Kokuyorsun traduction Espagnol
2,346 traduction parallèle
Garip kokuyorsun.
Hueles raro.
- Aynı bir erkek gibi kokuyorsun.
- Hueles a... a hombre.
Salağın tekisin, ayrıca üzerine birisi işemiş gibi kokuyorsun.
Eres estúpida, y hueles como si alguien meara en tu ropa.
Koç, leş gibi kokuyorsun ya.
Entrenador, hueles, tío.
Tatlım, hâlâ barbekü gibi kokuyorsun.
Cariño, todavía hueles a barbacoa.
Çünkü içki kokuyorsun.
Porque hueles a alcohol...
- Güzel kokuyorsun.
- También hueles bien.
Tanrım, harika kokuyorsun.
Dios, hueles bien.
Haydi ama. Gerçekten o kadar incitici miydi? Güzel kokuyorsun.
Oh, vamos. ¿ Fue tan doloroso? Hueles bien.
Domuz pastırması gibi kokuyorsun.
Tu hueles a bacon.
- Sen domuz pastırması gibi kokuyorsun.
- Hueles a bacon.
Bazen sen de suni köpük gibi kokuyorsun.
¿ Por qué paso? Ella huele como una bola de naftalina.
Fiyasko kokuyorsun.
Apestas a fracaso.
- Aslına bakarsan Gail haklı. Acayip kokuyorsun.
- Realmente, Gail tiene razon.Eres un tipo asqueroso, hombre.
Sen de dezenfektan kokuyorsun.
Usted huele a desinfectante.
İğrenç kokuyorsun.
Tu apestas.
Asiye kaç kez beni yataktan kovmuştur "git ölü kokuyorsun" diye.
Asiye acostumbraba a echarme de la cama pues yo olía a cadáver.
Evet, sen de kokuyorsun.
Sí... hueles.
Sen de hoş kokuyorsun.
Bueno, tú también hueles bien.
- Leş gibi kokuyorsun, Bo?
- Apestas a orina, Bo.
Tekrar ediyorum, leş gibi kokuyorsun. Ceketim kokuyu çok çabuk emer.
Repito : apestas a orina, y este saco absorbe olores con facilidad.
Alkol kokuyorsun.
Hueles a alcohol.
Sen Allison gibi kokuyorsun.
Y tú hueles a Allison.
Hmm, aynı okyanus ve spa yağı kokuyorsun.
Hmm, hueles a océano y manteca de karité.
Obje avı yüzünden kokuyorsun.
Apestas de una cacería de artefacto.
Çamaşır suyu gibi kokuyorsun.
Hueles como a lejía.
Çok güzel kokuyorsun.
Hueles muy bien.
Demek bu yüzden sürekli esrar kokuyorsun.
Por eso es que siempre hueles a ello.
Güzel kokuyorsun.
Hueles bien.
Harika kokuyorsun.
Hueles muy bien.
Ev yapımı içki kokuyorsun.
Hueles a alcohol casero.
"Yoga dersinden sonra kokuyorsun." demek.
Significa : "apestas después de las clases de yoga".
Madem ölü değilsin, neden bu kadar kötü kokuyorsun?
Entonces, si no estás muerto, ¿ como es que hueles tan mal?
Beri yandan, çok güzel kokuyorsun.
Por otro lado, hueles muy bien.
Garip bir erimiş peynir gibi mi kokuyorsun?
¿ No huele como a un raro, queso caliente?
Çok hoş kokuyorsun.
¡ Qué bien hueles!
- Akrep gibi kokuyorsun.
- Suenas como de Escorpio.
Sigara kokuyorsun ama parmaklarında ya da dişlerinde sararma olmaması kızın sigara içtiğini gösterir. Ayrıca ya duş almamışsın ya da kıyafetini değiştirmemişsin.
Huele a cigarrillo, pero la ausencia de amarillo en sus dedos y dientes indica que ella es la fumadora, y usted no se duchó ni se cambió.
Olan şu ki, terlemişsin ve kokuyorsun.
Bueno, el problema es que... estás sudando. Y... y hueles.
Karev, felaket kokuyorsun.
Karev, apestas.
İçinde alkol fabrikası işletiyormuş gibi kokuyorsun.
... Sugurió que no había sepsis pulmonar. Hueles como si estuvieses sudando alcohol.
Akasya ağacının deri kokusu yayan hali gibi kokuyorsun.
Más o menos una especie de mezquite con cuero.
Ve kokuyorsun
Y hueles mal.
Sen benim üvey babamın basketbol oynadıktan sonra ki gibi kokuyorsun.
Hueles a mi padrastro después de que juega baloncesto.
Sakin ol. Aman tanrım. Burbon kokuyorsun.
Dios, Apestas a bourbon.
Sende bayağılık kokuyorsun.
Tú apestas a mediocridad. ¿ Qué es peor?
Onca diğer şey arasında, hatta harika bile kokuyorsun.
Entre otras cosas, siempre hueles genial.
Bira kokuyorsun.
Apestas a cerveza.
Domuz gibi kokuyorsun
Estás sudando como un cerdo.
- Güzel kokuyorsun.
Hueles bien.
Güzel kokuyorsun.
Y mi sabor es incluso mejor. ¿ Qué estás haciendo? Hueles bien.