Kadın da traduction Espagnol
8,837 traduction parallèle
Kırsaldan geliyorlar. Adam İngiliz, kadın da...
No, pero son una pareja que se muda desde el campo.
Bu genç kadın da senin anneni nasıl gördüğünü temsil ediyor, sevgi dolu ve saf.
Esta joven representa cómo veías tú a tu madre, cariñosa y pura.
Kadın da olabilir.
O ella.
Ben Disneyland'deyken Küçük Dünya turuna binmiştim, Ve o turda tekerlekli sandalyede bir kadın da vardı.
Fui a Disneyland y nos subimos a Un pequeño mundo, y había una mujer en silla de ruedas.
Rehin aldığın kadın da bir anne.
La mujer que tiene retenida también es madre.
Kadın da tam bir baş belası.
Parece un dolor en el culo.
New York'ta son 10 yılda kaçırılan ya da öldürülen kadın davaları.
Mujeres secuestradas y / o asesinadas en la zona de Nueva York durante los últimos diez años.
Kadın da yapmış olabilir.
Quizás fue ella que cometió el crimen.
- Kadın da bu.
Ahí está.
Bu kadın da dosyada mı?
¿ Está en el archivo?
- İlgileniyorum çünkü onunla. O da kadın şarkıcıların folk müziğiyle ilgileniyor.
- Bueno, me preocupo por él y que se preocupan por la música tradicional de las mujeres.
Şuna da bak, ışıldayan hamile kadın.
Mírate, mujer embarazada y radiante.
Ağdacıların kadınları Michael Chiklis *'e benzetmesini diyor.
Sí, eso es cuando su waxer le da un Michael Chiklis.
Nissan Micra'da yaşlı bir kadın bir Land Rover'a arkadan bindirmişti.
Una viejita en un Nissan Micra. Chocó por detrás de un Land Rover. Un pequeño choque.
Bay Brosnan başroldeki kadını öpüyor çünkü kusursuz bir performans sergiliyor o yüzden senin de aynısını yapman lazım.
El señor Brosnan solo consigue besar a la líder porque da una actuación deslumbrante, así que tú tendrás que hacer lo mismo.
Hadi ama bu kadının içini dışını bilen birisi varsa o da Grissom'dur.
Venga, si alguien conoce a esa mujer en profundidad es Grissom.
Ve diyorum ki, bu psikopat bir Hawaii gezisi bile istese şu anda ona vermek zorundayız. Ya da sen Phillip Stroh'u müebbete mahkum etmenin yetmeyeceğini düşündün diye, neden iki kadının daha ölmesine izin verdiğimizi açıklarız.
Y solo digo que si este sicópata pide un viaje a Hawái, se lo tenemos que dar o explicar por qué dos mujeres más morirán... porque usted no pensó que colocarlo en cadena perpetua era suficiente.
- 23 yaşında, akşamların kadını veya, umarım, ara sıra da öğleden sonraların.
Una chica de 23 años de la noche, o, espero, ocasionalmente del día.
Sonra da kadının eşyalarını geri götürmem için beni aradın. Şimdi senin yüzünden, benim yaptığımı sanıyorlar.
Y entonces me llamaste para regresar las cosas y ahora creen que yo lo hice.
2006'da Güvenli Bölgede dışişleri bakanlığından götürdüğü kadın yüzünden ona Levrek deriz. Güzel.
Le llamamos Seabass por la tipa del Departamento... de Estado que enganchó en la Zona Verde en el 2006.
Sen kadını cehenneme yolladın, o da zor durumdan yırtmana karar verdi.
¿ Así que tú la haces pasar un infierno y ella decide... quitarte la soga del cuello?
Orospu kadın üçümüzün toplamından daha da zeki.
Esa zorra es más inteligente que nosotros tres juntos.
Kanıt yok, kadını Phipps'in evine ya da yakınında bir yere koyamıyoruz.
No hay pruebas. No podemos ubicarla cerca de la casa de los Phipps o de él.
Walter Flowers olarak bilinen adamın ya da Adele Swain olarak bilinen kadının ölümüyle bir ilginiz var mı?
¿ Algo que ver con las muertes del hombre conocido como Walter Flowers o la mujer Adele Swain?
O kadının arabası da aynıydı.
El suyo era el mismo.
Charleston'da yaşayanların çoğu, Tetra, hakkında hikayeler duymuştur. Bledsoe adında bir kadın kilisesine bakmak için kiraladı.
Casi todo el mundo en Charleston ha oído historias sobre Tetra, la mujer que Bledsoe contrató para cuidar de su nueva iglesia.
New York'ta sabah saatlerinde bir araba kazası sonrasıda dört özel güvenlikle kar maskeli bir adamla kadın arasında çatışma meydana geldi.
Esta mañana, en Nueva York, una colisión a alta velocidad entre dos coches provoco un peligroso tiroteo en el que estaban involucrados cuatro contratistas de seguridad privados y un hombre y una mujer con máscaras de esquí.
Böyle bir ayakkabı sizce bir kadın ya da bir İngiliz beyefendisi tarafından giyilmiş olabilir mi?
¿ Puede usted imaginar tal zapato siendo usado por una dama... o un caballero británico?
Çok garip, çünkü ifadenizde sizi tutan adamı ya da kuvvetle muhtemel kadını uzun, çalı gibi sakalları vardı diye tarif ediyorsunuz.
Qué raro. Porque en su declaración... describió a este hombre, o más probablemente mujer... con una barba abundante.
Müdür, Waits'in kadını aldığını görmemiş, kadının arkadaşları da öyle.
No vio a Waits recogerla, tampoco lo hizo ninguno de sus amigos.
Trent'in kendini öldüreceğini ya da Waits'in o kadını öldüreceğini bilemezdim.
No podía saber que Trent se iba a suicidar, ni que Waits fuera a... matar a esa mujer.
Sonra da şöyle diyor ; "Annem beni Göldeki Kadın'ı görmeye götürürdü."
Y luego dice : Mi madre me llevará a ver... a la Señora del Lago.
"Annem, ben hep yanında olamasam da Göldeki Kadın hep seninle olacak derdi."
Mi madre me solía decir, yo no estaré siempre contigo, pero siempre tendrás a la Señora del Lago.
Bu kadın başkalarına da çıkar sağlayacak durumda.
Hay muchos otros interesados en el mismo tema. ¡ Ah, Sam!
Trash Bar'da isimsiz bir kadın bulmuşsunuz.
Dicen que encontró una desconocida en el bar Trash.
Yukarıda 5 tane çıplak kadın var.
Tengo cinco mujeres desnudas arriba.
Kadının arka bahçesindeki kemiklerin kimin olduğuna da.
Tampoco los huesos enterrados en su patio.
St. Petersburg SOVDEP, kadınlar taburu Bochkareva'da bir arkadaşımın başında olduğu askeri bir komite kuruldu.
San petersburgo sovdep pide para la mujer del batallón bockarjov. Establecer un comité militar encabezada amistosamente.
Bunu da beni silahla tehdit eden kadın söylüyor.
Y lo dice la mujer que me amenazó con un arma.
- Ya da bana katılırsın ve ben de hizmetkarını ve o ağızdan solunumlu kadını serbest bırakırım.
- O "B", os unís a mí y dejo que vuestro escudero y esa molesta que respira por la boca se vayan.
Üç gece önce Tallahassee, Florida'da Betty Wright adında bir kadın Carter Memorial Hastanesi önünde vurulmuş halde bulundu.
Hace tres noches, en Tallahassee, Florida, una mujer llamada Betty Wright fue encontrada con un disparo delante del hospital Carter Memorial.
Ulan Paddy, ya bu diyardan gidersin ya da bu deveyi güdüp o ezik piçlere ihtiyacı olan malzeme, teçhizat alet edavat, yiyecek, kumar, kadın, afyonlu rom temin edersin.
¿ y sabes lo que pensé? Paddy, puedes bajar ahí con tus manos, ponerte de rodillas, y partirte la espalda en ese estiércol o puedes quedarte aquí arriba y venderle a esos hijos de puta lo que necesiten, suministros, equipos, herramientas, comida, juegos, mujeres, ron con opio.
O kadının ayaklarından çok çalışan bir yeri varsa o da ağzıdır.
La única cosa que una mujer mueve más que sus piernas es su boca.
Kadın karakterin iken çocuk sürü doğum verir.
Mientras que el personaje femenino da a luz a un montón de niños.
Kadın ne oy atarsa adam da tersi oy atar.
Si ella vota de una forma, él votará lo opuesto.
Kadın içtikten sonra adam da içiyor.
Toma un trago después que ella.
Yani kadın "suçlu değil" oyu atarsa adam da aynı şekilde oy kullanır.
Si ella vota "inocente", él también lo hará.
Ancak onu asla yalnız bırakmadım sevmekten asla vazgeçmedim. Bir kadının eşini seveceği gibi babası da oğlunu sevmeli.
Pero nunca le he abandonado, nunca he dejado de amarle, tal y como una esposa debería hacer con su esposo, como un padre debería hacer con su hijo.
Kitty ve Melanie Vilkas'ın görünüşüne yaşına uyan kadınlar. Asla bulunamamışlar ya da Gruner'in damgası tanımlanmayacak halde bulunmuşlar.
Mujeres cuyo aspecto y edad concuerdan en general con los de Kitty y Melanie Vilkas, pero cuyos restos o nunca se encontraron o se encontraron en tal condición que potencialmente ocultaba las cicatrices de la marca de Gruner.
Farklı yaşlarda ve etnik yapıda kadın-erkek 9 kurban var.
Tienes 9 víctimas, hombres y mujeres, diferentes edades y etnias.
Ya da kadının.
O es una ella.