Izin mi traduction Espagnol
14,797 traduction parallèle
Arabayı öylece almana izin mi verdiler?
¿ Te dejan pasar manejando?
Peki o rakunun milyar dolarlık şirketi yönetmesine izin mi vereceksin?
Es tu mapache, Brian. ¿ Lo dejaste estar al frente de una compañía multimillonaria? ¿ Qué?
Yoksa burada kalmama izin mi vereceksin?
¿ O vas a dejarme aquí tirada?
Biri bebek bakıcılığı yapmana izin mi veriyor?
¿ Alguien te permitió serlo?
- Bunun olmasına izin mi verseydim?
- ¿ Sólo dejar que eso suceda?
Buna baksama bana izin mi vereceksin?
¿ Me dejarías mirar eso?
Karının yaşamasına izin mi verdin?
¿ Dejaste vivir a tu esposa?
Kaçmasına izin mi verdin?
¿ La dejaste escapar?
Bu banka soygunlarıyla ilgili bir şeyler duymak istiyor musun..... yoksa orada oturup Alzaymırın normal seyrinde devam etmesine izin mi vereceksin?
¿ Quieres oír sobre los asaltos o dejarás que el Alzheimer siga su curso?
Gitmene izin mi vereyim?
¿ Qué te suelte?
Orada oturup o suyun yepyeni TV'nin üstüne akmasına izin mi vereceksin?
¿ Vas a dejar que el agua caiga sobre tu televisor nuevo?
Sen de kızının girmesine izin mi verdin?
¿ Y dejaste entrar a tu hija?
Bizim cinlinin gitmesine izin mi verdin?
¿ Dejaste ir a tu "Hobbygobby"?
Sana aptalca ölümümün hikayesini anlatmama izin ver.
Déjame contarte la historia de mi estúpida muerte.
Bana bir darbe ver, kararımı bilmene izin vereceğim.
Sólo dame un segundo, y yo haré saber mi decisión.
Ve kızkardeşim başarısızlığım olmamı istedi. Ve öyleydim, o yüzden gitmesine izin vermez.
Y mi hermana quería que fuera un fracaso, y estaba, por lo que no va a dejar que se vaya.
Peşimde şu an bazı çakallar var o yüzden izin verirsen...
Ahora estoy hasta mi trasero en caimanes. Así que si me disculpas.
Sonsuz teşekkürlerimi sunmama izin verin.
Permíteme expresar mi más profundo agradecimiento.
İzin ver de ekibimle bu konuyu ortalıkta biraz dillendireyim.
Lo discutiré con mi gente.
- İzin mi istemek zorundasın?
¿ Tienes que pedir permiso?
- Kız için izin mi?
Permiso?
Oğlumu görmeden ölmeme izin verme. Hala kimse onları kurtarmaya gelmedi.
No me dejes morir sin dejarme ver a mi... juan
Sence bir hatıra almama izin verirler mi?
¿ Crees que me dejen llevarme un recuerdo?
Ben değil, sen ı'm artık downhound izin verilmez, bkz.
Yo no, a mi no se me permite ir más al centro.
Seni hayatıma girmene izin verdim ve sen bana yalan söyledin.
Te dejé entrar en mi vida, y me mentiste.
Tori bana bardak altýný almana izin vermedi mi?
Tori me dejaría... meterme en su olla de miel?
Ama olduğumuz yere sizin gibi beş para etmez hergelelerin takılmalarına izin vererek mi geldiğimizi sanıyorsun?
¿ Pero cree que llegamos a donde estamos por dejar que unos recoge mierda incestuosos nos den pelea?
Boston'a dönmek isteyen dönebilir izin veriyorum.
El que quiera volver a Boston tiene mi bendición.
Aklınızı ya da iradenizi zayıflatmasına izin vermeyin. Çünkü benim krallığımda tek bir kural var.
Jamás permitáis que os vuelva débiles de mente o voluntad, porque en mi reino solo hay una ley :
Babam izin veriyor.
Mi padre lo permite.
O çocukla çıkmasına izin vereyim mi? Başka çaren var mı ki?
Espero que estés más cerca de ella que cualquier otra persona
İzin verirsem mataramı şu suyla dolduracağım.
Permíteme llenar mi ánfora con estas aguas.
Plana bağlı kalalım, işimi yapmama izin ver iş bitince geldiğimiz gibi çekip gideriz.
Sólo apégate a la historia, me dejas hacer mi trabajo y podremos irnos de este lugar tan fácil como llegamos.
Kazanırsam karımı alıp gitmeme izin vereceksin.
Cuando termine, mi esposa se va de aquí conmigo.
Oğlumu bir yolculuğa götürmene izin vereceğimi nereden düşündün?
¿ Qué te hace pensar que te permitiría llevar a mi hijo a un viaje en auto?
Ama kızımın Olympia'dan Denver'a tek başına gitmesine izin vermem.
Pero no iba a dejar que mi hijita fuera de Olympia a Denver sola.
O pislikların kardeşimi almasına izin vermenin imkânı yok.
Por ningún motivo dejaré que me quiten a mi hermano.
Yani oraya gidip izin belgesi çıkartırsın ve sonra kızımın başını sokacağı bir çatı için kullanacağım paralar için geri gelebilirsin.
Así que, vaya a buscar una orden para quitarme el dinero... que usaré para mantener el techo que le doy a mi hija.
Programım, Umbrella Şirketi'ne zarar vermeme izin vermiyor ama senin böyle kısıtlamaların yok.
Mi programación no me deja dañar a la Corporación Umbrella... pero tú no tienes tales restricciones...
İzin ver ailemi bulayım.
Déjame encontrar a mi familia.
Öylece yapmana izin vereceklerini mi sanıyorsun?
¿ Crees que sólo van a entregártelo?
O dingilin operasyonu sirk alanına çevirmesine izin vermeyeceğim.
- Vamos. No voy a dejar que este pequeño pollajo convierta mi operación en un circo.
Jack buralara kadar kesmenize izin verdi mi?
¿ Jack aprobó que talemos tan adentro del bosque?
Blarg halkla ilişkiler profesyonellerinden oluşturduğum özel ekibi tanıştırmama izin ver.
Permíteme presentarte a mi equipo de profesionales blarg de Relaciones públicas.
Şu anda burada olsa buna izin verirdi. Çünkü insanlar eşyalardan daha önemli, değil mi?
Y si ella estuviera aquí ahora, estaría de acuerdo, porque la gente es más importante que las cosas, ¿ verdad?
Kızımla konuşmama izin ver.
Déjame hablar con mi hija.
- Bugün izin günüm.
- Pero es mi día libre.
Christ, Frank, bu adamın burada kalmasına izin vermeyeceğiz, değil mi?
Dios mío, Frank, no vamos a dejar que este tipo se quede aquí, ¿ verdad?
Ben bir polisim ve sizden tecrübelerime bakarak işimi yapmama izin vermenizi istiyorum.
Soy un Policía, y le pido que me deje hacer mi trabajo. Tal como he aprendido de mi experiencia.
Büyümene izin vereceğimi mi sandın?
¿ Creiste que dejaría que crecieras?
Susan, uh, seni kardeşim Reginald DeCourcy ile tanıştırmama izin ver.
Susan, permíteme presentarte a mi hermano, Reginald DeCourcy.