtalya'da çok bir şey aldınız mı?
Perdóneme, señorita, ¿ ha comprado muchas cosas en Italia?
Bu, İtalya'daki tüm performansımı sona erdiriyor.
- Gracias. "Prego".
İtalya'da İtalyan olmak çok güzel. - Tanıştığımıza memnun oldum Bay Rossi.
Es muy agradable conocer italianos en Italia.
Tam yetkili olduğumuzu ve İtalya Büyükelçiliği'nin yardımını istediğimizi söyle.
Diles que necesitamos luz verde, y consigue vía libre de la embajada italiana.
ÖNSÖZ Anlatacağımız öykü I. Dünya Savaşı'nın en vahşi meydanlarından birine ait. Alplerin karlı dorukları ile İtalya'nın çamurlu ovalarına.
PRÓLOGO Esta historia tiene lugar en uno de los escenarios más salvajes de la Primera Guerra Mundial los picos nevados de los Alpes y la fangosa llanura del norte de Italia.
Karşılaştıklarında kızım İtalya'da okulu bitirmek üzereydi.
ella estudiaba en italia cuando Ie conoció.
Örneğin, bu buluşma Milano ve Viyana'ya yapılacak resmî bir ziyaretle birleştirilirse İtalya ve Avusturya arasındaki ilişkiler bakımından büyük bir hamle olurdu.
Por ejemplo, si la reunión se combina con una visita oficial a Milán y a Viena, que sería un gran movimiento acerca de las relaciones entre Austria e Italia.
Çok basit de olsa bir çizgi. İtalya'da her şey İtalyanlar için, Fransa'da ise her şey Fransızlar içindir. Başka bir neden aramaya gerek var mı?
De todas maneras, todo el mundo sabe que un árbol francés no se parece en nada como lo hace uno italiano y una colina italiana no tiene nada en común con una francesa.
- Ne yapayım o zaman? - İtalya'ya memleketine git.
Ocurrió en esta mesa.
- Ferdinand, sen zaten İtalya'da doğmadın mı? - Evet.
Sólo un regalito para mi mujer.
- Ama ben savaştım. - İtalya için değil ama.
No te preocupes.
"... seslenin, topraklarımızın üzerine silahlı kamplar kurmuş yabancının yüzüne : ... İtalya!
... frente al extranjero que armado acampa en nuestro suelo, y cantad :
Tatlım, Bayan Lora İtalya'dan sabahleyin eve döner ve eminim.
Mañana llega la señorita Lora de Italia, estoy segura...
Arjantin, Brezilya, Fransa, Almanya, İtalya, hepsi yardım etmek istiyor.
Argentina, Brasil, Francia, Alemania, Italia, todos quieren ayudarnos.
İtalya'nın yarısına şampanya sattım.
He vendido champagne a media Italia.
- İtalya mı? - Evet.
- ¿ Italia?
İtalya'da kaldığınız sürece sakıncası yok. İtirazım yok.
Mientras se quede en Italia, no veo inconveniente.
Korsanlar Mısır'dan tahıl ikmalini kestiler... ve Spartacus tüm Güney İtalya'da ticareti yağmalıyor.
Los piratas han cortado nuestro suministro de grano egipcio... y Espartaco ataca al comercio de todo el sur de Italia.
Spartacus'un İtalya'dan kaçması için düzenlemeler yaptım.
He organizado la salida de Espartaco de Italia.
Sana İtalya'ya ne lazım söyleyeyim.
Si sabré yo lo que pasa en Italia.
İtalya'nın bütün demiri burada mı?
¿ Existe tanto hierro aquí?
Direkt zarfın üzerine yazmış, " Yaz boyunca İtalya'da olacağım.
Sólo ha escrito en el sobre : Me voy a pasar el verano a Italia.
Sonra gazetecilik yaptım, Azimle sosyal problemler üzerine eğildim, güney İtalya'nın problemleri. ayrıca köylülerin mücadelesinin destekçisi oldum.
Después me dediqué al periodismo, me entusiasmé con los problemas sociales de la Italia meridional y he continuado con las luchas civiles.
1913'te, daha 15 yaşındayken, İtalya'nın ilk izcilerindendim! Ve o zamanlar bir arkadaşım vardı, çok yakın bir arkadaşım, geçen sene Uzak Doğu'da... İlklerden biri!
En 1913 yo tenía 15 años... y era uno de los primeros boyscouts de Italia.
Her neyse, sanırım yakında İtalya'ya gideceğiz.
Creo que pronto me iré a Italia.
Umalım ki yeni doğan İtalya, çok yaşar ve başarılı olur.
¡ Esperemos que esta Italia recién nacida pueda vivir y prosperar!
18 Kasım'da, İtalya ve Almanya, faşist hükümeti tanıdı.
El 18 de noviembre, Italia y Alemania reconocen el gobierno de Burgos.
İtalya Franco'ya asker ve silah yardımı yaptı ve Fransız ordularını, İspanya Cumhuriyetine silah satmakla suçladı.
Italia envía un cuerpo expedicionario a Franco y acusa a Francia de tráfico de armas con la República española.
- İtalya'ya mı?
- ¿ A Italia?
Elbet! Hanedanıma casuslar göndererek! İtalya'daki düşmanlarımı kışkırtarak!
Sí, y me espía en mi propio palacio... provoca a mis enemigos por toda Italia... y alardea en privado que pondrá a un francés en el trono de Pedro... y que dentro de poco seré su capellán.