English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Kardesım

Kardesım traduction Espagnol

1,036 traduction parallèle
onu geri yollayacağım, kardeş Jerome için.
Se lo mandaré de nuevo al hermano Jerome.
Eğer cipi buraya bırakıp parmaklarımın ucunda gitmeye iznim olsaydı... İnan bana öyle yapardım, Kardeş.
Si pudiera levantar este jeep y caminar de puntas con él,... créame que lo haría.
Ne olmuş yani, madem ki biz kardeşiz hayvanlarımız da kardeş olmalı. Ne olmuş?
Esta carne ahumada pesa.
O samurayları kandırdığımız günkü kardeş!
¡ Cuando engañamos a aquellos samurai!
Kardeş John bizim sırdaşımızdır.
Podéis hablar libremente, el Hermano John cuenta con nuestra confianza.
Ayrıca sizden son isteğim, eski hizmetkarım, kardeş John'un da benimle gelmesine izin vermenizdir.
Os pido solo que a mi antiguo sirviente, el Hermano John, se le permita acompañarme.
Tanıdığımız yedi kardeş vardı.
Ahora, había entre nosotros siete hermanos.
O herifi yakalamama yardım edecek olsalardı parayı dörde bölüp, kardeş payı yapardım.
Si me ayudaran a atraparlo, lo dividiría en cuatro, como un hermano.
Sanki ani öfke nöbetlerim beni temizlemiş içimdeki umudu alıp götürmüştü ve o gece gökyüzüne bakarken kalbimi ilk kez kâinatın tatlı kayıtsızlığına açtım ve tıpkı benim gibi neredeyse bir kardeş gibi olduğunu hissettim ve mutlu olduğumun farkına vardım ve öyle de kaldım.
Era como si mi gran ráfaga de ira me hubiera limpiado, purgado de esperanza, y mirando al cielo de la noche, por primera vez abrí mi corazón a la dulce indiferencia del universo y sentí que era como yo mismo, como un hermano, y me dí cuenta que había sido feliz, y que yo todavía era feliz.
Kardeş Weatherby, hepimiz imzaladığımız kontrata ve bir takım kurallara bağlı olarak yolculuk yapıyoruz.
Hermano Weatherby, viajamos según contrato y reglas.
Flamayı mı arıyorsun kardeş?
Estas buscando la bandera, amiguito?
Kardeş, arabasından bazı donanımları almasında doktora yardım eder misin?
Hermano, ¿ puede ayudar al doctor a traer algo del coche?
Lütfen iki Kardeş ile teçhizatımızı gönderir misiniz?
¿ Podría bajarnos el equipo al auto?
Hiç olmayan bir kardeş, hayali bir koloni, hayali yardım sinyalleri, bu silahların da oluşuvermesi.
Un hermano que no existe, una colonia fantasma, llamadas de socorro imaginarias, la transformación de las armas.
Eumolpus, kardeş şair, hikâyeyi anladın mı?
Eumolpo, hermano poeta, ¿ entiendes la historia?
Mr. Spock, kendinizi ve Kaptan Kirk'ü kardeş olarak mı görüyorsunuz?
Sr. Spock, ¿ opina que usted y el capitán Kirk son hermanos?
Ve farklı konuşmanıza rağmen... kardeş olduğunuzu her yerde anlardım.
A pesar de su diferencia de acento,... salta a la vista que son hermanos.
- Kızmadım Hogan kardeş.
- No me ofende, hermano Hogan.
- Ben çalmadım, kardeş.
- No he robado, hermano.
- Nasılsın yav, Cabbar kardeş? - İyi diyelim, iyi olalım.
- ¿ Qué tal estás, Cabbar, hermano?
Şöyle 500-600 Lira'mız olsa, Cabbar kardeş, yok mu... 10 gün sonra en zenginlerden zengin olacağız.
Si tuviéramos 500, 600 libras, Cabbar... seríamos ricos en 10 días.
Cabbar kardeş, Cabbar kardeş. Bu tabanca istersen, bizim hayatımız kurtarır. Nasıl mı?
Esta pistola puede salvarnos la vida.
Yav kardeş. Bu define bizim ayağımıza kadar gelmesin? - Yakınımızda falan olmasın?
¿ Podría ese tesoro estar cerca de nosotros?
Cabbar kardeş, bastığımız toprağa dikkat et.
Cabbar, cuidado donde pisas.
Aslında, herkesi eşit gören bir asker olarak kardeş Doğu'muzdan bir grup yoldaşımıza eşlik etmekle görevlendirildim.
Exactamente fui clasificado como un soldado consciente de las clases sociales, para acompañar a un grupo de camaradas de nuestro hermano del Este.
Bir beyaz palyaço olarak onun kardeş düşmanıydım. Kafaya baltayla vurma, ayak hileleri boyuna yapılan darbe hilelerini ona öğretmeye çalıştım.
Yo, en mi calidad de clown blanco, su fraternal enemigo, he intentado en cierto modo inculcarle una educación civil a base de leñazos en la cabeza, de pisotones en los pies, de tortazos en la nuca.
Tobias kardeş, canım benim! Geçiyorduk, adamlarıma dedim ki : "Neden arkadaşım Tobias'a bir uğramıyoruz?"
Pasábamos por aquí y le dije a mis hombres "vamos a hacerle una visita al amigo Tobías"
- Hey, Lucas kardeş, birşey var mı?
¡ Ehhh! ¡ Hermano vigía! ¿ No hay nada a la vista?
Çünkü artık kardeş gibi hayatımıza devâm edemeyiz.
Porque no podemos continuar haciendo de hermano y hermana toda la vida, ¿ eh?
Sen kutsal su ile delik açarsın, ben de içeri girer kirli işleri yaparım. Biz iki kardeş gibiyiz.
Somos como hermanos.
O kadar çok kardeş, kuzen, hısım var ki takip etmeye imkan yok.
Todos son hermanos, primos, sobrinos, son como uno solo.
Nasıl Sivaslı kardeş yakıştı mı?
¿ Qué tal estoy, hermano?
Sen uyumadın mı Sivaslı kardeş?
- ¿ No has dormido, Sivasli, hermano?
Can kardeş sayılırız artık, Lütfen mesafeli olmayalım
Somos hermanos jurados, no seamos tan formales.
Hadi, küçük kardeş. Çıkalım buradan.
Y ahora vámonos hermanito, salgamos de aquí.
Karanlıktaydım. Ama, Erkek Kardeş Güneş ruhumu aydınlattı.
Yo estaba en la oscuridad, pero el hermano Sol iluminó mi alma.
- Kardeş şakanın sırası mı!
- Hermano, no bromees.
Hepsi kardeş, anladın mı?
Son todos hermanos.
Bir sigara ver bakalım kardeş.
Déme un cigarro, hermano.
Âzem kardeş en büyük yardımcım oldu.
Mira, mira, ahora tenemos de todo.
Bize katılmaz mısınız, Kardeş?
¿ Quieres acompañarnos, hermano?
Size neden "kardeş" diyorlar? Sevgi ifadesi olarak mı?
¿ La llaman hermana cariñosamente?
Cesaretinize hayranım, kardeş, ama burası bir kadın için uygun bir yer değil.
Admiro su valor, hermana, pero éste no es lugar para una mujer.
Siz hiç bir şey yapmayacaksınız kardeş. Onu ben yapacağım!
¡ Usted no se asegura de nada, yo soy quien me aseguro!
Kardeş, herşey yolunda mı?
¿ Está bien, hermana?
Hayır, kız kardeş, sanırım yok.
No, no creo.
Herşey yolunda mı, kardeş?
¿ Está bien, hermana?
Ondan uzak dur kardeş Luiku, senin felaketin olur. Ve kimse sana yardım edemez, ben bile.
Déjala, barón Loiku, por ella te perderás y nadie te podrá salvar de esa desgracia, incluso yo.
Bak Balint kardeş... ödeme yapana kadar, atları geri alacağım.
Sabes una cosa, hermano molinero, si no das el dinero, me llevaré los caballos.
Yaşlı kokuşmuş kadın veya yüce Miuna, çapkın ve aldatan karımız olarak, annemiz, kötü kayınvalidemiz olarak kabul ettirilen kız kardeş veya büyük anne.
Señora de Miuna, todopoderosas nalgas, vieja mujer subterránea vieja apestosa o gran Miuna, coqueta y facilona... A quien debemos aceptar como esposa, madre, malvada suegra hermana y abuela...
Kardeş kanallarımızdan UBS'de bu akşam olağan dışı bir şey meydana geldi.
Sucedió algo inesperado esta noche en una de las otras cadenas, la UBS.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]