Kaçtın mı traduction Espagnol
1,198 traduction parallèle
- Sen kaçtın mı?
- ¿ Corriste?
Kaçtın mı?
¿ Huiste?
- Kaçtın mı?
¿ Te escapaste?
İnsanlarımın kuyruğumu kıstırıp kaçtığımı söylemelerini istemem.
Yo no le digo a mi pueblo Huíd con el rabo entre las piernas.
Dün gece neden öyle kaçtığını ve beni ortada bıraktığını açıklar mısın?
Por qué te fuiste ayer por la noche y me dejaste allí plantada?
Ben hayran kaldım. Sen oradan kaçtığın için her şeyi biliyorsun!
¡ Estoy impresionado, tú escapaste de ahi así que sabes sobre todo eso!
Harika iş çıkardın Dick, dişimin arasına mısır kaçtı.
Buena desicion comandante, ahora tengo un pedazo de maiz atascado en un diente
Psikopat bir tamirci arkadaşımın arabasıyla kaçtı.
Parece ser que un mecánico psicótico ha huido con el auto de mi amigo.
Bir tarafım kaçtığımı Bashir'in görüp herkese anlatmasını istiyor.
Ojalá me hubiera visto echar a correr y hubiera contado la verdad.
Demmas'ın, benim korkak bir hayvan gibi kaçtığımı düşünmemi istemiyorum.
No consentiré que Demmas me haga salir huyendo.
Bayım, eğer polis tarafından hiç dövülmemiş ya da eviniz sırf bu şekilde doğdunuz diye yakılmamışsa o zaman onun neden kaçtığını anlayamazsınız.
Señor, si alguna vez le pegó la policía o le quemaron su casa sólo por el hecho de haber nacido, entonces tal vez pueda entender por qué él se echó a correr.
Fikir değiştirip benden kaçtığını düşünmeye başlamıştım.
Estaba empezando a pensar que no ibas a venir.
Neden kaçtığını söyleyeceksin ki, ben de nerede arayacağımı biliyim?
Pues tienes que decirme porqué coño se largó, para saber dónde no buscar, ¿ vale?
Lanet olası karımın birlikte kaçtığı o lanet olası aşağılık herifi bulmanızı istiyorum. Çünkü yakaladığımda... onun lanet olası testislerini koparacağım.
¡ Necesito que encuentres al hijo de puta que huyó con mi mujer para que le corte las malditas pelotas!
Tek başına mı kaçtın?
No! No me has oído?
O köylünün üzerine atladım. Arkasını dönüp kaçtı. Aslında hepsi kaçışmaya başladı.
Corrí hacia el hombre, él corrió, todos corrieron.
Hâlâ Z'ha'dum'dan kaçtıklarını mı düşünüyorsun?
¿ La orden fue de Z`Ha`Dum?
Bak, buluşmanın sonuydu. Orada duruyordum benden seni ararım dememi bekliyordu benim de ağzımdan kaçtı.
Al final estoy ahí parado ella espera que diga que llamaré y se me salió.
Neredeyse kaçtığını düşünmeye başlamıştım.
Epa, por un segundo pensé que te habías escapado.
Arabadan atlayarak kaçtığınızda akıllı olduğunuzu anlamıştım.
Supe que eran listos cuando saltaron del auto.
Sonra bankadan paramın çoğunluğunu aldım ve kaçtım.
Y yo tomé una gran cantidad de dinero del banco. Me escapé.
Bir an, aklının kaçtığını ve gerçekten görünmez düşmanlarca saldırıya uğradığına inandığını sandım ama oda yine sessizleşmişti.
Por un momento, pense que se habia vuelto loco... que de verdad creia ser atacado por enemigos invisibles. Pero ya todo se habia calmado.
Babanın zırhını çalıp evden kaçtın bir asker kılığına girip komutanını kandırdın Çin ordusunun şerefini lekeleyip, sarayımı yok ettin... ve... hepimizi kurtardın.
Robaste la armadura de tu padre, huiste de casa, te hiciste pasar por soldado, engañaste a tu superior, deshonraste al ejército chino, destruiste mi palacio y... nos has salvado a todos.
Benden kaçtığını düşünmeye başlamıştım.
Pensaba que estabas evitándome.
Sanki bütün işçiler bu ibneyi götten siktiği için, karısının ondan kaçtığını bilmiyormuşuz gibi amına koyayım.
Como si no supiera que su esposa lo dejó porque lo encontró cuando uno de sus empleados le estaba dándole por el culo.
Canımı kurtarmak için kaçtım ve duvarların alaşağı olmasını bekledim.
Corrí para salvar mi vida. Y esperé a que fueran cayendo los muros.
Kapağın üzerinde tepinmeye başladı, ben de o yüzden kaçtım. Karı gibi kaçtın.
Entonces se puso a saltar sobre el capó,... y por eso salí corriendo de allí.
- Siz ne yaptınız? Avazım çıktığı kadar bağırdım. Sonra kaçtı.
Grité tan fuerte como pude, y huyó.
Hapishanenin çamaşırhanesinde yangın çıkarıp çöp kamyonuyla kaçtım. Geç oldu. NasıI gelebildin?
Es tarde. ¿ Cómo pudiste escapar?
Kızgın mı? Kaçtığın ve görevini bıraktığın, arkadaşlarını, anneni ve onu terk ettiğin ve herkesi endişe içinde bıraktığın için mi?
¿ Sólo porque huiste y abandonaste tu puesto y a tus amigos y a tu mamá e hiciste que no durmiera de noche preocupado por ti?
Yani çikolatanızı alıp kaçtığını mı söylüyorsunuz?
¿ Dice que le arrancó su chocolate?
Sanırım yargılamakta biraz aşırıya kaçtın, değil mi Mulder?
Creo que tu opinión es un poco extremista.
Zeyna bile olsa bir kadından kaçtığım için bana kızacağını düşündüm.
Pensé que te enojarías conmigo por escapar de una mujer. - Hasta de una como Xena.
Callisto'nun yaptığını düşündüm, bu yüzden korktum ve kaçtım.
Pensé que Callisto lo había hecho. Entonces me asusté y huí.
Ve Roy? Seni tanıdığım bunca yıl boyunca, hiçbir kavgadan kaçtığını görmedim.
Y a ti, Roy nunca te he visto rechazar una buena pelea.
Biliyorsun, bilmiyorum. Az önce buradan ne kaçtığını. but I'm gonna see that you're busted outta the Bureau for it.
No sé qué demonios pasó aquí pero haré que Io despidan por esto.
Ee, siz ikiniz kaçtınız mı?
Qué, ¿ os habéis escapado o qué?
Prowler takımı geri döndü efendim, Leviathan'ın kaçtığını rapor ediyorlar.
El escuadrón de naves ha regresado, señor. Ellos informan que el transporte Leviatán ha escapado.
Sultan'ın sırf müslüman olduğu için kaçtığı söyleniyor. Efendim. Selim böyle bir ayrım yapmaz.
Todo el departamento está diciendo que Sultan lo dejo.
Geçen hafta, Renee bana, ikinci sınıf biri gibi davranamayacağım için Ally'den kaçtığımı söyledi.
Renee me acusó de evitar a Ally por no poder subordinarla.
Neden kaçtığını anlayamadım. Ama Harmony bir şey söyledi.
No entendí por qué huyó él, pero Harmony diijo algo.
Ben de geriye uzanıp hayalarını yakaladım sıktım ve kaçtım. Tıpkı şimdi yapacağım gibi.
Así que le agarré los genitales y me fui a toda velocidad de ahí, como haré ahora.
Kadın "sıradaki" dedi ve ben kaçtım.
"Siguiente", dijeron, y me fui.
Hiç kimse kaçılamaz denilen hapishaneden nasıl kaçtığını sormadı mı?
¿ Nadie le preguntó cómo consiguió escapar de una prisión inexpugnable?
Bynarr Jolinar'a bilerek yardım etmiş olmayabilir,..... ama Jolinar'ın nasıl kaçtığını bildiğine eminim.
Quizá Bynarr no ayudase a Jolinar a propósito, pero estoy segura de que sabe cómo escapó.
Böylece... sonraki yıkama gününde... mahkumların çamaşırlarının arasına saklandım. Ve onu nehir kenarına götürdükleri zaman... suyun içine kaçtım.
Entonces el siguiente día de lavado me escondí entre la ropa sucia de los reclusos.
Yani sınavın ortasında durduk yere kaçtı mı?
¿ Así que salió corriendo en medio del examen?
Söyle bakalım ; sen mi ailenden kaçtın yoksa ailen mi senden kaçtı?
¿ Dejaste tú a tus padres o te dejaron ellos a ti?
Belki de sana Riddick'in nasıl kaçtığını anlatmalıyım.
Tal vez debería contarte cómo escapó Riddick.
Ortağın paranla kaçtı mı?
¿ Tu socio se escapó con el dinero?
Dört adamımızın cesedini bulduklarında Maximus'un kaçtığını biliyor olmalıydılar.
Debían conocer la fuga de Máximo al encontrar los cuerpos de los cuatro.