English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ N ] / Nık

Nık traduction Espagnol

448,197 traduction parallèle
Görüyorsun ya, bu tam da Pamuk Prenses'in edeceği bir laf... Sırf prensiyle uyanık kalsın diye.
Blancanieves diría exactamente eso... para que ella y su príncipe pudieran seguir despiertos.
Uyanık mısın?
¿ Estás despierta?
Bakın, pencerem açık!
- Mira, ¡ mi ventana está abierta!
... su tabancasını çıkarıp "bu kısmı geçelim!" diyeceğim sana.
Voy a sacar una metralleta y decirte que te saltes esa parte.
Burada gerçekten paspasını kıran birine benzemiş.
Bueno, de verdad parece alguien que acaba de romper su fregona.
Eski kocalarımın hepsi başarılı ve ağırbaşlı adamlardı ama çok sıkıcılardı.
Todos mis ex-maridos eran hombres serios y brillantes, pero eran muy secos.
Âşık mısın?
¿ Estás enamorada?
Kalçalarının altına yastık koyalım ki doğum kanalı düzgün bir açıda olsun.
Sí. Vale, necesitamos ponerle algunas almohadas debajo de la cadera para que su canal de parto esté correctamente inclinado.
Beni kandırıp kızımıza bir domuzun adını koyman konusunda hâlâ suçluluk duymuyorsun bakıyorum.
Sigues sin sentirte culpable, después de engañarme para ponerle el nombre a nuestra hija por el beicon.
Cam kısa bir süre, Gloria Estefan'ın The Miami Sound Machine grubunun bir üyesiyle çıkmış.
Cam salió fugazmente con un miembro de la banda de Gloria Estefan. Los Miami Sound Machine.
Rudy Hinden'la sınıf arkadaşıydık.
Rudy Hinden... éramos compañeros de clase.
Tibor otoparkçılık kariyeri konusunda neden heyecanlı olduğunu anlatır mısın?
Bueno, Tibor, cuéntanos por qué quieres trabajar en un aparcamiento.
Çok tuhaf. Kadın yürüyüşüne daha bir saattir gönüllü olarak katıldık.
Es gracioso... solo llevamos de voluntarios
Toplum kızlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyormuş.
La sociedad trata a las mujeres como ciudadanas de segunda clase.
Arabalardan hiç anlamam ve onun annemin ağırlık setine çarpmasını da istemem.
No tengo ni idea de coches, y no quiero que le dé al juego de pesas de mamá.
Yağ boşaltma tapasını sıkıştırman gerekiyordur.
Bueno, probablemente solo necesites apretar el tapón de vaciado.
Son bijon anahtarını benim sıkıştırmama izin verdiğin için sağ ol Manny.
Eh, bueno, gracias, Manny, por dejarme apretar el último tornillo de la rueda.
O bana çok kızgın zaten.
Ya está muy molesta conmigo.
Artık peruklarınızı çıkarabilir ve gey olabilirsiniz.
Ya es seguro quitarse las pelucas y ser gay.
Şimdi, çıkın buradan.
Ahora, lárguense.
Birbirimizin arkasını her zaman kollardık, mesela eskiden banka soyarken az bilinen başkanların maskesini taktığımız zamanlardaki gibi
Siempre nos apoyamos con máscaras de presidentes menos conocidos.
Biz... Eğer böyle olacağını bilsek, seni asla o dolaba koymazdık.
No te hubiéramos metido en ese ropero de haber sabido que acabaría en esto.
Kızımın hikayesi böyle bitemez.
Su historia no puede acabar así.
Kızımız hayatının en büyük savaşını vermek üzere.
- Nuestra hija... está a punto de enfrentar la peor batalla de su vida.
Karanlık Lanet'ten beri burada yaşadığını mı söylüyorsun?
- ¿ Aquí viviste desde la Maldición?
Onun laneti bozacağını söyledin diye kızımı dolaba koydum. Nerede o?
Vino en el ropero para romper la maldición.
Ve de kızın.
- Y tu hija.
Çıkın önümden!
- Fuera de mi camino. ¿ Dónde está?
- Mesajını aldık.
- Recibimos tu mensaje.
Sen artık farklı bir adamsın, Kanca.
Eres otro hombre, Garfio.
Parçası olduğun şey insanlık dışı. Sana haberlerim var canım sen de onun bir parçasısın.
Bueno, tengo noticias para ti, querida, tú también eres parte.
Sana gerçekten çok kızgınım, ama senin için Sam Dwyer'i aradım.
Estoy muy enojada contigo, pero le hice una llamada a Sam Dwyer.
Etrafını uzun boylu adamlarla çevirmişti, bu da onu kısa boylu gösterdi.
Solo es que... se rodeaba de hombres altos y eso lo hacía ver bajo.
Özel hayatın karmaşık olabilir, ama her zaman gerçeklerin vardır.
Puedes confiar en ellos. Tu vida personal puede ser un desastre, pero siempre tienes a los hechos.
Yıprandıklarını... kırıldıklarını, ama tekrar ayağa kalkmaya hazır olduklarını söylüyor.
Quiso decir maltrechos... debilitados... pero preparándose para volver a ponerse de pie.
Şu anda... tam da Wyatt'ın bizi gıcık edecek bir şeyler söylediği ama haklı çıkıp her şeyi toparladığı an.
Esta es la parte donde Wyatt diría algo molesto, pero tendría razón... y... aunaría esfuerzos.
Beni çarpın da şu kapıyı kırabileyim.
Necesito que me des para poder echar la puerta abajo.
İşte buradasın. Kızı gördün mü?
Ahí estás. ¿ Has visto a una chica?
- Onun kıçını tekmelemeni istiyorum.
- Vas a tener que patearle el culo.
Sonra Weckler'ın kızı Tatum'la görüştük.
Luego entrevistamos a la hija de Weckler, Tatum.
Pardon, yakın zamanda edindiğim kötü bir alışkanlık.
Lo siento. Un mal hábito que he desarrollado recientemente.
Kim Weckler'ı sessiz tutmayı ister ve zombi kızını en iyi şekilde tehdit etmeyi bilir?
¿ Quién querría con más ganas mantener a Weckler callado, pero también sabe cómo amenazar de la mejor forma a su hija zombi?
Deri ceket giymiş Roxanne'nin onu kırbaçlamasını isteyen bir şekilde kayıtlarda olmalı.
Está en algún momento del vídeo, vestido con pantalones de cuero, pidiéndole a Roxanne que le azotase.
Kurbanı vardı, koza ihtiyacı oldu ve onu da Weckler'ın bir kızı olduğunda bulmuş oldu.
Tenía su cabeza de turco, necesitaba utilizarla, lo cual consiguió cuando descubrió que Weckler tenía una hija.
Baracus Tatum'u zombiye dönüştürdü ve Weckler hafıza kartını onun için çalarsa kızını besleyeceğine söz verdi.
Así que convirtió a Tatum en zombi, prometió que le seguiría dando cerebros siempre y cuando Weckler robase la tarjeta de memoria por él.
Weckler'ın, kızını zombiye dönüştürüp Weckler'ı Oberman'a öldürtüp sonra Oberman'ı örtbas etmek için kazayla bir gemiden düşürten Baracus tarafından şantaja uğradığını düşünüyoruz.
Creemos que Weckler estaba siendo chantajeado por Baracus, quien convirtió a la hija de Weckler en una zombi, luego hizo que Oberman matara a Weckler, y entonces cubrió sus huellas haciendo que Oberman cayera "accidentalmente" por la borda de un crucero.
Yani hayatımızın geri kalanına yetecek kadar kıyafet hazırlamak isteyebilirsin.
Así que quizá quieras empacar suficientes ropas para el resto de nuestras vidas.
Pekâlâ. Kopmaya hazır mısınız kızlar?
Muy bien. ¿ Chicas, listas para volverse locas?
Kusura bakmayın kızlar.
Lo siento, chicas. Este club estaba tan genial.
Leonard ile 2 yıldır evliyiz ve çıkıyorken yaptıklarımızdan fazlasını yapamadık.
Es sólo, Leonard y yo hemos estado casados por dos años, y no hemos avanzado desde el momento que estábamos saliendo. Vamos.
Bugün NFL başkanları toplantısına gideceğiz ve kıymetli Washington Redskins'inin adını değiştireceğiz!
Y hoy iremos a la reunión de los dueños de la NFL y le cambiaremos el nombre a tus preciados Redskins de Washington.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]