Sabahları traduction Espagnol
2,812 traduction parallèle
Özür dilerim, sabahları boşaltırım.
Perdona, por la mañana. A eso de las 8.00.
Çocukluk çağımın, mutlu Noel sabahları gibi mi?
Infancia, mañanas de Feliz Navidad, ¿ ese tipo de cosas?
Hâlâ sabahları kalkacaktın o hâlâ ölmüş olacaktı.
Seguirías levantándote por la mañana, y ella seguiría estando muerta.
Komuta kararlarını vermeyi bırak sabahları yataktan bile zor kalkıyorsun.
Apenas te puedes levantar de la cama en la mañana y ni hablar de tomar decisiones de comandante.
Sabahları uyanmadan hemen önce, dünyanın olağanca ağırlığını göğsünüze henüz bastırmadığı işinizin veya bağ kuramadığınız kocanızın ya da hayal kırıklığına uğratmaktan korktuğunuz çocuklarınızın henüz aklınıza gelmediği bir kırılma anı vardır.
En la mañana hay una fracción de segundo justo antes de que despiertas cuando el mundo no te ha presionado sobre el pecho. Antes de recordar tu trabajo o el esposo con el que no te puedes conectar o los hijos, a quienes temes decepcionar.
Eski şef sabahları çok az kişiyi başlatırdı.
Al antiguo jefe le gustaba empezar solo con algunos de nosotros por las mañanas.
Gerçekten mi? % 15 faiz ve önümüzdeki 3 yıl boyunca sabahları tuvaleti senden önce kullanacağım.
¿ De verdad? A un 15 % de interes, y me pido la primera para el baño por la mañana para los próximos tres años.
Sabahların en güzeli değil mi, Şerif Carter?
¿ No es esto más encantador por la mañana, Sheriff Carter?
İnan bana sabahları onu okula göndermek hiç kolay olmuyor.
Lograr que vaya a la escuela por las mañanas no es fácil, créeme.
Devletin her adımımı takip etmesini engellemek için kimliğimle ilgili her şeyi yok etmiştim gerçi ama sana şunları söyleyebilirim ki ablam her türden haki pantolona bayılır kimsenin bakmadığını sandığı zamanlarda gizliden sigara tüttürür ve sabahları böyle feci alaycı konuşan bir kaltak olabilir.
Bueno, destruí todo tipo de identificación personal, para evitar que el "Gran Hermano" siguiera mis movimientos, pero puedo decirte que mi hermana nunca se gastó dinero en unos pantalones que no le gustaran, roba cigarrillos cuando cree que no la ve nadie, y puede ser una verdadera hija de puta sarcástica por la mañana.
Sabahları tetik parmağım seğirerek uyanmaya başladım.
Me despierto con mi dedo del gatillo con contracciones. Da escozor.
Diğer şeylere gelince, şu anki halleriyle mutluyum. Son zamanlarda sabahları uyanamıyorum.
Hasta el punto de que no te importa nada más.
Diğer şeylere gelince, şu anki halleriyle mutluyum. Son zamanlarda sabahları uyanamıyorum.
últimamente no puedo levantarme de la cama.
Sabahları uyandığımda... Yatakta oturuyorum ve...
Y cuando me levanto en la mañana me siento y hago...
Ben de bazen, akşamdan kalma hali olur böyle olunca da sabahları fazladan dikkatli olmam gerekiyor.
Tengo, eh, una resaca de cuando en cuando. que requiere una atención extra por la mañana.
Gece yarılarına kadar fazla durması, sabahları kanama yapıyor.
Un exceso de trasnochos devengando en amaneceres.
Sabahları tetik parmağım seğirerek uyanmaya başladım.
Despierto con el dedo que aprieta el gatillo palpitando.
Kızımı sabahları okula bırakmak zorundayım.
Tengo que dejar a mi hija en la escuela todas las mañanas.
Peki bir İsrailli'yi sabahları ne uyandırır?
Así que, ¿ que despierta a un Israeli por las mañanas? .
Onu sabahları evden çıkarken izlediğimi hatırlıyorum.
Recuerdo verle yéndose por las mañanas.
Özellikle de sabahları, ve ben yemeğimi çiğnerken.
Especialmente por las mañanas y siempre que mastico mi comida.
Evet, sabahları kendime getiriyor beni.
Sí, logra despertarme por la mañana.
Ben sabahları kahvaltı yapan biriyim.
Soy un tipo que necesita desayunar.
Kimsenin beni tanımadığı bir yere. İşleri berbat etmediğim bir yere. Sabahları içki içebildiğim ve bunu yaptığımda da suçlu hissetmeyeceğim bir yere.
A algun ditio donde nadie me conozca, donde no haya estropeado ya las cosas... donde puedas beber por la mañana
sabahlarımı % 100 daha ilginç yapıyor ve akşamlarını?
Hace mis mañanas un 100 % más interesantes. ¿ Y las tardes?
salı ve pazarları bunlar beraber televizyon izleyebileceğimiz günler ve beni sabahları ve öğlenleri arayabilirsin.
- Los Martes y domingos de noche podemos ver la televisión juntos. - Y puedes llamar de mañana o de noche pero tal vez no ambas en un mismo día.
Sabahları asla uykudan kalkmamam gerektiğini bana hatırlat.
Recuérdame que no vuelva a despertarme.
Sabahları ne kadar güzel göründüğünü söylemiş miydim? Pekala. Pekala dudakların ve ellerin çalıştığı yeter.
¿ Te he dicho lo guapa que estás por la mañana? Basta de labios y manos.
Sabahları banyo yapmasına yardım ediyorum dişlerini fırçalamasına ve tıraş olmasına.
Lo ayudo a bañarse por la mañana a lavarse los dientes y a afeitarse.
Bir iş bulmaya çalışırken kıçımı yırtıyorum ki bu da sabahları saat dörtte uyandırıldığımda çok zor oluyor çünkü sen bahçede dünyanın en uzun soluklu oyununu oynuyorsun :
Me estoy partiendo los cuernos intentando encontrar un trabajo, algo muy difícil de hacer cuando me despiertan a las 4 : 00 a.M. Porque estás en el patio jugando el juego más largo del mundo de "agarrar el pasado"
Sabahları seni kaldırmak zorunda kalmam o zaman.
Chico, no habrá forma de sacarte por la mañana.
Çok güzel gözüküyorsun tatlım ama sabahları pempe üniforma giyilir.
Vas muy pulcra, querida, pero el color teja es para las mañanas.
Pazar sabahları ayine giderim.
Los domingos yo voy a Misa.
Bir aile beni işe aldı. Sabahları orada çalışacağım.
Y una de las familias me contrató, asi que trabajaré ahí en las mañanas.
Pazar sabahları evimiz huzur doludur.
Las mañanas de domingo son calmadas aquí.
Bunu sana vermem uzun sürdüğü için üzgünüm ama sabahları seni kaçırıyorum.
Siento que me tomó tanto tiempo darte esto pero nunca te veo en las mañanas.
Sabahları, Hindista meditasyonu yaparsın.
En la mañana haces meditación de India.
Geceleri çalışıyor, sabahları evde olur.
Él trabaja de noche, así que estará en casa.
Haftada 3 gün sabahları gelmesini isteyeceksin.
Lo quieres tres mañanas por semana, ¿ entiendes?
Artık sabahları radyo dinlemiyorum.
Ahora ya no busco Radio 4 por la mañana.
Sabahları dışarı çıktığımda sokak çocukları bana gülümsüyor.
Cuando salgo por la mañana, los niños de la calle me sonríen.
Bazı sabahlar yataktan çıkmak bile istemiyorum.
Lo entiendo perfectamente. Algunas mañanas ni siquiera quiero salir de la cama.
Kara birer gece oldu tüm sabahlar da.
De tal manera que las mañanas son una noche despiadada
İyi sabahlar. Bir şey buldun mu?
Buenos dias. ¿ Has encontrado algo?
İyi sabahlar!
¡ Buenos días!
Harika sabahlar!
¡ Excelente dia!
İyi sabahlar.
Buenos días.
Harika sabahlar.
Buenísimos.
Sabahları nefesim kötü kokmasın diye, senin kalktığımı sandığından 20 dakika önce kalkıp dişlerimi fırçalıyorum. Pekâlâ.
Bien.
Aah, güzel sabahlar, efendim.
Oh, buenos días, señor.
- İyi sabahlar.
- Buenos días
sabah 162
sabaha 19
sabah 5 44
sabah 6 54
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah 8 42
sabah oldu 62
sabah görüşürüz 127
sabaha 19
sabah 5 44
sabah 6 54
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah 8 42
sabah oldu 62
sabah görüşürüz 127
sabah 10 40
sabah 11 17
sabah 3 24
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabah ilk iş 20
sabah 11 17
sabah 3 24
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabah ilk iş 20