Kocamandı traduction Espagnol
195 traduction parallèle
Kocamandı.
Enorme.
Gözleri kocamandı.
- ¿ Qué aspecto tenía el de la barba?
Kocamandı.
Es enorme.
Bizim eve geldiğinizi hatırlasana. Senin gözlerin kocamandı.
¿ No recuerda el viento que sopla del Atlántico?
Kocamandı.
Unas enormes.
Gemi gibi kocamandı.
Era tan grande como un bote.
Mary'le sokakta çarpıştık ; bir varil kadar kocamandı.
Me la crucé en la calle, y estaba con una panza enorme.
- Kocamandılar.
- Grandes.
Amerika'da her şey kocamandır.
En América, todo es más grande.
Hayır, benimki kocamandır.
No, la mía es enorme.
Bir resmini görmüştüm. Ayakları kocamandı!
Vi una foto. ¡ Son enormes!
... upuzun elbise kolları ve pantolonlarıyla o kadar kocamandılar ki, sonra bu küçük adam ortaya çıktı ve elbisenin içinde kayboluverdi.
... y ellos eran tan grandes, con grandes mangas y el pantalón, y este pequeño hombre llegó y desapareció en el traje.
Ağzı kocamandı.
Su boca era grande.
Kocamandı! - Daha sonra.
- ¡ Después!
Kocamandır bunun aleti!
¡ Ese sí que tendrá un buen bate!
Tanrım, kocamandı.
Cielos, era tan enorme.
Göğüsleri kocamandı ve hareket ettilkçe sallanıyordu.
Sus pechos eran pesados y se balanceaban en cuanto se movía.
Her ne ise, kocamandı.
Fuese lo que fuese, era grande.
Dişlerin kocamandı.
Tenías dientes enormes.
Buzula tırmandı, evden kocamandı.
Salió del hielo. Era más grande que una casa.
Charlene'imin kafası kocamandı, malum.
Porque mi Charlene tenía una gran cabeza.
Tanrım, kocamandı.
Dios mío, era enorme.
Büyük dev bir adam, kocamandı arkamı ovdu, iyi de geldi.
Un hombre enorme y me frotaba la espalda.
O... Yani, o... o... kocamandı.
¡ Era enorme!
Kocamandı.
Era enorme.
- Kocamandı.
- Esa cosa era gigantesca.
Tüm ekranı kaplıyordu. Kocamandı. Tanrım, öyle büyüktü ki.
Estaba ante mi pantalla... grande... por Dios, tan grande... luego algo pasó frente a mis ojos.
O kocamandı!
¡ Era gigante!
Bence kocamandır.
- Es enorme.
Ayakkabı mağazasına bir kadın geldi bugün o kadar kocamandı ki, Green Peace tarafından korunuyor. Ve 35 numara ayakkabı sordu.
Una mujer entra en la tienda Tan grande que está protegida por Greenpeace Y me pide zapatos talla cuatro.
- Kocamandı.
- Era inmensa.
Kocamandı.
- Era enorme.
Ve, küçüğün ne olduğu söylenecekse eğer : küçük kocamandır.
Y, siendo poco lo que hay que decir, es inmenso.
Bir şekilde yanlarında olabiliyordum ve etrafımdaki her şey kocamandı.
Yo solía ir a su lado de alguna manera, y todo fue grande a mi alrededor.
Aleti kocamandır.
Le cuelga como a un burro.
Çok genişti. Kocamandı.
Grande y cuadrado.
- Mutfakta. Ve ellerim böyle kocamandı. Büyük alüminyum eller.
Y yo tenía unas manos gigantes, como manos gigantes de aluminio.
Yatağım kocamandır. Yatağın kocaman demek.
- Mi cama es grande.
Hayır, yani adam kocamandı.
No, Es decir, él era enorme.
Kızın ayakkabıları kocamandı.
Tenía ese zapato grande y todo.
Kocamandı, 50 kilodan fazla çekerdi.
Un pez enorme, de 50 kilos o más.
Kocamandı, inanılmaz derecede büyüktü!
¡ era enorme, terriblemente grande!
Jenine'le çıkarken vardı sanırım Güzelmiydi bilmiyorum ama... kocamandı.
Fue cuando salía con Janine y no sé si era lindo, pero era... enorme.
O kadar kocamandı ki ikiz sandım.
Tan grande, que pensé que era gemelas. -
- Çok kocamandı!
Dios, ese fue uno grande.
Kocamandı!
Tu viste lo gordo que era.
Anne, kocamandı.
- Mamá, fue espectacular.
40 yaş kocamandır!
Cumplir 40 es importante!
Kocamandır. Çok azgındır.
Es grande, caliente.
Üstelik benim kafam da kocamandır.
Y tengo cabeza grande.
Neyim kocamandı?
¿ Que yo tenía qué?