Saygı mı traduction Espagnol
7,951 traduction parallèle
Yeteneklerinize saygı mı duymadılar?
¿ No respetan su talento?
Çok kafaya takmazdım ama babam çok saygı duyulan bir adamdı.
No me importaría tanto, pero mi padre era muy respetado.
Oraya gidip saygılarımı ileteceğim...
Bueno, yo... yo iré a presentar mis respetos y...
Hanıma büyük saygım var.
Tengo un gran respeto por esto, la Señora puede...
Saygısızlık etmek istemem ama Lord Drakan'ın kararı hakkında endişelerimi açıklamalıyım.
Con el debido respeto... debo expresar con preocupación la decisión del Príncipe Drakan.
Camları mı kıracaksınız yani? Saygılı bir hareket değil bu.
¿ Qué, el romper ventanas, ya no es respetable?
Kanunlara saygılı olmamı mı bekliyorlar?
¿ Quieres que respete la ley?
Hayatım boyunca saygılı oldum.
Toda mi vida he sido respetuosa.
Anlamadım? Bütün saygımla... Bu saçmalık.
Con todo respeto, eso es basura.
Sokaklarda saygın bir adım olsun istedim, Borges de öyle...
Necesitaba respeto en las calles y los Borges y, hermano...
Bugün saygıdeğer resepiyanımız için toplandık.
En fin, estamos aquí para hablar de nuestro estimado homenajeado.
Evime kadar gelip de, bana saygısızlık edecek yürek var mı, sizde?
¡ ¿ Tienes la audacia? ...! ¡ ¿ de venir a mi casa y faltarme el respeto?
Onlara iş vermek zorundayız, Ama onlara saygılı davranılması gerekir aynen çocuklarımıza, arkadaşlarımıza davrandığımız gibi.
Tenemos que darles trabajo, pero tienen que ser tratados con el mismo respeto con el que tratamos a nuestros hijos, a nuestros amigos.
Üretim yaptığımız bütün fabrikaların, ilgili ülke mevzuatı ve asgari ücret yasalarına uymasını istiyoruz, kadınlara saygılıyız, çocuk işçi çalıştırmıyoruz, zorunlu çalışma hiçbir şekilde yapılmamaktadır,
A todas las fábricas donde producimos, les exigimos que respeten las leyes de salario mínimo, todas las leyes del país, respetar a las mujeres, no contratar a niños, no hay trabajo forzoso,
Esrar içmek ve Kimmie'nin kaltağı olmak. Sana artık saygı duymayacağım.
Fumas marihuana y te regalas con Kimmie ¡ Nunca te tendré respeto!
Ve her seferinde sana saygısızlık eder ya da kötü davranır veya belaya bulaşır kendi kendine merak edersin, acaba yanlış olanı mı kurtardım diye.
Y cada vez que es irrespetuoso, se comporta mal, o se mete en problemas, usted va a preguntarse : "¿ Quizá salvé al equivocado?"
Blaine ile ayrıldığımızdan beri Ona saygısızlık olmaması için kimse görüşmedim Ama sonunda atılmaya karar verdim.
No he salido con nadie aparte de él, pero finalmente he decidido dar el paso.
Ben sadece saygımı göstermek istedim.
Quería presentar mis respetos.
Saygısızlık yaptım, özür dilerim.
Fue una falta de respeto y lo lamento.
Saygısızlık olmasın ama haftalık ders için zamanımız yok.
Um, sin faltar, pero no tenemos tiempo para una lección semanal.
Operasyonun başladığını haber vermek için aradığımda saygımdan ve nezâketen aradım ama kararımdan pişman ettin şimdi.
Cuando te llame para decirte lo que pasaba. Lo hice por cortesía y ahora me arrepiento.
Saygımı sunmak için mi?
¿ Para mis respetos?
Kyle'dan bahsederken saygıyla söz edeceksin. Beni anladın mı?
Si hablas de Kyle, habla con respeto. ¿ Me entiendes?
Başkası saygısızlık ederse kafasını gözünü kırarım.
Pero si otra persona le falta el respeto, le arranco la cabeza.
Saygın mısın?
¿ Es usted una Dama?
Senin kadar beceriklisini bulabileceğimi sanmıyorum ama isteklerine saygı duymalıyım.
No creo que pueda encontrar alguien tan eficaz como tú... pero debo respetar tu voluntad.
Niye kalabalığa saygı sunuyorum ki ipte yürüyen kişi ben olacağım.
¿ Por qué respetar a la audiencia? Soy yo el que esta en el cable.
Ülkemizi saygıyla selamlayalım!
Rindan homenaje a nuestro país.
Başkana bunu sana olan saygımdan ötürü yaptığımı söylersin.
Dígale al presidente que lo hago por respeto a usted.
Fakat... evliliğine saygı duyuyorum ve yaptığımız bu çalışma ilişkisine saygı duyuyorum.
Pero sé que estás casada... y respeto nuestra relación laboral.
Bu arkadaşımın doğum günü ve buna saygı duymanız lazım.
Es el cumpleaños de mi amigo... y deben respetar eso.
Kabul etmeliyim ki yeteneklerine saygı gösteriyorum ama o şu an burada üzerindeki o takım elbiseyle öleceksin.
Reconozco que respeto tu talento. Pero moriste en cuanto te pusiste el traje.
Gelecekteki saygımı? Kalsın, teşekkürler.
Así que un poco más de respeto en el futuro, Gracias.
Bakın, nasıl çalıştığımı size anlatmaya çalışırdım... -... ama içimde saygı duymayacağınıza dair bir his var.
Podría intentarlo y explicarles... cómo trabajo, pero tengo la sensación de que no lo respetarían.
- Özel hayatına saygı duydum. Rahat bıraktım.
- Y he respetado tu privacidad... dándote espacio.
Saygı duyulmaya, tapılmaya, hayran edinmeye hazır mısın?
¿ Lista para ser venerada, alabada, adorada?
Onun da benim de kendimizce inançlarımız var. Buna karşılıklı saygı diyorlar.
Hay algo llamado respeto mútuo.
Kişisel sırdaşım ve habercim olacak saygın bir genç bayan arıyorum.
Busco a una mujer respetable que actúe como mi confidente... personal y mensajera.
Saygımı göstermek istemiştim.
Solo quería presentar mis respetos.
Saygımızı hak ediyor.
Merece nuestro respeto.
Saygımı sunmak istiyorum.
Deseo presentarte mis respetos.
Dinle, Linda, ona hayat veren kadın olarak sana saygım var.
Mira, te respeto como la mujer que le dio vida.
Onun yerine, onunla gittim ne dediyse yaptım, bana söylenene saygı duydum.
En vez de eso, me fui con él, hice lo que él hizo, hice lo que hicieron los otros.
Köyüne, ailene saygısızlık etmen, ölmüş kardeşini unutman bu kadar kolay mı?
¿ Es tan fácil para ti deshonrar a tu pueblo, a tu familia, olvidar a tu fallecido hermano que está pudriéndose?
Her zaman annemle yeteri kadar konuşmadığım, aileme saygı göstermediğim konusunda söylenirdin.
Siempre me dices que no hablo suficiente con mamá que no respeto a la familia.
Asla başka birini takrarlama, kendine saygı göster, tamam mı?
Y nunca le repitas esto a nadie que respetes, ¿ está bien?
İkinizede en samimi saygılarımı sunarım.
Saludos afectuosos para ambos.
Masandaki Londra Edebiyat Fuarından aldığın saygın ödül tarafından aklım başımdan alındı.
Estaba distraída por este prestigioso premio de la "London lit" sobre tu escritorio.
Şu çocuklara saygı neymiş öğretmen lazım.
¡ Tienes que enseñarle a esos niños algo de respeto!
Hepimiz bu adamı savunmak gibi ağır bir görevi aldığın için saygı duyuyoruz ama birbirimiz kandırmayalım.
Todos te aplaudimos por tomar la tarea titánica de defender a esta hombre. Pero no nos engañemos.
- Bak Laurie'ye saygı duyarım. Ama böyle bir şeyi Peter asla yapmazdı.
Respeto a Laurie pero esto es el tipo de cosas que Peter jamás hacía.