Ne kadar da güzel traduction Espagnol
727 traduction parallèle
Ne kadar da güzel?
¿ Cuán bello es?
Bu ne kadar da güzel bir şey, öyle değil mi?
Todos están aquí.
Bu gece uykuya dalarken, herşeyin senle buraya geldiğimden beri ne kadar da güzel olduğunu düşlüyordum.
Hoy me dormí deseando... que todo siga siendo igual... a como es desde que te conocí.
Ne kadar da güzel.
Es muy hermosa.
Bahçe için şu sevimli taş cücelerden ne kadar da güzel?
Es uno de esos enanitos de piedra para el jardín. ¿ No es precioso?
Stephanie, ne kadar da güzel görünüyorsun, tatlım.
¡ Stephanie! ¡ Que bella estás!
- Karınla ne kadar da güzel konuşuyorsun.
- Bonita manera de hablarle a tu mujer.
Oh, ne kadar da güzel görünüyorsunuz.
¡ Qué guapa está ud., srta. Cathy!
Ne kadar da güzel bir zombi, değil mi?
Es una hermosa zombi, ¿ no?
Bu solgun Endymion vakti ne kadar da güzel.
¡ Qué hermosa, la pálida hora de Endymion!
Vay canına, o meşhur caddede olmak Ne kadar da güzel bir duygu
Es un placer estar En la famosa avenida
Tüm bunların ne kadar da güzel olduğunu.
Lo maravilloso que es todo.
Dünya ne kadar da güzel, Eben.
Qué hermoso es el mundo, Eben.
Ne kadar da güzel elmaların varmış böyle.
Vaya, parece que lleva una buena carga de manzanas.
- Gümüş yıldız madalyanıza ne kadar da güzel bakıyorsunuz böyle.
¿ Cómo guarda así su condecoración? - Apague la luz.
Şunlar ne kadar da güzel görünüyor. Kutsal azizler, kutsal azizler.
¡ Qué hermosas han sido estas criaturas durante unos cien años.
- Ay ne kadar da güzel.
- ¡ Qué luna tan hermosa!
Bu gümüş sigara kutusu ne kadar da güzel!
Una pitillera tan hermosa.
Ne kadar da güzel.
¡ Preciosas!
Ne kadar da güzel.
¡ Qué bonito!
Ne kadar da güzel bacakların varmış!
¡ Qué piernas tan bonitas tienes!
Ne kadar da güzel bir fikir, ha?
Qué idea tan buena, ¿ no?
Hava ne kadar da güzel böyle.
Y qué espléndido tiempo.
Ah, ne kadar da güzel.
Es extraordinario.
- Ne kadar da güzel.
- Es increíblemente bella.
Ne kadar da güzel.
Confieso que es muy amable de tu parte.
Seni görmek ne kadar da güzel, canım.
Estoy feliz de verte, querida.
Tekrar midemin üzerine yatıp uyumak ne kadar da güzel olacak.
¡ Será maravilloso poder volver a dormir sobre mi estómago!
Sevgili Pouic-Pouic'im, ne kadar da güzel, öyle değil mi?
¡ Pobre Puic-Puic de mama! ¿ No es lindo?
Ne kadar da güzel.
¡ Qué bello!
Babaları çok çirkin ama, ne kadar da güzel kızları var. Bu çok garip!
Lo más increíble es que, siendo tan feo, sea capaz de hacer hijas tan bonitas.
Bugün hava ne kadar da güzel.
Qué maravilloso tiempo tenemos hoy.
Ne kadar da güzel.
¡ Loca!
Ne kadar da güzel...!
¡ Qué mono...!
Dışarısı ne kadar da güzel. Hadi kırsala gidelim.
En el campo hace mejor tiempo.
Hava ne kadar da güzel.
Hace un bonito día.
Ne kadar da güzel.
¡ Dios, qué bueno!
Ne kadar da güzel.
Qué encantador.
Orası ne kadar da güzel. Ama Kuzey Kutbu henüz keşfedilmedi ki.
El Polo Norte no se ha descubierto.
Ne kadar da güzel dirsekleriniz var, bayan Flannery
Qué codos tan bonitos tiene, Sra. Flannery.
Anlıyor musun, Betsy? Sen geldiğinden beri, bir kadınla bir erkek arasında yaşanabilecek güzellikleri gördüm. Aşkın ne kadar da dingin ve güzel olabileceğini gördüm.
Betsy... desde que está aquí... vi la dulzura que puede haber entre un hombre y una mujer... que el amor puede ser calmo y bueno.
Güzel Londram, onu ne kadar da özledim.
Mi querido Londres, cuánto lo extraño.
Ne kadar güzel bir kız! Ama Viyana'da çok dikkatli olması gerekiyor.
Ésa es una buena chica, pero tiene que ir con cuidado en Viena.
Çünkü her şey ne kadar güzel olsa da sensiz daha da incitecek.
Porque cuanto más bello sea más doloroso será sin ti.
Her ne kadar evde olmasam da her şeyi gayet güzel idare ettiğini... ve Bay Gerard'ın bütün ihtiyaçlarını karşıladığına eminim.
Ahora que no estaré en casa, he de fiarme de ti para que todo siga como antes y te cuides del señor Girard.
Sanırım hayatımın en güzel hatasını yaptım, her ne kadar sizinle birlikte hayatımı tehlikeye atıyor olsam da.
Será al ver lo dura que es la vida, o al ir junto a tipos fuertes y poco habladores como vosotros.
Ne kadar da mükemmel, güzel bir bayan.
Qué damita más preciosa.
Tam da ne kadar güzel bir oğlunuz olduğunu söylüyordum.
Estaba diciendo que tenéis un hermoso hijo.
Uzun ve güzel bir rüya görmeyi ne kadar da çok isterdim.
Como me gusta tener grandes sueños, hermosos sueños.
Dört amiralim, ne kadar da tatlıydılar. Altın apoletleri ve bütün o tüylerle. Büyük, güzel horozlar gibi.
Ay, qué encantadores eran mis cuatro almirantes... con sus charreteras doradas y todas esas plumas... como gallitos grandes y hermosos.
Güzel gözlerin ne kadar da masum. "
¡ Cuán puros son tus adorables ojos!
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34