Kızın mı traduction Espagnol
36,714 traduction parallèle
Queens, iyi birine benziyorsun, gerçekten ama sekiz yaşındaki kızımın astronotlarla konuşma şansı Yankilerin seriyi alma şansından daha fazla.
Queens, pareces maja, de verdad, pero mi hija de ocho años tiene más posibilidades de hablar con los astronautas de la lanzadera que los Yanks de ganar la Serie.
Kızın kızın ile ilgili olan kısım neydi?
Tu hija... ¿ qué era esa parte sobre tu hija?
Kızımın vaftiz törenine.
El bautizo de mi hija.
Küçük kızımın polis olduğuna inanabiliyor musunuz?
¿ Podéis creer que mi pequeña es policía?
Üzgünüm ama kazaya kızınızın sebep olduğunu söylemek zorundayım.
Pero me temo, que su hija ha sido quien ha provocado el accidente.
- Kızımın son sınıfını ödüyorum.
Estoy pagando el último año de instituto de mi hija.
- Müziği kısacak mısınız, ben de biraz çalışabileyim?
¿ Bajaréis la música para que pueda hacer algo de trabajo? Vale.
Kız kardeşimi göz altına mı aldınız?
¿ Tiene a mi hermana en custodia?
Bu zavallı kızın, yanında kendini güvende hissettiği bir arkadaş uydurması şaşırtıcı mı?
¿ Es una sorpresa que esta pobre niña se inventara una amiga con la que sentirse segura?
Çağımızın en kışkırtıcı ve kutuplaştırıcı şahıslarından biri.
Es una de las figuras más provocativas y polémicas de nuestro tiempo.
Mason'ın ailesi, kendi kızım üstünde iyi etkim olmadığına karar vermiş.
La familia de Mason ha decidido que no soy una buena influencia para mi propia hija.
Bu benim küçük kızım.Şuna da bi bakın.
Esa es mi niñita. Mírala.
Hey kızlar, otçu kızın numarasını bilen var mı?
Chicas, ¿ tenéis el número de la chica de la hierba?
Beyinsiz asalak olmaktan sıkılmadınız mı?
¿ No estás cansado de ser un esclavo descerebrado?
Hepiniz beyinsiz asalak olmaktan sıkılmadınız mı?
¿ No estáis todos cansados de ser esclavos descerebrados?
Hala kızını kurtarmak için zamanımız var.
No está todo perdido. Aún hay tiempo de salvar a tu hija.
Kızımın bana ihtiyacı var.
Mi hija me necesita.
Zed, kızı ışığa maruz bırakır mısın?
Zed, ¿ la expondrás a la luz?
- Halen sana bakışım kızını seven bir babanın kızına bakışı gibi.
- Te sigo viendo como a un padre que ama a su hija.
Kızımın hayatı üzerine yemin ederim.
Lo juro por mi hija.
Ona kızının çıplak fotoğraflarını internete koyacağımı falan söyledi!
¡ Le dijo que yo subía fotos de ella desnuda a Internet!
Bu senin eski kız arkadaşın Olivia mı?
Hey, ¿ esa es tu ex novia, Olivia?
Cole, kızını bizim kapımızın önüne bıraktı.
Cole, abandonó a su hija en nuestra puerta.
Kızımın doğum günü.
Es el cumpleaños de mi hija.
Ve ben yokken yaptığın her şey için sana çok minnettarım. Ama o benim kızım.
Y te estoy muy agradecida por todo lo que hiciste durante mi ausencia pero ella es mi hija.
Kıyafetlerden, altınlardan ya da gözümün üzerindeki yara izinden dolayı mı tanımadınız?
qué tal la cicatriz sobre mi ojo?
Kızın pelerinine sihir bozma büyüsü yapmıştım.
Puse un hechizo de debilidad en el abrigo de la chica.
Bazen annemi ve kız kardeşlerimi hayal ediyorum. Onların yanına gidip, mutlu oluyorum. Sonra bir uyanıyorum ki buradayım.
A veces estoy soñando con mi mamá, con mis hermanas, y estoy ahí, y siento que estoy ahí con ellas y estoy feliz, y me despierto y estoy acá, y fue un sueño.
Kızınızın bir arkadaşıyım.
Una amiga de la hija.
Bir kış gecesi, 12 yaşıma basmıştım. Uyandım ve kendimi sokağımızın en sonundaki köşede dururken buldum.
Una noche, en invierno cumplí 12... desperté y me encontré parada en la esquina... realmente al final de nuestra calle.
Hapisten çıkıp kırmızı araba mı aldın?
- No. ¿ Saliste de la cárcel y te compraste un coche rojo?
Tanrıya şükür. Açık mısınız?
Gracias a Dios. ¿ Está abierto?
- Kızımın başına bir şey mi geldi?
- ¿ Nuestra hija?
- Şimdi mi? Kızımın düğününde mi?
Estoy en la boda de mi hija, no entiendo.
Sokaklara çıkın, Pietro'dan nefret eden veya korkan kimse arayın Ve onlara iyi ödeme yapacağımızı söyleyin.
Id a la calle, buscad entre quien no está contento, quien odia a Pietro, quien tiene miedo, y hacedles saber que les pagaremos, y les pagaremos bien.
Kendi elemanlarımızın bile kıramadığı bir şifreleme duvarına çarptık.
Nos chocamos con una encriptación que ni siquiera nuestros hombres pueden descifrar.
Çünkü kızgın tanrılar çocuklarımızı kül ettiler ve elimizden hiçbir şey gelmedi.
Porque unos dioses furiosos quemaron a nuestros hijos y no pudimos hacer nada para impedirlo.
Daha önce belki onun kızgınlığını aldığımızı söylemiştin.
Antes has dicho que tal vez estamos percibiendo su ira.
- Umarım kızını bulursun.
Espero que encuentre a su hija.
Mars'ın son kızıyım.
Soy la última hija de Marte.
Babanızın ürkütücü, eski hatıralık eşyaları diye düşünmüştüm ama sanırım olabilir.
Asumí que eran los viejos recuerdos morbosos de su padre... pero supongo que es posible.
Kırmızı mısın mor mu?
¿ Eres rojo o morado?
Kadın şöyle diyor : "Sıkıştı", anladınız mı?
Y ella dice : "¿ Está atascada, verdad?"
- Sanırım, kızımın nerede olduğunu biliyor.
- Creo que él sabe dónde está.
Bu davaya ilişkin açık şekilde belirtilen art niyet içeren hesap kitap ve önceden tasarlama gibi unsurlar için Kraliyet, idam cezasını tartışacağımız jürili bir yargılama talep ediyor.
Hay elementos en este caso que inequívocamente indican cálculo malicioso y premeditación y, como tal, la Corona pide un juicio por jurado donde solicitaremos la pena capital.
"Merhaba, ben Sophie. Kız arkadaşın olacağım." dedi.
Y dijo Hola, soy Sophie... y seré tu novia.
Bir işin ve kız arkadaşın var mı?
¿ Y tienes trabajo y tienes novia?
Sanırım, zil kısmını henüz okumadınız.
Supongo que no ha llegado a la parte de la campanilla.
Sismik bir olayın olması için çok geç kaldığımızı düşünüyorum... Ve sonuçlar yıkıcı boyutlarda olacak.
Pienso en nosotros, como retrasados en años para un evento sísmico de proporciones catastróficas.
Ömrümüzün geri kalanında, kızlarımın yaşamının geri kalanında bu yükle yaşayacağız.
Por el resto de nuestra vida... de la vida de mis hijas... viviremos bajo esta sombra.
Mitchell Hawthorne'un kızıyım ama Edwin Booth, kardeşi John Wilkes Booth'un yaptıklarından nasıl sorumlu değilse, babamın yaptıklarından da ben sorumlu değilim.
Soy la hija de Mitchell Hawthorne... pero soy tan culpable por lo que él hizo... como Edwin Booth por lo que hizo John Wilkes Booth.