Timo traduction Espagnol
726 traduction parallèle
O dolandırıcılığa kanmayacağız.
Sí, no nos interesa ese timo de la Bolsa.
- Bu pis bir numara.
- Vaya timo.
- Bir dakika. Bu ne üç kağıtçılık.
Es un timo, una estafa.
Sizi buraya aldatmak ya da dolandırmak için getirtmedik, az önce sattığım iki müzik kutusunun tıpkısı.
Señoras y caballeros, esto no es un timo... es una réplica exacta de las dos anteriores.
Biri ona enayi olduğunu söylese sence vazgeçer mi?
Si alguien le contara que es un timo ¿ crees que lo dejaría?
Bu... Bu kulüp çığırtkanına bulaşmamalısın.
No deberías involucrarte con este... este timo.
DÜNYA'NIN SONU KEHANETİ ŞAKASI ASTRONOMLARDAN DÜNYA'NIN SONU ÖNGÖRÜSÜ
TIMO DE LA predicción DEL FIN DEL MUNDO LOS ASTRÓNOMOS PREDICEN EL FIN DEL MUNDO
Sizin gibi inceliği her halinden belli bir beyefendi belki de talihsiz bir aldatmacaya kurban gittiniz.
Un caballero tan refinado como usted tal vez haya sido víctima de un timo.
Atayım, tayım, sayım, ayım...
Limo, timo, primo, rimo...
Ah, bu defa haciz kokusu alır gibiyim.
Ah, esta vez me huele a timo.
Ne harika bir araba! Bununla mı gidiyoruz? Paltolar nerde?
Dan muy bien el pego.Pero por 1600 liras... se darán cuenta que es un timo.
Eski bir hilekarlık.
Es el timo de la estampita.
Salt dolandırıcılık olduğunu mu söylemek istiyorsun.
¿ Quiere decir que al final era un timo?
Başından beri bunun bir sahtekarlık olduğunu ona söyledim.
Desde el principio le dije que era un timo.
Şu an gördüğün bildiğin eski bir dolandırıcı sadece.
Estás viendo un timo a la antigua usanza.
Kendi istekasını getiren adamı oynasın diye ayartmam ben.
Nunca timo a la gente que se trae sus propios tacos.
Paranı alıyorlar, seni kazıklıyorlar!
¡ Se quedarán con la pasta y te dejarán tirado! ¡ Es un timo!
- Bizi kandırmaya çalışıyor.
- Sólo que es un timo, eso es todo.
Hile yaparken yakalandı.
Le pillaron en un timo.
Bu kıskanç koca numarası işe yaramaz.
Un pequeño timo que no funcionó.
Alışıldık bir dolandırıcılığa kurban gitmiş.
Había sido víctima de un timo de confianza.
Dolandırıcılık demek.
¿ Un timo de confianza?
- Ne mi var, bu aptal bizi öldürecek.
Lo que este timo, nos matan.
Tek bir numara daha. Bir milyon getirir.
" Con un timo más, ganaremos millones.
Müthiş bir dümen.
es un gran timo.
İsyanlar bu üçünün yüzünden oldu. Askerlikten kurtarma bahanesiyle Kiochi'li köylülerden, yüz binlerce yen dolandırdılar ve paralarla birlikte, ortadan kayboldular.
Esos tres se aprovecharon de la situación y estafaron grandes sumas a los aldeanos de kiochi usando el timo de "la exclusión del reclutamiento" para después desaparecer sin dejar rastro.
- Ben hiçbir zaman salaklarla oynamadım.
- No timo así.
En sıkı oyunumuz, ve henüz gazetelerde yayınlanmadı.
Es el mejor timo que tenemos. Nadie lo conoce todavía.
Ben bile bildiğimden emin değilim.
No sé si conozco ese timo.
- Bir oyun oynamanın onu dünyanın en büyük yazarı yapabilir mi?
¿ qué un timo lo convirtiera en el escritor más famoso del mundo?
Siz ikiniz dolandırıcısınız.
De modo que estáis montando un timo.
Taciz, fahişelik, teşhir.
Bombo, chanchullo, timo.
İlk Toparlak vardı, sonra kendini ölümüne şişiren vücut geliştirmeci Steve sonra da bize kapının önündeki döküntüyü satan Raymond.
Primero Lumpy, luego Steve, el culturista que se engrasó hasta morir luego Raymond, que nos vendió el timo de coche de la puerta.
- Resmen dolandırıcılık.
- ¡ Vaya timo!
Niagara Şelaleleri " nde balayı geçiren yeni evliler gibi davranıyoruz!
¡ De recién casados para sacar a la luz un timo en las cataratas del Niágara!
Bu bir dolandırıcılıktır.
Es un timo.
Her yerde pezevenkler, fahişeler, bayağı sanatçılar gölgede kalmış türden eğlence fantezileri var. Adlarını anmak bile çok vahim.
Centro neurálgico de chulos, putas, artistas del timo sin clase y otros tipos dispersos de fantasías entretenidas demasiado desesperadas como para mencionarlas.
Kesinlikle çingenedir.
No, es un timo.
Bu sahtekarlık Paul ve bunu sende biliyorsun.
Es un timo, Paul, y tú lo sabes.
Şu bildik sikle am martavalı, ha?
El viejo timo de polla y coño, ¿ eh?
İşte bu "tırnak" denen küçük bir dolandırıcılıktır.
A esto se le llama "el timo del cambio".
Tırnak, açığa çıkıyor.
El timo del cambio al descubierto.
Bu bir yalan, aldatmaca.
Es una farsa, un timo.
This is called "short con".
Esto es un timo rápido.
Yıllar sonra, böyle bir vücut görebilmek için müzeye gitmeniz gerekecek.
Dentro de unos años, habrá que ir a un museo para ver un timo así.
- Mike, sen King Kong'sun.
- Eres el rey del timo.
Bir sahtekar varsa sen olduğunu düşündüm.
Pensé que si alguien era un timo, que eras tú.
Onları, çocuğumu kandırarak almış.
Lo siento pero esos sellos han llegado a usted como consecuencia de un timo a mi hijo son sellos muy caros y apenas le pagaron nada por ellos
Çok üç kağıtçısın.
Eres un artista del timo.
Dolandırıcılık bu.
Es un timo.
Hikayesi yok.
Es un timo. No hay argumento.