Sesin traduction Espagnol
3,919 traduction parallèle
Ama o senin sesin.
Pero es su voz.
Anne, sesin yorgun geliyor.
mamá, pareces cansada.
Ve sesin ona benziyor.
La misma puta voz.
Sesin üzgün geliyordu.
Parecías un poco alterada.
Sesin tuhaf geliyor. Radyodaki gibi.
Tienes la voz rara, como hablabas en la radio.
Sesin Amerikalı gibi geliyor.
Suenas como Americano.
Bir iş çevirmeye kalkmasınlar, yoksa seni vermeyiz. Sesin korkmuş gibi çıksın mümkünse.
Diles que sin trampas o no, volverán a verte... y trata de sonar asustado.
Ezra, gittiğinden beri sesin çıkmadı.
Ezra, no sé nada de ti desde que te fuiste.
Sesin sarhoş gibi geliyor.
¿ Estás bien? Suenas ebrio.
İki. "Koss kaliteli sesin ebedi olduğunu bilir."
Dos. "Koss sabe que el buen sonido es eterno."
Şaşırtıcı bir sesin var.
Tienes una voz increíble.
Friends dizisindeki Phoebe gibi çıkıyor sesin.
Suenas como Phoebe de "Friends".
Sesin öyle demiyor ama. Sorun ne?
No por lo que parece. ¿ Qué ocurre?
Belli oluyor. Sesinden belli, sesin titriyor.
Algo te delata, un tiemblo
Sesin çaresiz gibiydi.
Pareces desesperada.
Scott, sesin gesiliyor, anladınmı? Sesin...
Scott, se entrecorta, ¿ sí?
Sesin kesiliyor.
Suena entrecortado.
Dur biraz. Neden sesin New York'ta değilmişsin gibi geliyor?
Espera. ¿ Por qué suena a que no estás en Nueva York?
Sesin bir tuhaf.
Tienes una voz extraña.
Tipin farklı, sesin farklı.
No te pareces a él. No suenas como él.
Ne var biliyor musun sesin aynı Cameron Dennis gibi çıkmaya başladı.
Sabes, suenas igual que Cameron Dennis.
Sesin endişeli gibi geliyor.
Suenas un poco estresado.
Bu sesin ne olduğunu bilecek kadar çok dizüstü bilgisayar üzerine oturdum. Hey. Ne buldun?
Me he sentado en demasiados portátiles como para no reconocer el sonido. ¿ Qué has encontrado?
Sesin kesik kesik geliyor.
¿ Bella? Te estoy perdiendo.
- Sesin daha da kalınlaşıyor.
- Tu voz se pone más grave.
En iyi arkadaşımın sevgilisiyle çıkıyorum. Üstelik sesin kafamın içinde. Nişanlısı.
Estoy en una cita con el novio de mi mejor amiga, y su voz está en mi cabeza.
Sesin hiç iyi gelmiyordu ve hiç iyi görünmüyorsun.
NO SONABAS BIEN Y NO TE VES BIEN.
Şimdiden sesin daha iyi.
Ya pareces estar mejor.
Crassus'u karşımda göreceğimi sandım. Sesin çok benziyor.
Creí que había hallado a Crassus, el timbre es igual.
Senin sesin de dahil.
También tu voz.
Sesin üzgün gibi geliyor.
Suenas molesta.
Sesin yorgun geliyor.
Pareces cansada.
Sesin çok kızgın.
Suenas tan enfadado.
Hayır, bir araya geldik. Çünkü bir sesin eksikliği- -
No, nos unimos porque no hay voces representativas...
Hurda büküm makinasının sesinden başka hiçbir sesin uyumama iyi gelmediğini fark ettim.
Creo que no hay nada como el sonido de estas zigzagueantes ruinas para ayudarme a dormir.
Yoksa çığlık atmaktan sesin kısılmış olurdu.
Aún no la perdiste de tanto gritar.
Sesin biraz tuhaf geliyor.
Suenas un poco alterado.
911'i aradığın zamanki sesin arkadaştan daha öte geliyordu.
Por su voz en la llamada al 9-1-1 parecía que eran algo más que solo amigos.
Günlerdir sesin çıkmıyor.
Hace días que no sé nada de ti.
Senin iş bitirici sesin bu mu?
¿ Esa es tu voz de conquistador?
Senin erkek sesin nasıl?
¿ Y cómo es tu voz de hombre?
Sesin çok yüksek.
Hablas muy fuerte.
Sesin kesiliyor.
Se está yendo la señal.
O halde sesin neden kötü geliyor?
¿ Por qué no pareces feliz?
Sesin iyi gelmiyor anacım.
Sí, no suenas muy bien, cariño.
Yani, hep yeniden... #... şarkı söylemek istemiştim. # Harika bir sesin var.
Bueno, yo siempre he querido... Tienes una voz maravillosa.
Sesin sahibinin Goldie olup olmadığını öğrenmek için bunu teknik servise götüreceğim.
Llevaré esto a los técnicos, quizá si lo pasan por reconocimiento de voz vean si coincide con la voz de Goldie.
- Sesin iyiymişsin gibi gelmiyor.
No suenas como si estuvieras bien. Estoy... estoy bien. No.
Annie, sesin gelmiyor.
Annie, te estoy perdiendo.
Sesin... çaresiz geliyor.
Suenas... desesperado.
- Sesin çok hoşuma gitti.
Me gusta tu voz.