Kaçırma traduction Espagnol
3,327 traduction parallèle
Adalet Bakanı haberlerde kaçırma olayının sonuna yaklaştığımızı açıklayacaktır.
Esto es un debate electoral. El Ministro de Justicia les informará esta noche.
Kaçırma, bir memuru tutuklu haline almak için kötü bir yol.
Secuestro, detención ilegal de una oficial...
Görünüşe göre ekipler, rastgele bir kaçırma değil.
Parece que fue una banda, no un robo al azar.
- Çocuk kaçırma öyle.
- El secuestro lo es.
Onu kaçırma, Nate.
Es para quedársela, Nate.
Bu çok iyi planlanmış ve kusursuz uygulanmış bir kaçırma olayı.
Este fue un secuestro muy planificado y perfectamente ejecutado.
Yani, bir kurtarma düzenledin, bir Jedi yıldız gemisi kaçırma girişiminde bulunmadın?
¿ Así que intentas decirme que estabas montando un rescate y no intentando secuestrar una nave Jedi?
Uyuşturucu, adam kaçırma, cinayet, hepsi de...
Drogas, secuestro, asesinato... por todo.
- Ve çocuk kaçırma da var, gidelim.
Eso es algo gordo. Y el secuestro de una menor, vamos.
Ama adam kaçırma, cinsel suçlar yok.
Pero no secuestro ni delitos sexuales.
Adam kaçırma, adam öldürme, federal ajana saldırma gibi çığırından çıkmasından mı bahsediyorsun?
¿ Salirse de madre en plan secuestro, asesinato y agresión a una agente federal?
Ama bir kolluk gücü olarak vergi kaçırma konusunda bir kaç şey bilirim.
Pero siendo un oficial de policía, ves, sé un par de cosas sobre evasión de impuestos.
Dün Justin Marks ve Connie Foster, iki sevgili ilk kaçırma alanından üç km ötede kayboldular.
Ayer, Justin Marks y Connie Foster, que estaban saliendo desaparecieron a 3 km del primer sitio de secuestro. - ¿ Una pareja?
Adam kaçırma eğilimi olduğuna dair bir şey bulamadım.
No hay nada que indique que sea capaz de un secuestro.
Bu gidiş bir adam kaçırma gibi görünüyor, Şef.
Parece a un secuestro, jefe.
Yine uçağı kaçırma.
No vuelvas a perder el vuelo.
Belki sebep uçak kaçırma değildi.
Tal vez el motivo no fue el secuestro.
Viskiyi de fazla kaçırma.
Y tómate con calma el whisky.
Adam bıçaklama, çocuk kaçırma üzerine çalıştım.
Practiqué apuñalamiento. Secuestro.
Sana verilmiş bu fırsatı elinden kaçırma.
Está es una oportunidad, ¿ verdad? Agárrala.
Okula dön, çocuk. Rahatımı kaçırma.
Debes ir a la escuela, qué molesto eres.
Polis, 10'dan fazla kadını kaçırma ve öldürme suçlarından şüpheli Park Doo-ho'yu Seul yakınlarında, taksici kılığında kaçarken yakaladı.
La policía arrestó a Park Doo Ho, sospechoso de secuestrar y asesinar... a más de diez mujeres cerca de Seúl, disfrazado como taxista.
Kaçırma!
¡ Agárrenla!
Listede, cinayet, adam kaçırma, saldırı...
Homicidio, secuestro, agresión.
- Adam kaçırma ve suikast teşebbüsleri.
Intentos de secuestro. De asesinato.
Adam kaçırma. İşkence.
Violaciones, secuestros, tortura.
Ama beyaz şarabı fazla kaçırma.
Sólo no te pases con el jerez.
İşin içinde yasak madde nakli, kara para aklama, vergi kaçırma, yabancı memurlara rüşvet verme olabilirdi.
Podía haber lavado de dinero, evasión fiscal sobornos a oficiales.
Kadınlar ve çocuklara karşı işlenen cinayet ve kaçırma suçları için zamanaşımı kuralı uygulanmamalı.
Para crímenes que incluyan... el asesinato y secuestro cometido contra mujeres y niños... los plazos de prescripción deberían ser abolidos.
Han kaçırma olayında... Zamanaşımının dolmasından önceki son 4 gün.
Quedan 4 días para que se cumpla el plazo de prescripción... del caso del secuestro de Han.
Han kaçırma davasında gerçek katil kim?
¿ El verdadero asesino? Caso del secuestro de Han ]
Dün gece polis, Han kaçırma olayının baş süphelisini yakaladı.
Anoche la policía arrestó al principal sospechoso del secuestro de Han.
Han kaçırma dosyaları
[Reporte del secuestro de Han]
Dün saat 12'de Han kaçırma davasındaki zamanaşımı süresi dolmuştu. Kaçırılan Han Chae-jin'in babası olan sürücülerden biri, Jung'un kendi çocuğunu kaçıran kişi olduğundan şüpheleniyordu.
A las 12 AM, cuando el plazo de prescripción del caso Han se cumplió... uno de los conductores era el padre del secuestrado Han Chae-Jin... y sospechaba que Jung era el secuestrador de su hijo.
Petrol ambargosundan, benzin krizinden,.. ... kaçırma, olimpiyatlardan sonra Arapların da para kazanmasını istemediler inan bana, özellikle bizim topraklarımızda.
Después del embargo del petróleo, de la crisis de la gasolina los secuestros, los Juegos Olímpicos no quieren ver a los Árabes hacer dinero.
İsrail, insan avının daha yeni başladığını söylerken Arjantin de bu insan kaçırma olayı hakkında İsrail'den açıklama talep etti.
La Cancillería argentina pide detalles sobre el secuestro de Eichmann y el Primer Ministro israelí anunció hoy que la caza comenzó.
Bunu kaçırma.
Vas a perdértelo.
Neyin peşindesin bilmiyorum adam kaçırma, dolandırıcılık, hırsızlık...
Y no sé en qué andas... Si es secuestro, extorsión, robo...
Toretto, o senin. Tam karşında, onu gözden kaçırma.
Toretto, está delante de ti no lo pierdas.
Onu adam kaçırma ile yargıladılar.
Lo acusaron de secuestro.
Frank'e, kaçtığı için 10 yıl, adam kaçırma için de 15 yıl verdiler.
Condenaron a Frank a 10 años por la fuga y a 15 por el secuestro.
Tuhaf. Çok fazla insan kaçırma olayı oluyor diye Güney Amerika'yı terk ettim.
Es curioso, me fui de Sudamérica porque había demasiados secuestros.
Sakın düğünümü kaçırma.
No te pierdas mi boda.
Sakın kaçırma!
¡ No erres ese disparo!
Uyuşturucu, fuhuş, adam kaçırma en büyük üç para kapıları.
La droga, la prostitución y el secuestro son sus mayores ganancias.
Kenai, Seward,'75 yılı burada Palmer'da kaçırma.
Kenai, Seward, 75 secuestro en Palmer aquí.
- Bu herifin 17 yaşındaki bir kıza kaçırma, tecavüzler ve işkenceler yapması, diğerlerini saymıyorum bile, ve ona bir yemek alıp bu konu hakkında soru sormayı zahmet olarak gördüklerine dair, bu adamlar ve DA ile bahse gireceğim. - Hala orada.
- Aún está allí..
Evet, kaçırma ve tecavüz etmenin bedeli, 99 yıl alabilirsin.
Bien, digo cargos de secuestro y violación, Eso podrían ser 99 años instantáneamente.
Tempoyu kaçırma son dört ölçüyü vurduğundan emin ol.
No fuerces el tempo, asegúrate de llegar a esos últimos cuatro compases.
Üzerinde çalıştığım bir kaç araştırma vardı...
Escucha, tengo mucha investigación sobre esto,
Yılları başkanın "etik olmayan" biyotek araştırma yasağından kaçınarak geçirdikten sonra beyin takımım bir çalışmayı bitirmek üzere.
Después de años de evadir el veto presidencial sobre investigaciones biotecnológicas "inmorales" mi tanque de ideas tiene ahora algo especial en desarrollo.