Kaçtım traduction Espagnol
6,220 traduction parallèle
Ben de kaçtım.
Así que hui.
- Kaçtım. Joe getirmiyordu.
Joe, no pudo traermelo.
Kaçtım. Matt senden çok bahsetmişti.
Lo logré, Matt.
- Lina kaçtım diye mektup gönderdi.
Lina mandó la carta que trae.
Ben nasıl kaçtım?
¿ Cómo escapé?
Ölümden kaçtım defalarca ama annemin ölümü henüz hazır olmadığım kalleşçe bir yumruktu.
Había escapado a la muerte una y otra vez, pero la muerte de mi madre fue un golpe inesperado para el cual no estaba ni de cerca preparado.
Ben kaçtım.
Me desaparecí.
Üzerimde yalnızca iç gömleğimle kaçtım.
Hui con lo puesto.
Yıllarca bundan kaçtım ama ben bir Al Fayeed'im.
He pasado muchos años huyendo de ello, pero soy un Al Fayeed.
- Ben kaçtım.
- Y yo estoy fuera.
Gizlice kaçtım..
Acabo de escabullirme...
- Ben şanslıydım, kaçtım.
- Tuve suerte de escapar.
Kaçtım.
Me fui.
O sırada cam kırıldı. Ben de dışarı kaçtım ama... Ama o da oradaydı.
Ese fue el momento cuando el vaso se rompió, y luego salí corriendo afuera, pero él ya estaba allí.
Gabriel beni durdurmaya çalıştı ama kurt arabanın içindeydi, o yüzden kaçtım.
Gabriel intentó detenerme, pero el lobo estaba en el auto, y tenía que escapar.
- Ben camdan kaçtım.
- Yo hubiera saltado por la ventana.
Ben kaçtım. Anya'yla.
Yo lo hice.
Zar zor kaçtım.
Apenas pude escapar.
Kaçtığım falan yok.
No estoy huyendo.
Bu yüzden Junior'u ve beni bırakıp kaçtın mı?
¿ Entonces te fuiste y me dejaste con Junior?
Hepimiz yardım ettik, ve sonra kaçtık.
Todos lo hicimos. Y entonces huímos.
Yaptığımız şeyden kaçtığımı biliyordum.
Sabía que estaba huyendo de lo que hicimos.
- Düdüğün nerede? - Kaçtıktan sonra onu nehre attım.
Lo arrojé al río tan pronto como salí.
- Boyu kaçtır, 1,50-170 maksimum?
- Él mide ¿ cuánto, 1,70 m, máximo?
Silahları taşımayı planladığımız gece kaçtın.
La noche que estaban planeando para mover las armas, escapaste.
Bu arada kaçtığım için kendini suçlamalısın.
Por cierto, puedes... culparte por haberme soltado.
Zaman Lordu'yum ama Prydonlu ayrıcalıklarım zaman kapsülü çalıp kaçtığımda iptal edildi.
Soy un Señor del Tiempo, pero mis privilegios prydonian fueron revocados cuando robé una cápsula temporal y huí.
Sanırım kim olduğu, niye kaçtığı biraz merak konusu.
Así que creo que todo el mundo tiene curiosidad sobre quién era y por qué escapó.
Sadece kaçtığımı biliyordu.
Solo que estaba huyendo.
- Kaçtı mı?
¿ Escapó?
Nasıl kaçtığımı hatırlamıyorum.
No recuerdo como escapé.
Kaçtığımızdan beri Espheni her yerde devriye geziyor.
Las patrullas Espheni han estado sobre nosotros desde que escapamos.
Kendi türlerini tanırlar. - Kaçtığım için özür dilerim.
Saben reconocer a los suyos.
Hayır, korkarım kanarya kafesten kaçtı.
No, me temo que el pollito ha volado del nido.
- Zaheer Korra'yı alıp kaçtı mı?
- ¿ Zaheer escapó con Korra?
Bir yere kaçtığımız yok.
No vamos a salir corriendo.
O çocuk benim kulak temizlemek aldı o da beni yemiş olur Şimdi ben durmayacağım çünkü ama ben'kaçtı değil o uğrar gelene kadar Ben yolu.
Ese crío me quitó la oreja limpiamente, me habría comido entero a mí también, pero escapé, porque ahora no pararé, no hasta que sufra como yo lo he hecho.
Sanırım Sung-hee yine kaçtı.
Creo que Sung Hee huyó otra vez.
O belki bir yarım saat önce kaçtı.
Salió corriendo hace como media hora.
Son hatırladığım şey senden kaçtığımdı. Sonra da kaçışımı bir şişe viskiyle kutladım.
La última cosa que recuerdo es huir de ti, y luego celebré mi huida con una buena botella de whiskey.
İkinciye hamile olduğumu öğrenince babasının nasıl kaçtığını mı anlatayım yani?
¿ Quieres decir, cómo su padre se puso en marcha al segundo en que averiguó que estaba embarazada?
- Gloria'nın arabasıyla mı kaçtı? - Evet.
¿ Ella tiene el auto de Gloria?
- Nereye kaçtınız siz bakayım?
¿ Adónde fueron las dos?
Evet. Şu an tuhaf mı kaçtı?
¿ Sí, esto es incómodo ahora mismo?
Gerçek şu ki, Barrow'dan Stowell'in başını belaya sokmasını istemiştim. - Korkarım ki aşırıya kaçtı.
Lo cierto es que le pedí a Barrow que pusiera en apuros al Sr. Stowell, y me temo que se ha pasado.
Roger, sana hiç Budapeşte'den nasıl kaçtığımı anlatmış mıydım?
Roger, querido, ¿ alguna vez te conté sobre cuando escapé de Budapest?
Sevgili Roger, sana Macaristan'dan iki kez nasıl kaçtığımı anlatmış olduğumu sanmıyorum.
Querido Roger, creo que nunca te conté sobre mis dos escapes de Hungría.
Yani galiba bir yerde.. ... polislerden kaçıyorum, ama diğer taraftan, daha doğrusu, kendimden kaçtığımı hissediyorum.
Supongo que en cierto modo estoy huyendo de la poli, pero siento como otro modo más real, que estoy huyendo de mí misma.
Korkup kaçtı mı?
Le asustó lejos?
Büyük pazarlık kozunun kaçtığını mı?
¿ Que su gran pieza de negociación desapareció?
Beraber kaçtığımız sürece arkada bıraktıklarım umurumda değil.
No me importa lo que dejemos atrás, siempre que lo dejemos juntos.