Taki traduction Espagnol

Biraz da şansla öğle vaktine kadar onu yakalayabilir ve Ubient İlaç'taki üstlerini ele vermeye ikna edebiliriz.

Con un poco de suerte, podemos arrestarlo... y convencerlo de que entregue a sus superiores... de Farmacéuticas Ubient para, digamos, la hora de comer.

Red Hook'taki terk edilmiş bir depoda.

En un almacén abandonado en Red Hook.

Evet, bu Las Vegas'taki Hakkasan Clup'a girmek için V.I.P geçiş kartı istediğin sürece.

Sí, y aquí hay un pase VIP para el club "Hakkasan" en Las Vegas - para cuando sea que esté pasando música. - ¿ Qué?

- Echo Park'taki bir heykel.

Es una estatua, en Echo Park.

- Echo Park'taki.

- En Echo Park.

Jesus'a Flintwood'taki çalışanla konuşacağımızı söyledim.

Le dije a Jesus que nos sentaríamos con el ojeador de Flintwood. ¿ Me odias?

Güney Los Angeles'taki tek papaz o değil ya.

Y no es el único pastor en el sur de Los Ángeles.

Bayan Brown, kocanızın öldüğü gece Washington Heights'taki Dedektif Martinez'in evine geldiği kanısındayız.

Señora Brown, creemos que su esposo... fue a la casa de la detective Martinez en Washington Heights. la noche que murió.

Sylvia'nın gücü yüzünden Las Vegas'taki evlerini terk etmek zorunda kaldılar.

Tuvieron que dejar sus casas en Las Vegas por su poder.

Columbia Heights'taki bir parkta görünüyor.

Parece ser un parque en Columbia Heights.

Penn State ve Alabama, New Orleans'taki Superdome'da,

Penn State y Alabama. En esta exclusiva de ABC Sports.

New York'taki o dönme dolaptan atlayıp her şeyi başlatan kişi o.

Bueno, ella es la que empezó todo este asunto cuando ella saltó de esa rueda de la fortuna en Nueva York.

Şirketinizin 9 / 11'i hazır durumda ve Gulf'taki savaş, sanki onu görmüş gibisiniz.

La disposición de su empresa por delante del 11-S y la Guerra del Golfo, es como si lo hubieran visto venir.

İkinci bölümde York'taki muazzam konuşan heykeller hadisesinden...

El segundo capítulo tiene por objeto los maravillosos sucesos de York, las estatuas parlantes...

Duke'taki uzmanla görüştüm.

Así que... me reuni con esa experta de Duke hoy.

Tinder Banks'taki torbacılar ayda beş milyon dolar para aktarıyormuş.

Las mulas de Tinder Banks estaban moviendo cinco millones mínimo.

New York'taki gizlenmiş asileri arar gibi yapıp yanlış isimler ve çıkmaz sokaklara destekleyeceğim.

Estoy pretendiendo buscar rebeldes escondidos en Nueva York. Le doy nombres falsos, caminos sin salida.

- New York'taki isyancıların kökünü kazımaya yardım etmek için benimle çalışıyor.

Trabaja conmigo para ayudar a erradicar a los rebeldes de Nueva York. ¿ Qué?

Seninle geleceğin hakkında konuşmak istiyorum Chambers'taki ve diğer yerlerdeki.

¿ Qué? Quiero hablar contigo sobre su futuro... Aquí en Chambers y en otros lugares.

E - postanı aldım ve Idyllwild'taki arkadaşlarımla konuştum.

Recibí tu correo y hablé con nuestros amigos en Idyllwild.

Düşman elindeki Connecticut'a baskın yapmaya değil Long Island'taki isyancıları avlamak için buraya atandım.

Estoy apostado aquí para dar caza a los rebeldes de Long Island, no para hacer incursiones en territorio enemigo de Connecticut.

New York'taki tüm kanıtlar Simon De Merville'i gösteriyor.

Y todas las pruebas aquí en Nueva York apuntan a Simon de Merville.

- Bana bağırmak için New York'taki en soğuk yeri mi buluyordun?

¿ Averiguando el lugar más frío en Nueva York para gritarme?

En son Brooklyn, Red Hook'taki bir semtte görüldü.

Fue visto la última vez cerca de Red Hook en Brooklyn.

Montauk'taki her gerizekalı bu beş para etmez şeyi alıp, okudu. Memur Skerry dahil.

Cada idiota en Montauk compró y leyó esa mierda, incluido el Oficial Skerry.

Dikkatini çekerim, bu kitapta New York'taki gizli olan her değerli taş gösteriliyor.

Que conste que este libro ha descubierto cada gema oculta de Nueva York.

- Arkadaşın Damon'a ulaştık. Son birkaç günü Finchingfield'taki arkadaşlarını toparlayarak geçirdi.

Encontramos a tu viejo amigo, Damon... y pasó los últimos días con todos tus amigos de Finchingfield juntos.

Ama tüm forensik ve dijital kanıtlar tek bir hackeri gösteriyor tam New York'taki birini.

Y aun así, las pruebas forenses y digitales apuntan a un solo hacker, alguien de aquí, de Nueva York.

Yaz turnesi planları ile ilgili spekülasyonlar var, ama şu an Ağustos'taki Reading Festivali kesin durumda.

Se ha especulado sobre una gira para el verano pero hasta ahora solo confirmaron el Reading Festival, en Agosto.

Davey and Goliath'taki küçük siyah kuşu hatırlar mısın? Küçük ne?

¿ Recuerdan el pequeño pájaro en David y Goliat?

Size üzerinden çalıştığı Bronx'taki yeni park planından bahsetti mi?

¿ Te contó lo del nuevo plan para el parque del Bronx en el que está trabajando?

Kızınız Williams'taki en havalı, en güzel kızdı.

Tu hija era la chica más maravillosa, bonita de Williams.

Kötü haber şu, Rack, Quad'taki en fazla korunan yer.

Las malas noticias son que la CAR es el puesto más fortificado en el Cuadrante.

New York'taki dairene doğum günü kartı yolluyoruz sen sonraki hafta San Jose'deki "Jamba Juice" u ateşe veriyorsun.

Te enviamos una tarjeta de cumpleaños a tu apartamento en Nueva York, y la siguiente semana estás prendiéndole fuego a un Jamba Juice en San José.

Syracuse'taki olayı hatırlıyor musun?

Como... ¿ recuerdas cuando estuvimos en Syracuse?

Muppet'taki bilim adamı değilim ben.

No soy el teleñeco científico.

Sağ ol, Jim. FBI'ın, Joe Carroll'un akıl hocası olduğunu iddia ettiği Dr. Arthur Strauss'un adam kaçırma, zorla alıkoyma ve cinayette teşebbüsten yargılanacağı New York'taki federal mahkemedeyiz.

Estamos en el tribunal federal de Nueva York donde Arthur Strauss, el hombre que según el FBI, es el mentor de Joe Carroll, se enfrentará a un jurado por los cargos de asesinato, retención ilegal e intento de asesinato.

Red Hook'taki 46. iskeleye nasıl gidileceğine bakmış.

Buscó indicaciones para ir al muelle 46 en Red Hook.

- Red Hook'taki dostlarımız iş birliği yaptıkça işimizi o kadar etkin yapabilir ve bölgedeki düzeni sağlayabiliriz.

- Mientras más cooperación tengamos de nuestros amigos aquí en Red Hook, más efectivamente podemos hacer nuestro trabajo y restaurar el orden en el vecindario.

O New York'taki en iyi yaratık avcısı.

Es el mejor cazador de criaturas de Nueva York.

Seni bu gece, günes batar batmaz baslayacak olan Red Hook'taki özel bir partiye gidebilmemiz için ise almak istiyorum.

Me gustaría contratarlo para llevar una fiesta privada al otro lado del río hacia Red Hook esta noche, enseguida de la puesta del sol.

Red Hook'taki tüm elektrigi kesmeni istiyorum.

Quiero que apague las luces de Red Hook.

- Hancock'taki bowling salonundaymış.

Ella está en la bolera en Hancock.

Norfolk'taki kayıp laboratuvar olabilir mi?

¿ Cree que es el laboratorio que falta en Norfolk?

Kendisi Los Angeles'taki en yozlaşmış orospu çocuğudur.

Es el cabrón más corrupto en Los Ángeles.

Duruşma günümüzde, Val ile tanıştığımız mekana gittik. Brooklyn 9.Sokak'taki Rudy'nin barına. Ve tekilayla bayağı zil zurna olduk.

El día de nuestra audiencia, Val y yo fuimos al sitio donde nos conocimos, ese bar, Rudy en la novena, y acabamos pedo con tequila.

New York, Montauk'taki Atticus Kitabevi Descent'ın ciltsiz versiyonunu üç kez yeniden sipariş etti.

La Atticus Book Shop en Montauk, Nueva York, ha realizado tres nuevos pedidos de la edición de bolsillo de "Descent".

Sonunda Crown Heights'taki yeni yerimi göreceksiniz.

Finalmente van a ver mi nuevo lugar en Crown Heights.

Bize Crown Heights'taki beğendiğin yeri aldım.

Conseguí ese lugar que te gustó en Crown Heights.

Antrede balayını geçirdikleri Fas'taki küçük bir pansiyondan kurtardığı çay takımının altında,... Whitman'ın bebeklik portresi asılı. O kış üç kar fırtınası hızlıca ve art arda şehri vurdu.

y a través de la entrada, encima del juego de té y liberado de una pensión marroquí donde pasaron su luna de miel, colgaba el retrato que hizo de Whitman cuando era bebé, las tres ventiscas de invierno

New York'taki Four Seasons Otel gibi.

Se ve como una suite de hotel, del hotel Four Seasons de Nueva York.