English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Kızılderililer

Kızılderililer traduction Espagnol

911 traduction parallèle
Teksas tarafındaki Kızılderililer seni soyabilirler ama kafa derini yüzmezler.
Si, por eso me voy a Texas te robaran, pero no toman tu cabeza.
Bu Kızılderililer asla olduğunu sandığın kadar ölü değillerdir.
Estos indios nunca están tan muertos como crees.
Kızılderililer buraya "Rüzgarlar Diyarı" derler.
Los Injuns la llaman la "Tierra de los Vientos".
Büyük bir gariplik, kızılderililer kuzey rüzgarının bulutlarda yaşayan hayalet bir at olduğunu düşünür.
Qué inocentes, los Injuns creen que el viento norte... es un caballo fantasma que vive en las nubes.
Kızılderililer öldürmüş diye duydum.
Oí que lo mataron los indios.
Kızılderililer yapmış süsü verilmiş.
Parecía que habían sido los indios.
Kızılderililer asla böyle bir şey yapmaz.
Los indios no hicieron esto.
Hayır. Kızılderililer benim dostumdur.
Verán, los indios son mis amigos.
Flack, kızılderililer günlerdir duman işareti gönderiyorlar.
Los indios llevan enviando señales de humo varios días.
Zeke, seni yalancı düzenbaz o kızılderililer Coleman'a eş olsun diye Cameron'un kızı kardeşini satın alıyor.
Zeke, viejo mentiroso. Ese indio está comprando a su hermana para ser la esposa de Coleman.
Kızılderililer ile ilgili söylentiler doğru mu?
- ¿ Qué es esto que dicen de los indios?
Kızılderililer bizi durdurmak için batıda toplanıyorlar.
Se están reuniendo al oeste para bloquearnos el paso.
Eğer kızılderililer o arabalara rastlarsa, hepsini öldürürler.
Si los indios atacan a esos carromatos, los matarán a todos.
Kızılderililer yakaladı sanmıştım, Ruggles.
Creí que los indios te habían atrapado, Ruggles.
Ama savaş boyunca düşman Kızılderililer oradaki yerleşimcileri katletti.
Durante la guerra, indios hostiles masacraron a nuestros colonos allí.
Kızılderililer herşeyi satar.
Los indios venden cualquier cosa.
Kızılderililer vurdu.
- Se lo llevaron los indios.
[Jake] Kızılderililer böyle düşünür.
Los indios entienden esas cosas.
Kızılderililer ve Toriler hakkında söylediklerinden dolayı korkmadın değil mi?
¿ No te habrá asustado eso de los conservadores y los indios?
Kızılderililer hakkında düşünmüyordum bile.
Ni siquiera estaba pensando en los indios.
Kızılderililer savaşyolunda.
Indios venir en son de guerra.
Gil, Kızılderililer, bir daha bu yoldan gelmeyecekler değil mi?
Gil, los indios... no volverán por aquí, ¿ verdad?
- Kızılderililer.
- Indios.
Bütün gün burada Kızılderililer'den başka bir şey düşünmeden oturunca insan geriliyor biraz.
Cualquiera se pone nervioso sentado aquí como un tonto, pensando Sólo en los indios.
- Kızılderililer geri dönüp beni de öldürecek!
- ¡ Los indios regresarán a matarme también!
Bu kızılderililer niye buraya geldiler?
¿ Por qué vienen aquí esos indios?
- Kervana saldıran ve atları çalan Kızılderililer Big Eagle'ın kampından değildir.
Los indios que mataron la caravana y robaron caballos... no ser del campamento de Águila Grande.
Ancak bu nedenle gelecekteki dostluğumuzu daha da pekiştirmek için bir kağıt hazırladım, Beyaz adamla Kızılderililer arasında dürüst ve adil bir bağ, bir anlaşma.
Pero para que no haya malentendidos en el futuro... he preparado un documento, un acuerdo justo y honorable... entre el hombre blanco y el rojo.
- Kızılderililer gidiyor. - Yaa
Los indios están saliendo.
Sanırım Kızılderililer ata binmeyi bebekken öğreniyorlar, değil mi?
Supongo que los indios aprenden a montar cuando son bebés, ¿ verdad?
Kızılderililer daima kadınlarına kendileri çok üstünmüş gibi davranır.
Los indios siempre tratan a las mujeres con aires de superioridad.
Kızılderililer daha iyi dans eder.
Danza india mejor.
Bu kızılderililer gerçekten problemli.
Estos indios son un verdadero problema.
Kızılderililer Bay Chambers'a atlarını geri vermek istedi.
Los indios le intentaron vender de vuelta al Sr. Chambers sus propios caballos.
Kızılderililer bundan hoşlanmadı ve onlar ayrılırken işçiler onların atlarını kovaladı ve onlara saldırmaya başladılar.
A los indios no les gustó y cuando intentaron marcharse... los obreros los bajaron de sus caballos y empezaron a golpearlos.
Gelecekte, demiryolu binasını korurken Kızılderililer ve Atlı dağ polisine bırakın bu işleri
En el futuro, aténgase a la construcción de su ferrocarril... y deje que la policía montada lidie con los indios.
Eğer öldürürlerse, daha da fazlası gelecek... ve bu kızılderililer için kötü bir ilaç olacak.
Si es así, vendrán muchos más... y será un hechizo muy malo para los indios.
Kızılderililer onları da öldürecek
Los indios matarlos a ellos también.
Ama o, eğer kızılderililer görürse onların seni öldüreceklerinden korkuyor
Pero teme que si los indios le ven -
Kızılderililer mi?
¿ lndios?
Bugün Kızılderililer günü.
Hoy es el Día de los Indios.
Uzmanlığım Kızılderililer.
Mi especialidad son los indios.
Şu anda Kızılderililer çıksa bile aldırmazdım.
Pues no me importaría ver a un indio.
- Kızılderililer!
- ¡ lndios!
Kızılderililer demek.
Indios, ¿ eh?
Kızılderililer hep kafa derisi yüzmezler eğer bizimkiler onlarınkini yüzmezlerse.
Los indios no siempre arrancan las cabelleras. No, si primero se la arrancas tú a ellos.
Kızılderililer sığırları çaldı.
Los indios. Se han llevado el ganado.
Size kızılderililer gibi giyinip, sığır çalmayı mı emretti?
¿ Os ha ordenado él disfrazaros de indios y robar ganado?
- Kızılderililer mi? - Evet.
- ¿ indios?
Kızılderililer mi?
¿ Indios?
Kızılderililer!
¡ Indios!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]