English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Kötü haber mi

Kötü haber mi traduction Espagnol

389 traduction parallèle
İyi haber mi, kötü haber mi?
¿ Son buenas o malas noticias?
- Kötü haber mi?
- ¿ Malas noticias?
- Kötü haber mi? Hayır, Ziegfeld'den.
- No crees que te abandonaría, ¿ verdad?
Kötü haber mi efendim?
¿ Malas noticias, señor?
Kötü haber mi?
¿ Malas noticias?
Kötü haber mi?
¿ Una noticia desagradable?
Öyle mi? Yoksa bize kötü haber mi getirdiniz?
Quizá traiga malas noticias.
Miriam, kötü haber mi getirdin?
Saúl. Miriam, ¿ traes malas noticias?
- İyi haber mi getirdin, kötü haber mi böyle paldır küldür?
- ¿ Buenas o malas noticias las que traéis?
Kötü haber mi efendim?
- ¿ Malas noticias, señor?
- Kötü haber mi?
¿ Malas noticias?
Ne oldu, kötü haber mi?
¿ Qué ocurre? ¿ Malas noticias?
Kötü haber mi? Fritz, arkadaşlarımdan biri, bu adadaki diğer beyaz adam olabilir.
Fritz, un amigo mío, resulta que él es único otro hombre blanco en la isla.
Kötü haber mi?
Malas noticias?
Kötü haber mi? Kötü haber mi var?
¿ Qué malas noticias?
İyi haber, kötü haber mi?
¿ Buenas noticias, malas noticias?
Kötü haber mi? Öyle diyebiliriz.
¿ Malas noticias?
Marilyn, önce kötü haber mi, iyi haber mi?
Marilyn, truco o trato.
- Kötü haber mi? - Evet!
¿ Malas noticias?
Kötü haber değil, değil mi, canım?
¿ No serán malas noticias?
Bu sizin için kötü bir haber mi Bayan Muller?
¿ Es una mala noticia para uste Sr. Muller?
Kötü bir haber mi?
¿ Noticias malas, muchacho?
Bunun anlamı kötü haber, değil mi?
¿ Es que hay malas noticias?
İyi haber mi yoksa kötü mü bilmiyorum Bayan Irma.
Ni siquiera sé si la noticia es buena o mala para usted, señora Irma.
Kötü bir haber, değil mi?
Son malas noticias, ¿ no?
El yazım öyle kötü ki, bazan keşke doktor olsaydım, diyorum.
Mi caligrafía es tan fea que a veces pienso que debería haber sido médico.
Peruğumu unutmam kötü oldu.
Debería haber recordado mi peluca.
Yine mi kötü haber?
¿ Malas noticias?
# Şimdi, öğlenleyin uyandığım zaman # # ki bu beni memnun ediyor, kimse bana kötü haber getirmesin # # çünkü zaten negatif biçimde uyanıyorum # # ve fitilim tutuşmuş durumda o yüzden, kimse bana kötü haber getirmesin #
Todo lo dijo ella. Puede ayudarnos señor? - Que hay para mi?
Eğer benim sevgili babam vasiyetine o garip şartı koymuş olmasaydı bu kötü durumda olmazdın.
De no haber sido por mi querido papá y esa cláusula en su testamento, nunca te encontrarías en este aprieto.
Bana kalırsa duyduğum en kötü haber.
¡ Para mi es la peor información que alguna vez haya escuchado!
- Kötü haber, öyle mi ufaklık?
Mala noticia, pequeñín.
Kötü bir haber mi istiyorsun?
¿ Tanto quieres este reportaje?
- Kötü bir haber mi?
- ¿ Son malas noticias?
Hayatım boyunca bu kadar çok kötü haber duymadım!
¡ En toda mi vida había oído tanta mierda!
Komiser, sanırım, karım için kötü haber olduğunu söylediğinizde, anlatmak istediğiniz şuydu :
Teniente, supongo que cuando me dijo Que tenía malas noticias para mi esposa, Que significa que su marido no sólo asesinó a su amante,
İkinci kötü haber şu, Milis Teşkilatı 18 yılın ardından istifa etmemi istedi.
La mala noticia es que la Guardia Nacional ha pedido mi dimisión después de 18 años.
Bana kötü haber getirdin değil mi?
¿ Estás tratando de darme una mala noticia?
Bir buçuk gündür ölüyken bir kötü haber daha duymak hoşuna gider mi?
¿ Cómo te sentirías si hubieses estado muerto durante un día y medio... y alguien te trajera más malas noticias?
Kötü haber mi?
Wednesday, ¿ Malas noticias?
Kötü bir haber mi aldın?
¿ Le han dado malas noticias?
Sahi mi? Kötü haber nedir?
- ¿ Cuáles son las malas noticias?
İyi haber mi kötü mü?
¿ Son buenas noticias o malas?
Önceki hayatımda çok kötü bir şey yapmış olmalıyım.
Debí haber hecho algo muy malo en mi vida anterior.
- Savaşın için kötü haber değil mi?
- ¿ Malas noticias para la guerra?
Kötü bir haber mi?
¿ Malas noticias?
Haber iyi mi, kötü mü?
¿ Las noticias son buenas o malas?
- Kötü haber buymuş, öyle mi?
- Ésa es la mala noticia, ¿ eh?
Kötü haber, cüzdanımı evde unutmuşum, yani bu seferki korkarım senden Frasier.
La mala es que dejé mi cartera en casa, así que, Frasier, tendrás que pagar tú.
Kötü bir haber mi?
Malas noticias?
Kötü haber : Karen Horwitz döndü ve biraz köpeğim Pupple'ın kendisini kuduz yüzünden uyutmamızdan önceki hâline benziyor, iyi haber : Şu Jason Roberts seninle gerçekten ilgileniyor.
La mala es que Karen Horwitz regresó y se ve como mi perro cuando tuvo rabia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]