English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ M ] / Mantıklı

Mantıklı traduction Espagnol

18,117 traduction parallèle
Bunlar pek mantıklı değil Luke.
No tiene sentido, Luke.
Çok yazık. Ailenin mantıklı kişisiyle çalışmaya can atıyordum.
Yo estaba esperando a tratar con el lado sensible de la familia!
Bence Gene olayının pek de mantıklı gelmediğini sen de biliyorsun.
Creo que sabes que toda esta historia con Gene no acaba de encajar.
Çok mantıklı. Potansiyel kurbanlarının Amerikalı ve yalnız olup olmadığını öğrenebilir.
Tiene sentido... necesita una forma de saber si sus posibles víctimas son americanas, viven solas...
- Başka mantıklı bir açıklaması yok.
- No hay otra explicación.
- Hiç mantıklı değil.
- No tiene sentido.
- Gayet mantıklı. - Öyle mi?
- Bueno, todo esto tiene sentido. - ¿ Lo hace?
- Çok mantıklı.
- Esto tiene sentido.
Ian Aston kapıyı yüzümüze kapattı. Bu da onunla birkaç kurban arasında bağ kurunca gayet mantıklı oldu.
Ian Aston nos cerró la puerta en la cara, lo que tenía sentido una vez que establecimos una conexión entre él y un par de las víctimas.
Benzer bir takma ismi kullanması mantıklı değil mi?
¿ No tiene sentido que siguiera con alias similares?
Dediği mantıklı tek şey "Gerard" ismiydi.
Lo único que dijo que tenía algo de sentido fue el nombre "Gerard".
Bu hiç mantıklı değil.
No tiene ningún sentido.
Hiç mantıklı gelmiyor.
No tiene sentido.
Eğer Trent İnfazcı olsaydı, bu mantıklı olurdu.
Ya sabes, si Trent era El Verdugo, eso tendría sentido.
Dur, hiç mantıklı değil.
No, espera, eso no tiene sentido.
Mantıklı değil mi?
¿ Tiene sentido?
Artık çok mantıklı gelmiyor.
No mucho tiene sentido ya más.
Evet, mantıklı geliyor.
Sí, eso tiene sentido.
- Ah, mantıklı.
- Tiene sentido.
Hiç mantıklı değil.
Algo no tiene sentido.
Hiç mantıklı değil.
Eso no tiene sentido.
Mantıklı olabilir.
Bueno, podría hacerlo.
Kiliseye gömmüş olmaları çok mantıklı.
Tiene perfecto sentido que les enterrarlo en una iglesia.
Bu mantıklı değil mi?
Eso tiene sentido, ¿ verdad?
Evet, ben de düşündüm. Ama para kaynağını kesmeye çalışması mantıklı gelmiyor.
Sí, eso pensé, pero no es lógico si quiere tener su dinero.
Tasha ve ben zaten ayrı yaşıyoruz bu yüzden sıradaki mantıklı adım ayrılma kararı olmalı.
Tasha y yo ya estábamos viviendo separados, así que creo que un acuerdo de separación es el siguiente paso lógico.
Şerefsiz herif en sonunda mantıklı davranıyor.
El hijo de puta finalmente recapacitó.
Mantıklı bir teori ama kırıklar çok düzgündü.
Teoría plausible. Sin embargo, sabemos que hay fueron sólo rompe limpias...
Şimdilik daha fazla bilgi edinene kadar mantıklı davranmalıyız.
Ahora mismo, tenemos que ser racionales hasta saber más.
Hayır, mantıklı.
Si, lo hace.
- Mantıklı.
Buen punto.
- Bu hiç mantıklı değil.
- Eso no tiene sentido.
Görmek isterseniz bu çok mantıklı Ajan Weller.
Tiene todo el sentido, agente Weller, si está dispuesto a verlo.
Özellikle bu oğlumuza gelirse mantıklı biri olmamı düşünerek hata yapmayın.
Pero, por favor, no te confundas conmigo por ser el razonable, especialmente cuando se trata de nuestro hijo. Sí.
Polise anlattıkların tam olarak mantıklı değil Shelby.
Es que lo que le dijiste a los policías no tenía ningún sentido, Shelby.
O zaman, oldukça mantıklı gelmişti.
En ese momento, tuvo todo el sentido en el mundo.
Hayır, bu mantıklı olması gereken tek şey.
No, es lo único que tiene sentido.
- Neymiş mantıklı olması gereken?
- ¿ Qué tiene sentido?
Bize gelirlerse, mantıklı olacağız.
Si nos piden algo, seamos razonables.
" Ya diğer insanlar benden daha farklı tecrübeler yaşamışsa, ama tamamen mantıklıysa?
" ¿ Y si otras personas tienen experiencias distintas a las mías, pero totalmente válidas?
Hiç mantıklı değil.
Pero no tiene ningún sentido.
Kulağa delice geldiğini biliyorum ama bana mantıklı gelen tek şey bu.
Sé que parecerá una locura, pero... es lo único que tiene sentido para mí.
Ve bizlere şükürler olsun ki muhtemelen artık bulamayacaklar. Bu hiç mantıklı değil.
Y gracias a nosotros, probablemente nunca lo hagan.
Mantıklı, soygun ekibi nerede ve ne zaman saldıracaklarını bilir.
Tiene sentido... El equipo de asalto sabría cuándo y dónde golpear.
Taurus'la bir ilgisi varsa mantıklı olur.
Es decir, tiene sentido de que tendría algo que ver con Tauro.
Hiç mantıklı değil.
Esto no tiene sentido.
Lütfen mantıklı ol.
- Por favor, sé razonable.
- O zaman mantıklı gelmişti.
Pareció una buena idea en el momento.
- Mantıklı.
Es suficiente.
"Sindirilmiş İkiz." Bunun gerçekten mantıklı bir grup adı olduğunu düşündün mü?
"Gemelo Reabsorbido". ¿ De verdad creíste que era un nombre razonable para una banda?
Mantıklı.
Bueno, tiene sentido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]