Kokuyor traduction Espagnol
8,758 traduction parallèle
Çok kötü kokuyor.
Huele horrible aquí.
Birileri pis bebek bezi gibi kokuyor.
Huele a que alguien tiene un pañal con popó.
- Kötü kokuyor.
- Huele raro.
Oh, kokuyor.
Oh, apesta.
Açlıktan nefesin kokuyor.
Sí, de acuerdo, León. Quiero decir, que apenas tiene una olla a mear en.
Burası kokuyor.
Este lugar apesta.
Yemek güzel kokuyor.
Huele bien.
O sıvı gibi kokuyor.
Huele a fluido.
- Öyle mi kokuyor? - Evet..
¿ Así huele?
Burası çok pis kokuyor ve çok yağmurlu.
Este lugar es muy lluvioso y apestoso.
Terin tarçın kokuyor ya.
Tu sudor huele a canela.
Vişneyle vanilya kokuyor.
Huele a cereza y vainilla.
Bir şey balık kokuyor.
Algo me huele mal.
Bokun senden daha iyi kokuyor.
Tu mierda huele mejor que tú.
Ölü kokuyor ya.
Huele a muerto.
- Burada kokuyor.
Esto huele mal.
- Burası kokuyor.
¡ Cuidado! - ¡ Aquí apesta!
Leş gibi kokuyor.
Dios, esto apesta.
Alex, Pijamalarını giydim, saçım başım karışık, ağzım yosun gibi kokuyor, ve çılgın bir hanımefendi gibi davranıyorum.
Oh, Alex, traigo puestas tus pijamas y... mi cabello está todo enredado y mi boca está toda amarga, y me comporto como una vieja loca.
Bütün araba esrar ve alkol kokuyor.
Todo el puto van huele a marihuana y alcohol.
- Güzel kokuyor.
Huele bien aquí.
Burası peynir gibi kokuyor!
¡ Aquí abajo huele a queso!
Fazlaca lazanya yedim diye peynir kokuyor olabilirim.
Estarás a salvo. Gatea conmigo. Debo protegerte.
Harika kokuyor.
Huele increíble.
- Nefesin kokuyor olmasın?
Será por tu boca.
- Ne güzel kokuyor.
Linda nariz.
Dikdörtgen, anayol dışında ve kokuyor.
Es rectangular, pasado de la fecha, y apesta.
Tanrım burası iğrenç kokuyor.
Dios, apesta aquí.
- Luis'in koltukaltı gibi kokuyor.
Huele como las axilas de Luis.
- Bu yapıştırıcı leş gibi kokuyor!
¡ Este pegamento apesta!
Nefis kokuyor.
Huele delicioso.
Bunun nefesi kokuyor.
Este tiene mal aliento.
- Ve sidik gibi kokuyor. İyi bir özellik.
- Y huele a pis, lo que le da carácter.
Theo gibi kokuyor.
Huele igual a Theo.
Güzel kokuyor, değil mi?
Huele bien, ¿ no?
Güzel kokuyor.
Dulce aroma.
Bu doğru, güzel kokuyor?
Huele bien, ¿ no?
Bu sandalye bok kokuyor.
Esta silla. Huele a mierda.
- Benzin gibi kokuyor.
¿ Es gasolina?
- Evet, harika kokuyor.
Sí, huele increíble.
Güzel kokuyor değil mi?
Huele rico, ¿ no?
- Güzel bir şey kokuyor.
- Algo huele bien.
Ağzı iğrenç kokuyor!
¡ El aliento de murciélago me está matando!
Ma, harika kokuyor.
¡ Huele buonissimo!
Sıradan insanlar gibi kokuyor.
Huele a plebe.
Baksana, ağzım kokuyor mu?
Oye, ¿ tengo mal aliento?
- Tanrım, ayakların kokuyor.
- Jesús, este pie apesta.
Malzeme dolabında uyudu ve ölü iskele oruspusu gibi kokuyor.
Durmió en el armario de suministros, y huele como prostituta muerta en el muelle.
Tanrım! Nefesin kedi maması gibi kokuyor.
Tu aliento huele a comida para gato.
Bu domuz bok gibi kokuyor.
Este cerdo huele a mierda.
Lavabo leş gibi kokuyor.
El baño apesta.