Mil traduction Espagnol
33,636 traduction parallèle
Hatırlıyor musun, "Binbir Gece Masalları" nı okurken eğer bir lamba cini bulsaydım üç dileğim ne olurdu diye sormuştun?
Recuerde cuando leemos "mil y una noches" Y me preguntas, si me encontré un genio en una lámpara Que me podría conceder tres deseos, ¿ cuáles serían?
Arasında dağlar kadar fark var.
Por cerca de mil millas.
Kıskançlık biriyle nasıl baş edeceğin konusunda endişelendiğinde ortaya çıkar.
Te pone en una situación en 1,7 mil millones,
Ya da aynı anda atılan binlerce top sesine.
O mil cañones disparados al mismo tiempo.
Bir saat önce tekilaları yuvarlıyor 10.000 kelimelik bir konuşmaya üç satır sokuşumu kutluyordum.
Hace una hora, estaba apurando tequila, celebrando las tres líneas que había conseguido en un discurso de diez mil palabras.
Ben ise o tabelalarınn önünden binlerce defa geçiyorum ama hiç fark etmiyorum.
Yo, en cambio, puedo pasar mil veces por delante de esa señal y no darme cuenta de que está.
Kardeşim, eğer geri dönersem, en az 1000 pislik geberecek. İyi adamlar, kötü adamlar ve ben biteceğiz, ve sonunda ben kötü adam olarak anılacağım, işte bunu istemiyorum.
Si me reinserto, hermano, hay mil hijos de puta... que morirán, tanto buenos como malos, y yo acabaré siendo el malo del cuento, y no quiero.
Eti pişirdiğinizde yaklaşık üç veya dört bin yeni kimyasal bileşim ortaya çıkar. Yani daha karmaşık olur.
Entre tres y cuatro mil sustancias nuevas surgen al cocinar carne, de modo que aparece una mayor complejidad.
Yani iki bin yıldan sonra.
¿ Luego de dos mil años?
Binden fazlalar.
Ahora son más de mil.
Ve sayıları oldukça fazla.
Hay más de mil ahora.
Sayımız binden fazla.
Somos un poco más de mil.
Bin tane insan kendi kendine gelecek değil ya. Bebek beklediğini duydum.
Mil personas no se mueven solas.
- Bin kişiyi.
¿ A mil personas?
Wow! Bu beni bin kez?
Cuánto honor multiplicado por mil?
Zhaoge'den sadece bir mil uzaktayız.
Sólo estamos casi a 2 kms de Zhaoge.
18.000 yıldır.
Por 18 mil años.
Eski hastane binası, karantina bölgesinin tam ortasında. Duvardan 9 mil uzakta. 15 bin zombi ile çevrili.
Es un hombre hospital de veteranos justo... a mitad de la zona de cuarentena... a nueve millas del muro, rodeado de 15.000 infectados.
Bize 600 bin borcu var.
Nos debe 600 mil dólares.
Verdiğin ekstra 20 binden verirsin.
Que justifique los 20 mil adicionales que le pagas.
Buraya 400 bin dolarlık Rolls'la geldim ve bir çek hesabım bile yok.
Vine aquí en un Rolls de $ 400 mil y ni siquiera tengo una cuenta corriente.
- 3,000.
- Tres mil.
- Bu güzel pagani'ye 1000 doları sığdıramam. - İki katını sığdırırım.
Mil dólares a que no quepo en este bello Pagani.
Bienville'den bin blok ötede.
A mil bloques de Bienville.
Sözde zaferinizden sonra, binden fazla İngiliz öldü ve çamurda çürümeye bırakıldı.
Después de su así llamada "victoria", quedaron más de mil británicos muertos pudriéndose en el barro.
O 75 bin başlangıç masrafları için.
Esos 75 mil son para costos iniciales.
10 bin mi?
¿ Diez mil?
75 binden fazla paradan 230 dolar artı sendekiler kaldı.
De los 75 mil quedan 230 dólares, más lo que te haya sobrado.
Küçük bir sandığın gizli bölmesine koydu, altı yüz bin papele.
Ponga un doble fondo en un baúl... 600 mil dólares.
Visa kartımı kullanalım. Hem mil de kazanmış olurum.
Vamos a usar mi Visa, podría obtener las millas.
Hedef Dr. Joe ise, onu öldürmek için çok daha kolay bir sürü yol bulabilirim.
Si el Dr. Joe fue el objetivo, puedo pensar mil maneras más fáciles para matarlo.
Emekliler liginde yılda 925 bin aldım.
Gané el mínimo para veteranos, 925 mil anuales.
Yılda 500 bin dolar.
$ 500 mil anuales.
Yıllık 100 bin dolar kazanıyor ve sadece 8 ay buradaydı, o yüzden...
100 mil al año y estuvo acá sólo ochos meses, así que...
İlanda söylediğim gibi, mağazada 2500. Fakat 2000'e bırakırım.
Como puse en el anuncio, son $ 2.500 pero te lo puedo dejar por dos mil.
- Günde 70.000 defa seks düşünüyorum.
Pienso en sexo como 70 mil veces por día, literalmente.
14 mil uzakta bir SKUNK bıraktık. 32 mil ile kuzeye gidiyor.
Tenemos un contacto de radar a 14 millas, rumbo norte a 32 nudos.
Yaklaşık bir mil uzunluğunda bir yakıt izi görüyorum efendim.
Capitán, veo una mancha de petróleo de una milla de largo.
Binlerce yıldır... saklanarak, gözlemleyerek bekledik.
Durante mil años, hemos esperado, ocultos, solo observando...
Instagram'da 5000 takipçisi var.
Tiene cinco mil seguidores en Instagram.
Komikmiş. - 50 bin dolar demek.
- 50 mil.
7 milyar insan var
Siete mil millones de personas.
Eminim ki bu dünyada yardımımıza ihtiyacu olan bir sürü insan daha var ve biz, evimizden 10 bin mil uzakta kazanamayacağımız bir savaşta kaynaklarımızı harcıyoruz.
Estoy seguro que no tengo que recordarle que hay muchas más personas en este mundo a las que podríamos servirles de ayuda y estamos desperdiciando nuestros recursos luchando lo que puede ser una batalla imposible de ganar a 16 mil kilómetros de distancia de nuestro hogar.
Nick, odanın her tarafında 7500 üzüm var.
Nick, tienes como siete mil pasas por tu habitación.
Benzin sayacında sadece 3 mil yazıyor.
El cuentakilómetros solo contaba 4,8 kilómetros.
Tam 3 mil.
Exactamente a 4,8 kilómetros.
Ve iki saatlik bir avantajları var, 100 mil yarıçaplı bir alanı araştırmamız lazım, Ve ne arayacağımıza dair hiçbir fikrimiz yok.
Revisaríamos un radio de 160 km y no sabríamos qué buscar.
İstihbarat en yakın okulun bir mil uzakta olduğunu söyledi.
Inteligencia ha confirmado que la escuela más próxima estaba a kilómetros de distancia.
Hayatım boyunca okuduğum tonlarca kitap içinde Supernatural ilk 10 bin içine bile giremez.
De la tonelada de libros que he leído en mi vida, "Sobrenatural" ni siquiera llega a los primeros 10... mil.
Kelle başına 5 bin. Hiç fena değil.
Cinco mil de un golpe, no está nada mal
3,000 mi? Tabii ki hayır.
¿ Tres mil?