Mâli traduction Espagnol
41 traduction parallèle
Onunla evlendiğinde mâli durumunuz neydi acaba?
¿ cuáles eran sus circunstancias cuando Vd. se casó con éI?
- Ben sadece mâli destekçinim.
- Sólo soy el pagador.
Ama fark ettiğin gibi, önce mâli sorunları söylemesi, kadınların aslında ne istediğini bir kez daha kanıtlıyor.
Sigue el tema financiero, lo cual demuestra una vez más... qué buscan las mujeres.
Geçen yılın mâli kayıtları.
Registros financieros del último año.
Polis, Kenny'nin mâli kayıtlarına baktı.
La policia investigó sus finanzas.
Son altı ayın... tüm mâli bilançolarını, bana gösterebileceğini umuyordum.
Qué astuto. Esperaba que me mostraras... Ios estados financieros de los últimos seis meses.
Mâli durumunu kontrol etmişler Stanley. A-1 kategorisine girmişsin.
Verificaron tus datos y saliste muy bien.
Şimdiye kadar duyduğunuz gibi... mâli kriz nedeniyle... devlet okullarında ki bütün sanat faliyetleri... iptal edildi. Lütfen.
Por favor.
Biletlerin küçük bir mâli problem olduğunu zannediyordum.
Pensé que eso tenía que ver con el recorte del presupuesto.
Bir kaç mâli manevra beni düzlüğe çıkaracak.
Con algunas maniobras financieras que me saquen de esta.
Evet ama mâli desteği aldığımda bir saniye bile durmam.
Si, hasta que me aprueben la ayuda financiera.
Beni mâli konularda sorumluluk sahibi biri olarak gösterir.
Me hace parecer físicamente más formal.
Bak, mâli sıkıntımızı halledecek daha basit bir çözüm olmalı.
Mira, tiene que haber una solución menos extrema a nuestros males financieros.
Evet, hayatımı seninle ilgilenmiyormuş gibi davranarak geçirdim ümit ettim ki, bir gün mâli olarak dibe vurursak sonunda bunu seni elde etmek için kullanabilirdim.
Sí. Pasé toda mi vida fingiendo que no quiero tener nada contigo esperando que un día tuviéramos tantos apuros financieros para poder usarlos y finalmente hacer mi jugada.
Lisbeth, mâli kayıtlardan iz sürmeyi başarabilirse bulduğu makbuz ve faturaları delil olarak gösterebiliriz.
Si Lisbeth puede rastrearlo a través de las cuentas entonces tendremos evidencia contra él.
Evet, adam mâli danışman.
Si, es un asesor financiero.
Mâli danışmanımdı.
Era mi asesor financiero.
Bizim gibi kurumların özel banka müşterileri olmasının sebeplerinin en başında net varlıkları yüksek olan bireylerin mâli ayrıntılarla uğraşmasını engellemek gelir.
La razón por la que instituciones como la nuestra tienen clientes privados en primer lugar es para que nuestros individuos de valor neto más alto no tengan que lidiar con las minucias financieras.
Şüpheli mâli durumunuza rağmen buraya taşınmanıza izin vermiştim, hatırlıyor musunuz?
Cuando le dejé mudarse con su situación financiera cuestionable, ¿ recuerda?
- İlk bakışta belediye başkan yardımcısının mâli kayıtları temiz gibi duruyor. Yararlandığı vergi indirimlerinden kurmuş olduğu yedi hayır kurumuna kadar.
A primera vista, las finanzas personales del Vice Alcalde lucen completamente limpias.
Ama belediyenin mâli işlerini yönetmesi bambaşka şeyler anlatıyor.
Desde las conservadoras declaraciones de impuestos hasta las siete diferentes caridades que estableció, pero su manejo fiscal de la ciudad nos cuenta una historia diferente.
Belediye başkan yardımcısı aslında, içinde bulunulan mâli krizin sorumlularından biri.
Le concedo eso. ¿ Sabes que el Vice Alcalde contribuyó a la crisis de presupuesto de la ciudad?
Mâli durumunu iyileştirmek için. Hey tatlım!
Anthony necesitaba otra esposita para aumentar el flujo de dinero.
Bana tüm mâli durumunu verdi.
Me dio sus declaraciones financieras.
Larry, mâli danışmanın olarak parayı böyle bir şeye....... harcamanı doğru bulmuyorum.
Larry, como tu gerente comercial, no puedo recomendarte que pongas tu dinero en esto.
Bugün kaç mâli danışmanla buluşuyorsun bilmiyorum ama- - - Birkaçına daha gideceğim.
No sé con cuántos gerentes me he reunido, pero... tengo que ver a unos cuantos más.
Casey'nin tüm mâli, kişisel ve iş eşyalarını topla ve Karsh'ın sevgili karısı Anya'yı buraya getir.
Reune todas las cuentas de Casey, personales y de negocios, y trae a la encantadora mujer de Karsh, Anya.
Bu da, cinayetlerin mâli bir nedenle olmadığının bir göstergesi.
Dios, es significa que las muertes no son por dinero, después de todo.
Aarno Lamminparras, mâli suçlarınıza devam etmeniz hâlinde altı ay hüküm giyeceksiniz.
Aarno Lamminparras, por la presente quedas sentenciado... a seis meses en prisión por violaciones a la contabilidad.
Mâli sebeplerden dolayı. Kutlamaların zirveye çıkması da "Işık Festivali" adı verilen bir tekne geçişiyle oldu. ... ki bu da geri istedikleri sözlerden biri.
Por razones financieras... y porque la celebración se coronaba con un festival de barcos llamado el Festival de las Luces... otra frase que querían recuperar... un hombre estaba a punto de tocar fondo.
Mâli şantaj, belediye görevlisine rüşvet teklif etme, nitelikli saldırı.
Extorsión, intento de soborno a un funcionario, agresión agravada.
Ev için mâli kaynaklarımı bile ayarlamıştım.
Ya había construido los cimientos de este sitio.
Başkan, ülkenin sallantıdaki mâli durumuna istikrar kazandırabilmek amacıyla bankalara tatil verdi.
El presidente ha decretado el cierre de los bancos para intentar estabilizar el tambaleante sistema - financiero de la nación.
New York'ta bir hastaneye mâli kaynak sağladığımı biliyorsun.
Ya sabes, financio un hospital en Nueva York.
Sadomazo muhabbetleri gibi ama fiziksel acı yerine, mâli acı veriyor.
Es como S y M, pero en lugar de dolor físico, es dolor financiero.
Nikki, canım, bilmelisin ki mâli durumumuz hiç iyi değil.
Nikki, querido mío, debes saber que la situación de nuestras finanzas es muy grave.
Ofisim mâli suçlara karşı kayıtsızmış.
Mi oficina es blanda con los delitos financieros.
Şu anda hapiste olan seksen bir mâli suç mahkumuna git bir sor.
Pregúnteselo a los 81 delincuentes condenados por delitos financieros que están cumpliendo condena.
Korkarım ki böyle bir hovardalık mâli bir ceza doğuracak.
Pero con tal despilfarro, incurrirá en una sanción pecuniaria.
Mâli yardımda bulunabiliriz. Yüklü bir meblağda.
Podemos ayudarla económicamente... mucho.
Ben de Kaplan'ın mâli kayıtlarını araştırmaya başlayayım.
Bien.