English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ O ] / Oralarda bir yerde

Oralarda bir yerde traduction Espagnol

296 traduction parallèle
Honolulu oralarda bir yerde.
Honolulu está allá.
Oralarda bir yerde
- Allá atrás.
Şimdi farklı yönlere gitmeyi ve şu köşeyi dönünce, muhtemelen oralarda bir yerde olan en uç noktada tekrar buluşmayı öneriyorum.
Sugiero ir en diferentes direcciones... y encontrarnos en el punto más lejano, que estará probablemente, en algún lugar al girar esa esquina.
Sanırım, oralarda bir yerde asılı duruyorlardır, evladım.
Espero que los niños, que son de colgar donde están... s... supone que es.
Sayfa altı oralarda bir yerde.
La página seis debe estar en alguna parte.
Oralarda bir yerde.
- Allá abajo en algún lado.
Oralarda bir yerde olduğunuzu biliyorum!
¡ Sé que andas por ahí en algún lado, chaval!
Ama oralarda bir yerde, sensörlerimiz o kadarını gösteriyor.
Pero sigue por ahí. Nuestros sensores lo indican.
Öldürücü olduğunu biliyorduk, şimdi yaralı. Oralarda bir yerde, acı içinde olma olasılığı var.
Sabíamos que era un asesino, ahora está herido, seguramente dolorido y está en esa zona.
Sanırım samanlığın oralarda bir yerde, tam yerini öğrenmemiz gerek.
Está al otro lado del establo y eso es lo que necesito.
Oralarda bir yerde gizlendiğini biliyorum.
Sé que están ahí afuera, rondando.
- Oralarda bir yerde.
- Está por ahí.
- Oralarda bir yerde.
- En algún lugar por aquí.
Evet, oralarda bir yerde.
Sí, por allí.
Oralarda bir yerde, Vulnavia cevabımız yatıyor.
En alguno de esos lugares, Vulnavia se encuentra nuestra respuesta.
Atı oralarda bir yerde.
Su caballo está allá afuera en algún lado.
Oralarda bir yerde düştü!
¡ Se ha caído ahí abajo!
Yani gece gökyüzüne baktığında,... oralarda bir yerde bir Tanrı olması gerektiğini hissetmiyor musun?
Cuando miras el cielo de noche... ¿ no sientes que hay alguien allá arriba... que puede ser un dios?
- Mike oralarda bir yerde.
- Mike está alli.
Tek bildiğim bir çocuk öldü ve oğlumla kocam hala oralarda bir yerde.
Un chico ha muerto y mi marido y mi hijo todavia están alli.
Oralarda bir yerde olmalı.
Tiene que estar por allí.
Oralarda bir yerde olmalı.
¡ Tiene que estar ahí!
Oralarda bir yerde bir çeşit araç merkezi var gibi görünüyor.
Parece algún tipo de centro de vehículos.
Oralarda bir yerde, bir açıklama, bir ipucu olmalı...
En algún lado debe haber explicaciones, pistas...
Sanırım oralarda bir yerde... bir ehliyet vardır değil mi?
Llevarás el permiso de conducir por ahí.
Tijuana'nın oralarda bir yerde bulabilirsiniz onu.
Lo encontrarán en algún lugar sobre Tijuana.
- Oralarda bir yerde.
- Está allí en algún lugar.
Oralarda bir yerde bir savaş var, Hop.
Ahí fuera hay una guerra.
Gerçek suikastçının neye benzediğini ve oralarda bir yerde olduğunu biliyorum.
Yo sé como es el verdadero asesino y está allí, en alguna parte.
Arkadaşım Muffy'nin sahip olduğu ada oralarda bir yerde.
Y por allá está la isla de mi amiga Muffy.
Oralarda bir yerde.
En algún lugar arriba de aqui.
Oralarda bir yerde. Tanrım.
Está ahí, por Dios.
Saatler alabilir ama oralarda bir yerde... olması lazım.
Pero lo hallarás allí. En algún lugar.
O, oralarda bir yerde.
Ella está por ahí. Yo sólo...
Tüm bu işlerin arkasındaki puştun kim olduğunu biliyorum oralarda bir yerde canı yanıyor, bu da hoşuma gidiyor.
Sé de un capullo que es el responsable de toda la jodida operación y hemos tocado a ese hijo de puta, y eso me encanta.
Sanırım oralarda bir yerde yüksek kalite bir kız var.
Creo que ahí hay una chica de Alta Calidad.
Bob'un oralarda bir yerde vücut bulduğunu düşünün. İçine girebileceği bir başka kurban aradığını.
Me lo intento imaginar ahí fuera, encarnado buscando a otra víctima para poseerla.
Aramaya devam et. Oralarda bir yerde olmalı.
Sigue intentándolo, Está ahí, en algún lugar.
Oralarda bir yerde olmalı.
Está ahí, en algún lugar.
May oralarda bir yerde olmalı.
Tiene que estar en algún sitio.
- Kara oralarda bir yerde, biliyorum.
La tierra está ahí.
Oralarda bir yerde olmalı.
Tiene que estar en alguna parte. ¿ Qué está haciendo?
Sanırım kabullenmesi zor olan oralarda bir yerde başka bir gerçeklik olması beni hiç sevmediğin.
Me resulta difícil aceptar que existe otra realidad en la que nunca me has amado.
Oralarda bir yerde görüşürüz.
Nos veremos... ahí fuera.
- Onları görmüyor olmamız, oralarda bir yerde olmadıkları anlamına gelmez, efendim.
Que no los veamos no significa que no los haya.
- Eğer oralarda bir yerde yerli varsa onları bulacağım.
Si hay indios, los encontraré.
Günaydın, efendim. Monfriez oralarda bir yerde.
Buenos días, señor, Monfriez está por allá.
Adam oralarda bir yerde olmalı.
El hombre tiene que estar en alguna parte.
Oralarda bir yerde.
Los encontrará por ahí.
Bilirsiniz, erken bir saatte tiyatroda idim, fakat sizi oralarda hiçbir yerde bulamadım.
Estuve en el teatro hace rato pero no pude encontrarlo.
- Oralarda bir yerde.
Está por ahí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]