Tema traduction Espagnol
18,267 traduction parallèle
Sesinin tonundan anladım ki bu konu sonra tartışılacak Üzerine bastın.
¿ Por su tono, asumo que es un tema a posponer hasta una futura charla?
İşin aslı, gen dizilimini tamamlamak için canlı Kree DNA'sı lazım bana.
Verás, el tema es, que necesito ADN de un Kree vivo... para completar la secuencia del genoma.
Neden bu konuyu açtın ki?
¿ Por qué sacas este tema?
Arkadaşlarınla olanları özümsemek istersin diye düşündük.
Asumimos que querrías tratar el tema con tus amigas.
Bir daha konusunu açmam.
No sacaré el tema otra vez.
- Bu bir tema değildi.
- No era temática.
Asıl konu hakkında.
Sobre el tema tabú.
Babanla olanların bittiğini düşünme.
No cometas el error de pensar que el tema de tu padre se acabó.
Görmezden gelinen aşikâr gerçek.
Sí, sobre el tema tabú.
Bilmem, psikopat bir suçlu tarafından kaçırılmak ilişkimizin ana teması aslında.
No sé. Ser secuestrados por criminales psicóticos ha sido más o menos el tema de nuestra relación.
Sözün özü ; bu yol karanlık bir yol.
Es el tema es que es un camino oscuro.
O oyunculuk şeysi benim için biraz fazlaydı ama dans ve kokainden epey zevk aldım. Var ya Brian? - Öyle mi?
Sabes, Brian, ese tema de actuar fue demasiado para mí pero disfruté del baile y la cocaína.
Pekâlâ, Joe buraya geldiğinde Brian'a karşı yumuşaması gerektiğini söyleyeceğiz ve bunu çözüme kavuşturup geçmişe gömeceğiz.
Muy bien, ahora cuando Joe llegue aquí solo vamos a decirle que tiene que relajarse con Brian y entonces todos hablaremos sobre este tema para poder dejarlo atrás.
Biz bitti.
- Vamos a dejar el tema.
I sadece onunla çıkıp gerektiğini düşünüyorum, biliyor musun?
Creo que hay que sacar el tema.
Eğer gibi birbirlerini play off ki?
¿ Y sacamos el tema entre las dos?
Bırakın EDECEĞİM.
- Está bien, dejo el tema.
Eğer bu konuda konuşmak için söz eğer çıkıp EDECEĞİM.
Saldré si me prometes no hablar del tema.
Sadece gitmesine izin gerekiyor!
¡ Tienes que olvidarte del tema!
Başka bir konu?
¿ Algún otro tema?
Bu benim için iyi bir konu değil.
Este... No es un buen tema para mí.
Konudan bayağı saptık.
Nos vamos de tema.
Alışveriş için markete gittim, bir daha da bahsetmeyeceğim bundan.
Fui al mercado a comprar comida y no hay más que hablar del tema.
Devlet Sekreterliği ofisinin tamamı üzerinde çalışıyor.
Toda la Secretaría del Estado está ocupándose del tema.
Ayrıca, Dışişleri Bakanı'nın sorununu çözmede istekliyiz.
También pretendemos abordar el tema del secretario de Estado.
- Konumuz bu değil.
- Ese no es el tema.
O halde konuyu duyalım.
Entonces oigamos el tema.
Konu şu ki inananlar... kibarca söylemek gerekirse konuşmanıza şaşırdı.
El tema es que los fieles están, por usar un eufemismo, sorprendidos.
Bildiğiniz üzere,.. ... binde 8'lik Kilise vergisi görüşmeleri yaklaşıyor. Gelecek kabine toplantısının gündeminde olacak.
Y, como saben, la revisión de la tributación de la Iglesia al 8 por ciento será el tema de nuestra próxima reunión de gabinete.
Konumuz israf değil, Kardinal.
El derroche no es el tema, Su Eminencia.
Hatırlat ona, Yüce Tanrım, o büyük, tek odalı yatakhanede,.. ... battaniyelerin altında geçen sonu gelmez gece sohbetlerimizi. Gizlice fısıldaşmalarımızı tükenmeyen tek konumuz,..
Recuérdale, Señor Todopoderoso, nuestras interminables conversaciones nocturnas, en ese gran dormitorio unitario, bajo las sábanas, cómo susurrábamos en secreto sobre nuestro único e inagotable tema de discusión :
Buna derler konu değiştirme!
¡ Eso es lo que ellos llaman cambiar de tema!
Konuyu değiştirme!
¡ No cambies el tema!
Sizin şakalarınızdan korktuğum için değil onları yeterince dinledim.
No porque tema por sus pequeñas ocurrencias... Escuché demasiadas de ellas esta noche.
Fakat söz ver. Orduya destek verdiğim duyulursa işte o zaman al başına belayı.
Pero ese es el tema, será un problema si otros saben que estoy financiando el ejército.
500 tema sayımı, fark ettiğini söyle ona.
Son de 500 hilos, dile que lo has notado.
Olay şu ki onlar artık benim kurallarım değil. Dostum, kendi oğlu.
El tema es que ahora son mis reglas.
Meseleyi ciddi değerlendirdiğimizi netleştirmek zorundayız, 911.Acil durumunuz nedir?
Debemos dejar en claro que tomamos este tema seriamente. 911. ¿ Cuál es su emergencia?
Her soruya "Bilmiyorum." yanıtı işin takibini zorlaştırıyor.
Se dificulta seguir el tema cuando cada respuesta a cada pregunta es "No lo sé".
Annem sürekli benim bu konuda konuşmamı istiyor.
Mi mamá sigue queriendo que hable sobre el tema.
Önemli bir şey değil.
No es una gran tema.
Önemli bir şey değil.
No es un tema... no es gran cosa.
Bence bizim için en iyi şey sadece sessiz kalmak ve bu konuda konuşmamak.
Creo que lo mejor para nosotros es estar callados y no hablar sobre el tema.
Aptalca hareket eden insanlar dışında partide bir şey olmadı, bu nedenle sürekli bunu konuşmak yardımcı olmaz.
Nada pasó en esa fiesta excepto gente pareciendo estúpida, así que siguiendo con el tema no va a ayudar en nada.
Konumuza dönersek...
Pero volvamos al tema...
Evet. Öyleyse savaş hakkında konuşma.
Entonces, no hables del tema.
Neyse şimdilik bu kadar yeter.
¡ Cambiemos de tema!
Mesele malikârdaki adamlar. Özellikle yaşlı olan... ve onun oğlu...
El tema es que esos tipos de la mansión, en especial el mayor...
Bizim için bir güvenlik sorunu doğuruyor.
Es un tema de seguridad para nosotros.
Demek... demek istdiğim, her şeyi.
Sobre cualquier tema.
Hem konuyu değiştirmeyi bırak.
Y deja de cambiar de tema.