Perde traduction Espagnol
1,869 traduction parallèle
Betty, beyaz perde dünyası ile ilgili son hadiseleri anlatırdı.
Y Betty, de la última edición de Screen World.
Sadece perde, bilirsin
Solo cortinas... Tú sabes
Sadece doğal perde rengi.
No. Solo ese color normal de cortina.
Perde rengi?
¿ "Color de cortina"?
Doğru.Tamam. Çok hoş perde Büzgüyü alacağım.
Bien. Bien. Que súper persianas.
Hey, perde partisi.
Mira, una fiesta de cortina.
Yatak odamda perde partisi!
¡ Una fiesta de cortina en mi habitación!
Kasetçaları bağlamam, birkaç perde asmam ve ışık yakmam lazım.
Tengo que enchufar el radiocasete, colgar algunas cortinas y algunas luces.
Oğlunuzun üzerine perde çektiler.
Ellos ya le cerraron la puerta a su hijo.
Hayır, şirket yöneticilerine, ev hanımlarına, perde arkasındakilere, bir kader kurbanına ait.
No, pertenecen a testaferros... amas de casa, inquilinos, una pobre víctima de ataque cardíaco.
Thorne'un bu yöntemle bir çok kişiyi yanına toplayacağı söyleniyor Ve ülke için de yeni bir perde açılacak vatandaşların adalet ve demokrasiye daha da yaklaşabilmesi için
La declaración de Thorne hoy fue un severo golpe al proceso de paz y causó un gran duda con respecto a la intención del gobierno de acercarse a los Ciudadanos por la Justicia y la Democracia.
Buraya kapayacak bir perde alabilir miyim?
¿ Pueden poner una cortina aquí?
Perde arasında orkestra önündekileri gözlüyorum.
Siempre espío a la audiencia justo antes de que suban las cortinas.
Ne acıklı, bu zavallı adamın perde alacak parası yok!
¡ Qué triste este pobre tipo que ni siquiera puede pagarse cortinas!
Perde yaptırmışlar.
Pusieron cortinas.
Neden perde, neden?
¿ Por qué las cortinas, carajo?
- Elena neden perde alsın ki?
- ¿ Por qué ella compró cortinas?
- Perde taktırmak istediysen...
- Si querías cortinas...
Polis soracak : "Ne çalındı?" "Hayır, eve perde asmışlar."
Los policías dirían : "¿ Qué se robaron?" "No, colgaron cortinas".
Pignon'un evine perde yaptırdım.
Tengo las cortinas de la casa de Pignon.
Geçmişe perde mi çekiyorsun?
¿ Usted olvida el pasado?
İkinci perde... ve ben dönene kadar her şeyi yolunda tutun. Tamam mı?
Arranca el segundo acto y mantén las cosas rodando hasta que yo vuelva, ¿ sí?
Karanlık bir perde gibi...
El cielo gris encima de nosotras
Anlaşılan senin için perde kapandı, Raji.
Parece que bajó el telón para ti, Raji.
Perde iki.
- Segunda toma
Perde iki.
- Seunda toma!
Ve birden perde açıldı, bir asistan geldi ve dedi ki :
Y de repente la cortina se abre y entra una asistente y dice :
Bunu nasıl yaptığını bilemiyorum... Ben Mark Steines, perde arkası, yılın olayına bir dikiz atarak,
No sé lo que ha hecho... Soy Mark Steines, entre bastidores, justo antes de uno de los desfiles, de la presentación de la línea de primavera de Gavin Ruvelle.
Perde açılır.
La cortina se levanta.
Latnok yöneticisi tipler, perde arkasında, gizemli kişiler.
Todos esos tíos importantes de Latnok son todo misterio y secretismo.
Wisconsin'in en büyük beşinci televizyonunun perde arkasında zamanın nasıl geçiyor?
Cómo estás pasando tu tiempo detrás de escena del programa número 5 más visto de Wisconsin.
Beyler, perde arkasında sihirbaz kim, tabiri caizse?
por así decirlo?
Ben daha çok perde arkasındaki adamım.
Soy más de tras del escenario.
Perde bile açılmadı.
35, taxista
Şey, Eric'in odasına perde almaya gidiyoruz.
Bueno... vamos a comprar cortinas para el cuarto de Eric.
Çimen üzerindeki ıslak plastik perde.
El plástico se desliza en el pasto.
Perde üzerinde yırtılmalar vardı - ceset en azından yolun yarısı boyunca çekilmiş.
Habría roturas en la cortina el cuerpo sería arrastrado al menos parte del camino.
Benimki daha yeni sinemada iş buldu perde olarak!
¿ Piensas que tu mujer es gorda? mi mujer trabaja en el cine, de pantalla.
Veya veya, biz kapalıyken duvarı yıkarsınız ve sonra bir perde gibi bir şey ile kapatırsınız ve diğer tarafta yapacaklarınızı yaparsınız.
O... Podrían derribar la pared mientras tenemos cerrado, y luego podríamos poner unas cortinas o algo así mientras siguen trabajando del otro lado.
Perde açıkken iç çamaşırıyla dans etmek hep işe yarar. İnternet sohbetlerinde ise buluşmayı teklif ettiklerinde nehir kıyısında, tren yolunun oradaki terk edilmiş arabalardan birinde buluş.
Bailar en ropa interior con las cortinas abiertas siempre es bueno, y si estás en salas de chat y te sugieren un encuentro cara a cara,
Bunlar yüzünden onun ne kadar yetenekli bir insan olduğu gerçeği perde arkasında kalıyor. Megadeth ilk ortaya çıktığında Dave, Metallica'dan kovulduğu için kendini kanıtlamaya ihtiyacı vardı.
Si, cuando Megadeth apareció tenía que probar no tenían nada que ver con Metallica
Pekala, seni perde arkasına getirdim.
De acuerdo, te he descubierto detrás de la cortina.
- Perde 3'e götürün.
- Cortina tres.
Bence sizin gözlerinize perde inmiş.
Lo que creo es que ustedes tienen puestas anteojeras.
Daha çok, perde arkasındaki bir deha bizden iki adım önde gidiyormuş gibi.
Mas parecido a la mente que organiza esto, dos pasos delante nuestro.
Perde kapanıyor.
Las luces se apagan.
Tam olarak çözebilmiş değilim. Ama tahminlerime göre bu perde ile aranda bir bağ var.
No creo las tenga todas conmigo, pero creo que cuando eras joven te paso algo con unas cortinas
Afrika kıtasında bir yerde bütün gökyüzünü şu an yarısaydam bir perde sarmış ve bölgeyi komple karanlığa gömmüş durumda.
En algún lugar del continente Africano... Una membrana transparente cubre el cielo, obscureciendo la tierra.
Perde aralarımız için bu resim gibi ayarları hep tercih ettim.
De lejos prefiero estos ajustes tan pintorescos para nuestras reuniones.
ne... perde arası.
Este es el intermedio.
Bu perde yetişkin kızların kullandığı duşun perdesiydi.
La cortina era usada en la ducha para discapacitados.