English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ J ] / Jon

Jon traduction Espagnol

2,141 traduction parallèle
Jon, koru kendini!
" Jon, cúbrete!
Jon!
Jon! "
Jon.
"Jon,"
İşimizi berbat eden adam senin eski takım arkadaşın Jon Man öyle mi?
Así que el tipo se equivocó Es su ex compañero de equipo, Jon Man.
Ben Jon Man.
Yo soy Jon Man.
- Küçük oğlum Jon.
"Mi hijo menor, Jon."
Jon kardeşini affetmelisin.
Jon... Tienes que perdonarlo.
Jon!
Jon...
Neyin var Jon?
"Que te pasa, Jon?"
Sean seninle eski ortağın Jon Man hakkında konuşmak istiyorum.
"Sean, quiero hablar contigo" Acerca de su ex compañero Jon Man.
Bana bir iyilik yap Jon, vazgeç.
" Hazme un favor Jon, entrégate.
Jon?
Jon?
Jon, Dr Kan'ın ifadesi seni ne kadar desteklese de seni serbest bırakmayacaklar.
"Jon, a pesar de que la declaración de la doctora Kan le favorece," Ellos no te van a soltar.
Jon kaçtı.
Jon Escapó.
Jon nerede?
Donde está Jon?
Jon Arryn?
¿ Jon Arryn?
İyi misin Jon?
¿ Estás bien, Jon?
Ben Jon Snow.
Soy Jon Nieve.
Jon Snow. Yoksa sana musallat olurum.
Jon Nieve, o volveré a acecharte.
Güneş batıyor Jon Snow.
El sol se está poniendo, Jon Nieve.
Sen hiçbir şey bilmiyorsun Jon Snow.
No sabes nada, Jon Nieve.
Sana bir şey diyeyim Jon Snow. Senin sözüne karşılık benimki olacağı için ve bu konuda yüzün kızarmadan konuşamadığın için yapsak da olur.
Te diré una cosa, Jon Snow, como será tu palabra contra la mia y no puedes ni hablar de eso sin ruborizarte, podríamos tan solo...
Şimdi ödeştik Jon Snow.
Estamos a mano ahora, Jon Nieve.
Sizce Jon nerededir şimdi?
¿ Dónde crees que esté Jon en este preciso momento?
Olmaz, Jon çok iyi bir savaşçıdır.
No, Jon es un gran luchador.
Jon Arryn ve Ned Stark çok iyi şerefli adamlardı ama bu oyunu ve oyuncularını çok hafife aldılar.
Jon Arryn y Ned Stark eran buenos hombres, hombres honorables, pero despreciaban el juego y a quienes lo jugaban.
Bu kadar suratsız görünme Jon Snow.
No te veas tan serie, Jon Snow.
Jon, Mance'in çadırına girdiğinde, ilk önce Tormund ile tanışıyor.
Cuando Jon entra por primera vez en el campamento de Mance, conoce a Tromund.
Mance, Jon'un Duvar'ı herkesten iyi bilmesine dayanarak Jon'un da tırmanma ekibiyle birlikte Duvar'a tırmanmasına karar veriyor.
Mance decide que Jon debería ir con el grupo que escalará el Muro por la sencilla razón de que Jon sabe más sobre el Muro que nadie.
Jon, Ygritte, Tormund ve Orell Duvar'a tırmanmadan önce Ygritte, Jon'u zorla, bildiği gizli bir yere götürüyor.
Antes de que que Jon, Ygritte, Tormund y Orell escalen el Muro, Ygriette fuerza a Jon a ir a un lugar secreto que conoce...
Orada da, Jon'un karga olup olmadığını veya onu gerçekten sevip sevmediğini anlamak istiyor.
Y decide probar si : A, es un cuervo, y B, si la ama.
Bu mağaradan hiç çıkmak istemiyorum Jon Snow.
No quiero irme de esta cueva, Jon Nieve.
Ve Jon yeminini bozuyor.
Y Jon rompe sus votos.
Jon ve diğerleri 250 metrelik Duvar'a tırmanırken Duvar'ın bir kısmı kırılıyor ve Ygritte ile Jon'un bir ipin ucunda asılı kalmasına sebep oluyor.
Cuando Jon y los demás están escalando el Muro... que son doscientos metros de hielo... una parte del Muro se rompe, dejando a Jon colgando del extremo de una cuerda y también a Ygritte.
Ve son saniyede Jon ikisini de kurtarmayı başarıyor.
Y solo en el último minuto Jon se las arregla para salvarse ambos.
Bran, Rickon, Osha ve Hodor Jon'un yanında olduğu yel değirmenindeler.
Bran, Rickon, Osha y Hodor están en el molino de viento, que es donde está Jon.
Oradaki adamın öldürülmesi gerekiyor ve Orell, onlardan biri olduğunu kanıtlaması için Jon'un yapması gerektiğini söylüyor.
El hombre, ya sabes, tiene que ser asesinado y Orell sugiere que sea Jon quien lo haga para probar que es uno de ellos.
Orell ve Tormund, Jon'u öldürmek üzereyken iki kocakurt saldırıyor.
Orell y Tormund están a punto de matar a Jon cuando dos lobos huargos atacan.
Warg hâline geçen Bran, Yaz'ın içine giriyor ve yabanilere saldırarak Jon'u kurtarıyor.
Es Bran convertido en warg, con forma del lobo erano para atacar a los salvajes y salvar a Jon.
Jon kaçtıktan sonra, Ygritte onu yakalıyor.
Después de escapar Jon, Ygritte le pilla.
Hiçbir şey bilmiyorsun Jon Snow.
No sabes nada, Jon Nieve.
Jon hayatta kalıyor ve onu 3. sezonun en sonunda görüyoruz. Atından düşüyor ve Kara Kale'ye alınıyor.
Jon sobrevive y en el final de la tercera temporada lo encontramos cayéndose de su caballo y siendo arrastrado al Castillo Negro.
Jon Snow'un uyurken boğazımı kesmesi gibi fırsatlar mı?
La oportunidad de que Jon Nieve me corte el cuello mientras duermo.
Duvar'a, Jon'a gidin.
Id al Muro con Jon.
Gel bakalım Jon Snow.
Vamos, Jon Nieve.
Jon ile Yarımel geldi.
Son Jon y Mediamano.
Jon Bon Jovi'nin efsanevi sözlerindeki gibi "Whoa, neredeyse yolu yarıladık."
En las palabras inmortales de Jon Bon Jovi, "Vaya, estamos a medio camino".
Mark, Kal, Jon.
Mark, Kal, Jon.
Lütfen onun, Bloomberg Başkanı gibi parası olsun,... Jon Stewart gibi kişiliği olsun,... Michael Fassbender gibi yüzü olsun.
Que tenga la riqueza del alcalde Bloomberg, la personalidad de Jon Stewart, la cara de Michael Fassbender...
Jon.
Jon
Jon!
Jon!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]