Kolay mı traduction Espagnol
5,336 traduction parallèle
Söz vermek senin için hep böyle kolay mı?
¿ Siempre repartes promesas tan fácilmente?
Yeterince kolay mı?
¿ Está bastante claro para ti?
O kadar kolay mı?
¡ Pero qué fácil que es todo para vos!
Hayır. Yoksa kolay mı diyecektin.
No. ¿ O fácil, quizá fácil?
Yoda'nın yerine yenisini koymak o kadar kolay mı sanıyorsun?
¿ Crees que es tan simple reemplazar a Yoda?
O kadar kolay mı olacak sandın?
¿ Creías que iba a ser tan fácil?
Bu kadar kolay mı?
¿ Es así de fácil?
O kadar kolay mı?
¿ Así de fácil?
Bir erkekle bu kadar kolay mı çıkarsın?
¿ Saldrías con un tipo así de fácil?
Önce kolay olanlardan başlayalım. Konuşacak bir sürü ıvır zıvır var.
Empecemos con la parte fácil hay que tocar muchos temas.
Önce kolay olanla başlayalım sonra sıkıntılı kısma geçeriz.
Luego ya pasaremos a los temás más incómodos.
İşe çağrıldım. Ben gideyim, sana kolay gelsin.
Me llaman, te dejo que trabajes.
Tamam mı? Kolay yolda, sizden istenilen her şeyi yaparsınız.
La forma sencilla es cuando hacen lo que se les dice.
İçini gururla doldurmanın bu kadar kolay olacağını bilseydim uzun zaman önce Starbucks'da çalışmaya başlardım.
Si hubiera sabido que era tan fácil hacer henchir tu pecho de orgullo, habría solicitado un trabajo en Starbucks hace tiempo.
Hayır, onu biraz daha kolay yakalamaya çalışıyorum. Sonra yapacağımız şey o.
No, atraparlo es la parte fácil Es lo que hacemos con él luego
Orada "Üçlü Evlilik Yüzüğü" yapmaları daha kolay olmaz mıydı?
¿ No sería más fácil que hicieran una Alianza Triple?
Kolay olacağını söylemedim ama elimden geleni yapacağım.
No dije que iba a ser fácil. Pero voy a hacer todo lo que pueda.
Bana fazla kolay olmuş gibi göründü. Bütün hayatını bu saldırıyı planlamaya adadıktan sonra böyle basit bir hata mı yapacak? Evet, katılıyorum.
Bueno, algo de eso parece demasiado fácil.
Bu sefer kıyafetlerimi o kadar kolay çıkaramayacaksın bayım.
Esta vez no me quitará la ropa tan fácilmente, señor.
- Tanrım. - İtalya'daki sistem farklı ki bu da keyfiliğini görmeyi daha kolay yapıyor.
- El sistema en Italia es diferente, lo que hace que sea más fácil ver que es arbitrario.
Kuyruğu da biraz koyu renk yaptım. Hareketi izlemek daha kolay olur.
La aleta es más oscura para seguir el movimiento más fácil.
Sanırım... ölüm... bilmiyorum... kolay görünüyor.
Supongo que sí. La muerte parece... no sé... más fácil.
Yukarıya çıktık mı gerisi kolay.
Allá arriba es muy cómodo.
Bu kadar kolay kanmanıza şaşırdığımı söylemeden edemeyeceğim.
Debo decir, me sorprende cuán crédulo es usted.
Yolu tarif etmede biraz sorun çıkardığımı biliyorum. Kolay bulabildiniz mi peki?
Sé que vivo en un lugar un poco apartado. ¿ Le costó encontrarlo?
Ama ben senin için kolay lokmayım.
- Voy a ir con calma contigo.
Ne gerek var ki? İnternetten araştırdım, çok kolay bir şey.
Lo busqué en google, es super fácil.
Kolay kısmı bu, çünkü bir fırlamayım, ama zor olan kısmını terapistimden aldım.
La parte fácil es porque soy un cabrón, pero la más difícil la hablo con mi terapeuta.
Umarım üniversite kolay olur.
Afortunadamente la universidad será fácil.
Kolejde top oynadığımızdan beri zayıf yönünü gözlüyorum hatırladığım kadarıyla, parmakta oynatılmaktan ne kadar nefret ettiğini düşünmek hiç de kolay bir iş değil.
Te he estado vigilando las espaldas desde que jugábamos al béisbol en la universidad... lo cual, hasta donde recuerdo, no era tarea fácil considerando cuanto odiabas estar en defensa.
Billy'e yardım etmek benim için kolay.
Es fácil para mí ayudar a Billy.
Sanırım ikimiz de bunun kolay olmadığını biliyoruz.
Creo que los dos sabemos que no fue fácil.
Sahilde pek çok güzel hostel var ve paraya ihtiyacımız olursa iş bulmak oldukça kolay.
y es fácil conseguir trabajo si necesitamos dinero.
Sanırım benim için işler daha kolay, çünkü Ryan'ı tamamen aştım.
Aunque, supongo que es más fácil para mí porque he superado completamente lo de Ryan.
Böylesi çok kolay olmaz mı?
Qué conveniente, ¿ no?
- Sarhoşken daha kolay olacağını mı düşündün?
¿ Crees que se haría más fácil de esa manera? Mike.
Çok kolay gibi gösterdin, arkadaşım.
Haces que parezca fácil.
Hayat burada kolay değil ama biz en iyisini yapıyoruz, tamam mı?
La vida no es fácil aquí, pero hacemos lo que podemos, ¿ ok?
Bu kadar kolay olacağını mı sanıyorsun?
Realmente crees que va a ser así de fácil, ¿ cierto?
Kolay olacağını mı sanıyordun?
¿ Pensaste que sería fácil?
Düşündüm ki sizin için daha kolay olur bu. Yanılmışım.
Supongo que pensé en lo que podría pasar, como con papá, y pensé que si era distante, sería mucho más fácil para ustedes.
Kazandığım en kolay...
El dinero más fácil que nunca eh...
Tamam kolay olanla başlayalım.
Bien, empecemos con una fácil.
Söylemesi kolay anladın mı?
No se te traba la lengua, ¿ sabes?
Bak, o kadar kolay değil, tamam mı?
Mira, en realidad no es tan simple, ¿ vale?
Erkeklerden hoşlanırım ama söylemem gerekir ki tanıştığım gibi unutmam da çok kolay olurdu Andy ile tanışana kadar.
Bueno, me gustan los hombres, pero debo decirle, que los olvido así como los conozco, hasta que alguno se queda, como Andy.
Ama yine de senin için kolay bir dille anlatayım.
Pero permíteme explicarlo de todos modos.
Genelde en kolayından en zoruna doğru ilerleriz ama madem bu sene geleneklere karşı geliyoruz benim en sevdiğim güçle başlayalım.
Por lo general va de lo más fácil a lo más difícil. Pero como estamos rompiendo las tradiciones este año...
Sanırım yargıcı sana söylediği şeyi yaparsan hayatın daha kolay bir hal alacak.
Parece que tu vida sería mucho más fácil si hicieras lo que el juez dijo.
- Kolay olacağını mı sanıyorsun?
¿ Crees que será más fácil?
Gerçekten katılsan daha kolay olmaz mıydı?
¿ No sería más fácil si haces estas cosas de verdad?